SEÇTİKLERİMİZ – Yücel Özdemir Evrensel’e yazdı: “Deniz Yücel, sık sık kendisinin her iki ülke arasında pazarlık malzemesi yapılmaması gerektiğini söylemesine rağmen, gizli buluşmalar sıkı bir pazarlığın yapıldığını gösteriyor. En önemlisi de, Deniz Yücel’in gerçekten rehine alındığı gerçeğinin gün yüzüne çıkması.”
YÜCEL ÖZDEMİR
Deniz Yücel'in cuma günü, hem de mahkeme karşısına çıkarılmadan serbest bırakılmasının arkasında, rehine kurtarma filmlerindekine benzer diplomasi trafiğinin olduğu ortaya çıkıyor. Alman basınında Deniz Yücel'in serbest bırakılması sonrasında ortaya çıkan yeni bilgilere göre, serbest bırakma kararının asıl olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından verildiği kesinleşmiş görünüyor.
Süddeutsche Zeitung'da “Gabriel Yücel Olayı'nda nasıl arabuluculuk yaptı” başlığıyla yer alan habere göre, Deniz Yücel'in serbest bırakılması konusundaki diplomasi trafiğinin bizzat Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel tarafından yürütüldüğü ayrıntılı olarak yazıldı.
Gazetenin haberine göre geçtiğimiz hafta içinde Gabriel iki kez gizlice Erdoğan ile bir araya geldi. İlk görüşme, Erdoğan'ın Vatikan'a yaptığı ziyaret sırasında Roma'da yapıldı. Almanya'dan sessizce Roma'ya geçen Gabriel, Erdoğan'ın kaldığı otele gece giderek kendisiyle görüştü. Erdoğan diğer gün sabah Papa ile biraraya geldikten sonra Türkiye'ye döndü.
Roma'daki görüşmede Gabriel'in Erdoğan'a Deniz Yücel'in serbest bırakılması durumunda Türkiye-Almanya ilişkilerinin normalleşeceğine dair söz verdiği ifade edildi. Ancak, Türkiye tarafı daha sonra Gabriel'i ayrıntıları görüşmek üzere İstanbul'a davet etti. Şubat ayının ikinci haftasında gizlice İstanbul'a giden Gabriel bir kez daha Erdoğan ile bir araya gelerek Deniz Yücel'in serbest bırakılması durumunda atılacak adımların ayrıntıları ele alındı. Süddeutsche Zeitung'daki haberde, bu görüşmenin ardından Deniz Yücel'in serbest bırakılması için Türkiye tarafından adımların atılmaya başlandığı belirtildi.
Deniz Yücel'in bir kaç gün İstanbul'da kalmasına izin verilmedi
Gazetenin haberine göre, Deniz Yücel bırakıldıktan sonra eşiyle birlikte bir kaç gün İstanbul'da kalmak, evini toparlamak istiyordu. Ancak, bu yeniden gözaltına alınma riski doğurabileceği gerekçesiyle kabul edilmedi. Özellikle Türk tarafının ülkede yeni bir tartışmaya yol açacağından ötürü Yücel'in kalmasına sıcak bakmadığı kaydedildi. Deniz Yücel'in serbest bırakıldığı gün Gabriel'in özellikle yetkili mahkemeye teşekkür etmesi, süreci hızlandırmasından kaynaklandığı belirtiliyor. Deniz Yücel'in ifadesi görüntülü sistemle alınarak serbest bırakılmasına karar verildi.
Deniz'in sırtından politik pazarlık
Deniz Yücel, sık sık kendisinin her iki ülke arasında pazarlık malzemesi yapılmaması gerektiğini söylemesine rağmen, gizli buluşmalar sıkı bir pazarlığın yapıldığını gösteriyor. En önemlisi de, Deniz Yücel'in gerçekten rehine alındığı gerçeğinin gün yüzüne çıkması.
Sonuçta, Deniz Yücel'i kurtarmak için yapılan gizli görüşmeler tam da rehine kurtarma operasyonuna benziyor. Bu türden sessiz ve gizli kurtarma operasyonlarında genellikle ortalıkla fidye dolu çantalardan söz edilir.
Deniz Yücel'in kurtarılması sırasında her ne kadar fidyeden söz edilmese de politik ve ekonomik çıkar pazarlıkları yapıldığı açık. Bu pazarlıkta Türkiye'nin ne istediği Almanya'nın ne verdiği henüz tam olarak bilinmiyor. Bilinen, Almanya'nın Erdoğan'ın istediği yönde büyük tavizler vererek Deniz Yücel'i kurtardığı.
Daha önce de eski Başbakan Gerhard Schröder gizli bir şekilde Türkiye'ye giderek Alman vatandaşı Peter Streudtner'in serbest bırakılmasını sağlamıştı.
Şimdi, bu kurtarma operasyonuna katılan Gabriel'in dışişleri bakanlığı koltuğunda kalıp kalmayacağı en önemli soru. Alman basınında yer alan haber ve yorumlarda bu başarılı kurtarma operasyonunu yöneten Gabriel'in bir kez daha dışişleri bakanlığı koltuğuna oturmayı garanti ettiği yönünde. Bakalım Gabriel de bu operasyonu siyasi bir kariyere dönüştürebilecek mi?