KORKUT AKIN yazdı: “‘Moda Sevgilim’i ‘Yeniden’ okurken İzel Rozental’in bilgi birikimiyle, hatırladıklarının, dahası paylaştıklarının tadını duyumsuyorsunuz. Modalı Rum, Ermeni, Yahudi ve Kürtlerin hayatı, hayata bakışı, geleceğe yansıyan güzellikleri sergilenirken dönüp de bir kez daha yaşananları düşünüyorsunuz.”
KORKUT AKIN
Bir başkadır atadan dededen bir yerli olmak. Tabii, aynı oranda, aynı işi sürdürmek. Kültür deniyor buna… Bizde pek olmayan hani. Yok etmeye kararlı bir toplumuz ya, yine de güzellikleri taşıyanlar var aramızda, ne güzel. İzel Rozental kendi yaşamını, semtiyle birlikte anlatıyor. Ama hepimiz kendimizi bulabiliriz, kabul edersek.
Göçebe bir toplumdan gelişimiz nedeniyle olsa gerek, hiçbir şeyimiz “köklü” değil. “Kökü burada” olanlarıysa hep dışlamışız ne yazık ki! Ama kalıcı ve estet yapıtlar da hep kökü burada olanlardan gelmiş. Peki, ne demeye onları dışlıyoruz?
Yanıtı olmayan, olursa da kendi içimizde verebildiğimiz soru bu…
Barbar diyorlar…
Türklere boşuna “barbar” denmiyor; nerede iyi varsa, nerede güzel varsa yok ediyoruz. Bu insan için de geçerli, yaşam için de, ağaç, çiçek… hatta bina için de… Şöyle bir bakın çevrenize… haksızsam o zaman ne derseniz kabulümdür.
Habitat sürecinde Avrupa Başkentliği verilen İstanbul için birçok çalışma yapıldı. Biri de semtlerin anlatılmasıydı. İzel Rozental, yazdığı “Moda Sevgilim”i düzelterek genişletti ve “yeniden” yazdı.
Yerleşik kültür…
Gönül gözünü çevirdiği Moda’daki kültürden beslenen yazar yaşananlarla birlikte kişileri de anlatıyor. Bu, beraberinde müthiş bir duyguyu da taşıyor yanı sıra. İstanbul’un Anadolu yakasının bu güzel semtinde gençlikte yaşadıklarından başlayarak “nereden nereye” dedirtiyor bize de. Çünkü hiçbir şeyi bırakmamışız… hepsini tüketmiş, yok etmişiz. Acımaksızın.
Bir kere Modalı olunca…
“Moda benim ilk aşkımdı, hâlâ öyle…” diye başlamış Rozental, Moda’nın kendisine çok şey verdiğini itiraf etmiş duraksamadan. Sadece kendi aşkını veya yaşadıklarını değil, başkalarının yaşadıklarını da aktarmış.
Çok yakın bir zaman önce aramızdan ayrılan Ahmet Cemal’den de bir alıntısı var İzel Rozental’in… Cemal, artık kalmayan “eski Modalı”lardan “eski İstanbullular”a gönderme yapıyor. Sahi, sadece Ahmet Cemal’den değil, Haldun Taner’den Buket Uzuner’e, Mario Levi’den Deniz Kavukçuoğlu’na dek bütün ünlü -hepimizin sevdiği demek gerekir herhalde- Modalıları anıyor. Barış Manço da var tabii, ama Cem… Asıl Cem var. Çünkü o da karikatürist Rozental gibi. Behçet Çelik’in sunuşu ise gerçek bir deneme.
“Moda Sevgilim”i “Yeniden” okurken İzel Rozental’in bilgi birikimiyle, hatırladıklarının, dahası paylaştıklarının tadını duyumsuyorsunuz. Modalı Rum, Ermeni, Yahudi ve Kürtlerin hayatı, hayata bakışı, geleceğe yansıyan güzellikleri sergilenirken dönüp de bir kez daha yaşananları düşünüyorsunuz. Oysa ne güzeldir barış içinde bir arada yaşamak.
Moda Sevgilim “Yeniden”, İzel Rozental, anı, Kırmızı Kedi Yayınevi, 2016, 200 s.