Almanya Başbakanı Merkel, Türkiye’de iki Alman vatandaşının daha gözaltına alınmasının ardından Berlin’in Türkiye politikalarını daha da sertleştirebileceğinin sinyallerini verdi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Nürnberg’de partisi CDU’nun düzenlediği bir etkinlikte yaptığı konuşmada, Türkiye'de iki Alman vatandaşının daha gözaltına alınmasına tepki gösterdi.
Federal hükümetin Türkiye politikasında yeni rota değişikliğine gittiğini hatırlatan Merkel, "Ancak bugün ortaya çıkan durumun ardından belki de bu politikayı yeniden gözden geçirmemiz gerekli" diye konuştu. Antalya Havalimanı'nda perşembe günü iki Alman vatandaşının gözaltına alınmasına ilişkin "Bu tür gözaltıların çoğu, tamamen bir dayanaktan yoksun" diye konuşan Almanya Başbakanı, "O nedenle burada kararlı bir tepki vermeliyiz“ ifadesini kullandı.
‘Gümrük Birliği'nin genişletilmesi söz konusu olamaz’
Merkel, son dönemde Alman vatandaşlarına yönelik Türkiye’de yaşanan gözaltılar hakkında, "Bunların bizim hukuk devleti ilkelerimizle bağdaşır hiçbir yanı yok" diye konuştu.
Almanya Başbakanı, "Bu koşullar altında Türkiye ile Gümrük Birliği’nin genişletilmesi benim için söz konusu olamaz" diye konuştu. Merkel salı günü yaptığı açıklamada da Gümrük Birliği blokajının süreceğini kaydetmişti.
Erdoğan'a yanıt
Merkel konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı da eleştirdi. Erdoğan'ın Türk asıllı Alman seçmenlerin Hristiyan Demokrat Birlik Partisi, Sosyal Demokrat Parti ve Yeşiller Partisi’ne oy vermemeleri için yaptığı çağrının kabul edilemez olduğunu kaydeden Merkel, "Buna bizim ülkemizdeki insanlar tek başına karar verir" diye konuştu.
Schulz'dan yaptırım talebi
İki Alman vatandaşının daha gözaltına alınması ile ilgili Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) başbakan adayı Martin Schulz da Berlin'de bir açıklama yaptı. Yakında Türkiye’ye yönelik yaptırım uygulama noktasına erişileceğini belirten Schulz, "Bunun birkaç hafta veya ay değil, önümüzdeki günlerde Alman hükümeti tarafından gözden geçirilmesi gerektiğini" söyledi.
Son gözaltıların Türkiye ile Almanya ilişkilerini daha da kötüleştireceğini belirten Schulz, "Bunun siyasi nedenlere dayanma ihmali yüksek görünüyor" diye konuştu. Sosyal Demokrat Parti'nin Genel Başkanı, Türkiye’de tutuklu bulunan Alman vatandaşlarının konsolosluk hizmetlerinden yararlanamaması ve Türkiye’nin "keyfi uygulamalarının ortaya çıkması halinde vatandaşlarımızı korumak için harekete geçmek gerekiyor" diye konuştu. Schulz bu kapsamda AB üyelik müzakereleri ve Gümrük Birliği’nin genişletilmesi konularının ele alınması gerektiğini savundu ve "Alman vatandaşları Türkiye'de tutuklu bulunduğu sürece ben Gümrük Birliği’nin genişletilmesi taraftarı değilim" dedi.
‘Önemli olan Erdoğan'a bir sınırın nasıl gösterileceği’
SDP lideri Türkiye’ye yönelik resmi bir seyahat uyarısının da yapılması gerektiğini ifade etti. Schulz, Dışişleri Bakanlığı’nın bir süre önce yaptığı sözlü uyarıların "ne kadar ileri taşınabileceğine bakılması" gerektiğini kaydetti. Schulz ayrıca AB bütçesinden Türkiye’ye ödenmesi planlanan milyar euroluk üyelik yardımlarının dondurulmasının da ihtimal dahilinde olduğunu söyledi.
