Ankara’da 15 yıldır yapılan 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü, polisin engellemeleri üzerine Kuğulu Park’ta yapıldı. Eylem, yağmura rağmen yaklaşık 250 kadının katılımıyla coşkuyla gerçekleşti.
SiyasiHaber
Ankara Feminist Kolektif ve Feminist İletişim’in çağrısıyla Kuğulu Park’ta saat 19.00’da 8 Mart Feminist Gece Eylemi gerçekleştirildi. Eyleme yoğun yağmura rağmen yaklaşık 250 kadın katıldı.
Ankara’da 15 yıldır her 8 Mart’ta yapılan Feminist Gece Yürüyüşü’ne Emniyet bu yıl izin vermeyeceğini açıkladı. Sakarya Meydanı’nda toplanıldıktan sonra yürüyüş yapılması planlanırken, Emniyet’in katı tutumu nedeniyle Feminist Gece Yürüyüşünün toplanma yeri Kuğulu Park olarak değiştirildi.
Kuğulu Park’ta toplanan kadınların Tunalı Hilmi Caddesi’nde yürüyüş yapmasına da Emniyet tarafından engel olundu. Bunun üzerine kadınlar Gece Eylemlerini burada gerçekleştirdi. Kadınlar eylem boyunca “Kadınlar Susmayacak”, “Jin, Jiyan, Azadi”, “Susmuyoruz, Korkmuyoruz, İtaat Etmiyoruz” sloganları atıp müzik eşliğinde dans etti.
Eylem Komitesi adına Özgürüz TV’ye konuşan Hatice Erbay şunları söyledi: “Bu 8 Mart’a biz oldukça coşkulu hazırlandık. Fakat Pazar günü yapılan 8 Mart gündüz eylemine polisin müdahalesi ve sonrasında yaşananlar bu coşkumuzu düşürse de direncimizi yitirmedik. 15 yıldır geleneksel hale gelen 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü bugün burada gerçekleşiyor. İlk belirlediğimiz toplantı yerimiz Sakarya Meydanı’ydı ama yine Emniyet’in engellemeleri ve mesajları üzerine buraya almak zorunda kaldık. Aslında biz eylemlerimizi daha merkezi yerlerde yapmaya çalışıyoruz. Ama kadınların coşkusu ve bu yağmurlu havada çıkıp gelmeleri çok umut verici. Yaşasın 8 Mart. Her yer 8 Mart”
Eylem Komitesi adına konuşan Zekiye Karaca da şunları ifade etti: “Eminim bugün buraya gelmek isteyen çok çok fazla sayıda kadın var. Ama medyaya yansıdığı gibi 4 Mart’taki eyleme polisin saldırısı, hem de devletin kadınların herhangi bir eylemine izin vermeyeceği yönündeki mesajları, bu akşam beklenenin altında bir katılıma yol açtı. Buna rağmen çok coşkulu bir eylem oluyor. Devletin hem açıklanan hem gizli politikalarında muhafazakarlaştırmayı arttırmak, kadınları eve hapsetmek açık bir hedef. Boşanmayı engellemek için komisyonlar kuruluyor. Manevi destek vereceğiz diye din görevlileri kadınları boşanmaktan vazgeçiriyor. Kadınları öldürenler hep en yakınları. Ama devletin hedefi kadını değil aileyi korumak. Kadın cinayetlerini önlemek diye bir hedefi yok devletin. En son kadın cinayeti haberlerini engellemeye çalışıyor. Cinsel şiddete ilişkin düzenlemeler yapmaya çalışıyorlar ama bunu yaparken, biz 18 yaşın altındaki herkes çocuktur diyoruz, onlar 12 yaşın altına indirmeye çalışıyorlar. 13-14 yaşındaki çocukların -ben evlendirmek demiyorum- tecavüzüne zemin hazırlamaya çalışıyorlar. Bütün bunlar kadın cinayetlerini arttıran, teşvik eden, tetikleyen şeyler.”