Schulz Türkiye’ye yönelik alınacak her türlü önlemde, "bu kararın, Alman vatandaşlarının bir an önce serbest kalmasını sağlayıp sağlamayacağının tartılması gerektiğini" vurguladı. SPD'nin başbakan adayı, "Önemli olan ucuz tepkiler vermek değil, aksine işin sonunda Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir sınırın nasıl gösterileceğinin" tespit edilmesi olduğunu belirtti.
Özdemir: Erdoğan bir rehineci
Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir, Bild gazetesine yaptığı açıklamada, "Erdoğan bir devlet başkanı değil, aksine bir rehineci" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında "Bulunduğu makamın onurunu ayaklar altına alıyor" diyen Özdemir "Durum, şu aralar kimseye Türkiye’de güvende olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyemeyecek kadar ciddi" dedi.
Sevim Dağdelen de ‘rehineci’ dedi
Sol Parti'den de son gözaltılarla ilgili Alman hükümetine ağır eleştiriler geldi. Sol Parti’nin Uluslararası İlişkiler Sözcüsü Sevim Dağdelen, Berlin’de yaptığı açıklamada, Başbakan Angela Merkel ve Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in Ankara’ya yönelik politikaları ile vatandaşın güvenliğini tehlikeye attığını söyledi.
Sol Parti milletvekili Dağdelen, "Bu tehlikeli durum karşısında Dışişleri Bakanlığı’nın derhal Türkiye’ye yönelik resmi bir seyahat uyarısı yayımlaması" gerektiğini ifade etti.
Dağdelen "Federal hükümetin tereddütleri rehineci Erdoğan’ı geçmişte etkilemedi, gelecekte de etkilemeyecek" diye konuştu.
Seibert: Hukuk devleti ilkelerine tam riayet bekliyoruz
Alman hükümeti sözcüsü Steffen Seibert ise Deniz Yücel’in 13 günlük gözaltı süresi dâhil toplamda 200 gündür tutuklu olması vesilesi ile bir açıklama yaptı.
Sözcü Seibert, "Türkiye’den, makul olmayan nedenlerle tutuklu bulunan tüm Alman vatandaşlarını serbest bırakmasını bekliyoruz" diye konuştu. Yargılama sürecinin hukuk devleti ilkelerine uygun olması gerektiğini kaydeden Seibert, konsolosluk ilişkileri konusunda da Viyana Sözleşmesi'ne tam riayet edilmesi gerektiğini vurguladı. Alman hükümeti sözcüsü, hem hukuk devleti ilkelerinin hem de Viyana Sözleşmesi’nin, gözaltına alınan Alman vatandaşları hakkındaki bilgilerin sürüncemede bırakılmamasını ve tutuklulara konsolosluk hizmeti verilmesinin engellenmemesini öngördüğünü de sözlerine ekledi.
Bild: Gözaltına alınanlar evli bir çift
Almanya Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada 31 Ağustos Perşembe günü Antalya Havalimanı’nda iki Alman vatandaşının gözaltına alındığı duyuruldu. Açıklamada gözaltıların siyasi suçlamalara dayandığı bildirildi. Bakanlık gözaltına alınan kişilerin kimlik ve cinsiyetine yönelik herhangi bir açıklama yapmadı ancak her iki kişinin de sadece Alman vatandaşlığının bulunduğu bildirildi.
Bild gazetesi ise Türk diplomatik kaynaklarına dayandırdığı haberinde, söz konusu iki kişinin evli bir çift olduğunu ve Türkiye’ye giriş yaparken gözaltına alındıklarını yazdı. Spiegel Online haber portalı ise gözaltına alınanların Türk asıllı iki Alman vatandaşı olduklarını ve Gülen yapılanmasına üye olmakla suçlandıklarını iddia etti.
Son gözaltılarla birlikte Türkiye'de 12'si siyasi sebeplerden ötürü olmak üzere toplamda 55 Alman vatandaşı tutuklu bulunuyor. Bunlar arasında Die Welt gazetesinin Türkiye temsilcisi Deniz Yücel, insan hakları aktivisti Peter Steudtner ile çevirmen Meşale Tolu da var.
(DW – Türkçe)