İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Williamson Ankara’da kaçırılan kişilerle ilgili, “devlet yetkililerince zorla kaybedildiklerini düşünmemize neden olan sebepler var” dedi, akıbetlerini sordu.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch/HRW) bugün Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e gönderdiği mektupta, “Türkiye makamlarının Mart 2017 itibariyle Ankara’da kaçırılan ve muhtemelen zorla kaybedilen en az dört kişi ile ilgili acilen soruşturma başlatması gerektiğini” ifade etti.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson “Kayıp kişilerin devlet yetkilileri tarafından zorla kaybedildiğini düşünmemize neden olan inandırıcı sebepler bulunuyor” açıklamasını yaptı.
“Türkiye makamları yükümlülüklerini derhal yerine getirmeli ve ciddi tehlike altında olabilecek bu kayıp kişilerin yerini tespit etmeli ve serbest kalmalarını sağlamalı. Şayet bu kişiler gözaltında tutuluyorsa derhal bir avukata erişimlerini sağlayarak ailelerine yerlerini bildirmeli.”
“Türkiye’nin kaybetmelerdeki karanlık geçmişi göz önünde bulundurulduğunda…”
Bianet’in haberine göre, Williamson, “Türkiye’nin zorla kaybedilmeler konusundaki karanlık geçmişi göz önünde bulundurulduğunda, yetkililerin Ankara’da meydana gelen ve endişe verici boyuta ulaşan çok sayıdaki kaçırılma vakasını soruşturması çok daha önem kazanıyor” dedi.
“İnsanların kaybolması ağır bir insan hakları ihlalidir ve koşullar ne olursa olsun yasaklanmıştır. Hükümetin artık bunun kökünü kazımak için harekete geçmesi gerekmektedir.”
“Kaçırılan eski öğretmen 42 gün gözaltında tutuldu”
HRW’nin açıklamasında, “kaçırılan kişilerden eski bir öğretmenin, 42 gün sonra polis tarafından resmi gözaltında tutulduğunun tespit edildiği” ifade edildi.
“En az üç kişi daha benzer koşullar altında kaçırılmış olmakla birlikte, bu kişilerin akıbeti henüz bilinmiyor.
“Kaçırma olayları arasındaki benzerlikler ve kaçırılan kişilerden birinin daha sonra gözaltında tutulduğunun tespit edilmesi, bu kişilerin Türkiye’deki güvenlik güçleri veya kolluk kuvvetleri mensuplarının gerçekleştirdiği bir zorla kaybedilme olayının mağduru olabileceği yönünde inandırıcı sebep teşkil ediyor.”
Öğretmenin ailesine 42 gün sonra telefon edildi
HRW, gözaltında olduğu 42 gün sonra tespit edilen öğretmenle ilgili şu bilgileri verdi:
“Resmi gözaltında tutulduğu tespit edilen kişi, eski bir öğretmen olan Önder Asan’dı.
“Bir görgü tanığı, Asan’ın Nisan ayında Ankara’da polis memuru olduklarını söyleyen kişilerce, içinde bulunduğu taksiden zorla indirilerek Volkswagen Transporter marka bir minibüse bindirilerek kaçırıldığını gördü.
“Asan’ın ailesine 42 gün sonra bir polis merkezinden telefon edilmesinin ardından, kendisinin gözaltında tutulduğu tespit edildi. 17 Mayıs’ta hakimlik önüne çıkartılan Asan’ın, ‘terör bağlantıları olduğu’ iddiası ile tutuklu yargılanmasına karar verildi.
“Asan, polis memuru olduklarını söyleyen kişiler tarafından kaçırılmasının ardından gizli bir yerde tutulduğunu, sorgulandığını ve işkence gördüğünü ve sonrasında resmi bir polis merkezine gönderildiğini ve ancak burada bir avukatla görüşebildiğini ileri sürerek Ankara Savcılığı’na resmi şikayet başvurusunda bulundu.”
Ortak nokta: “Transporter ile kaçırılma”
HRW, diğer kaçırılma iddialarıyla ilgili de şu açıklamayı yaptı:
“Mart ayında başlayan kaçırma olaylarında, kaçırılan diğer üç kişinin kaçırılma koşulları Asan’ın kaçırılması ile benzerlik arz ediyor. Bu kişiler Turgut Çapan, Mustafa Özben ve Cemil Koçak.
“Üçü de Kanun Hükmünde Kararname ile görevlerinden ihraç edilmiş öğretmen ve memurlardır. Asan, aynı zamanda tanıdığı olan Çapan’ı kaçırıldığı gün görmüştü.
“Özben ve Koçak’ın kaçırılmasına şahit olan görgü tanıkları, Özben ve Koçak’ın siyah veya koyu renkli bir VW Transporter minibüse yaka paça bindirildiklerini söyledi. Güvenlik kamerası görüntüleri de bu ifadeleri doğruluyor.”
“Kaçırılanların aileleri hak örgütlerine başvurdu”
“İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün dosyasını incelediği beşinci kişi de Mart ayında ailesini Ankara AŞTİ Otogarına bıraktığından beri kayıp.
“Bu kişi en son güvenlik kameraları tarafından metro istasyonundan çıkarken görüntülendi. Kaçırılan diğer dört kişiye benzer bir profili bulunuyor. Kendisinin şu an nerede olduğu bilinmiyor.
“İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün detaylı olarak incelediği bu beş vakaya ek olarak, İnsan Hakları Derneği’ne ve milletvekillerine başka vakalar da bildirildi.”
“İddialar ve başvurulara yetkililerden yanıt yok”
“En azından kaçırılan beş kişinin bazılarının aileleri de dahil olmak üzere, kayıp kişilerin ailelerini temsil eden avukatlar ile iki milletvekili tarafından bu yıl içerisinde savcılara bildirilen ve sosyal medyada da yer alan kaçırılma ve muhtemel zorla kaybedilme iddialarına yetkililerden henüz bir yanıt gelmedi.
“Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekillerinden Sezgin Tanrıkulu ve Şenal Sarıhan, Nisan ve Mayıs aylarında, zorla kaybedildiğinden şüphelenilen kişilerin nerede olduğuna yönelik soruşturmanın durumuyla ilgili Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle meclis soru önergesi vermişti. Hükümet soru önergelerini yanıtlamadı.”
“Türkiye’de 90’lı yıllarda da olmuştu”
“Türkiye’de 1990’lı yıllarda güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen zorla kaybedilmeler yaşandı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye’nin, çoğunluğu Kürt olan mağdurların özgürlük ve güvenlik haklarını ve sıklıkla da yaşam hakkını ihlal ettiğine dair kararlar verdi.
“Hükümet, gözaltında kötü muamele uygulamalarında geçtiğimiz yıl içerisinde görülen ciddi artışı ele almadı ve kötü muamele iddialarının tam olarak soruşturulmasını ve sorumluların adalet önüne çıkartılmasını sağlamadı.
“Türkiye makamları, zorla kaybedilmelerin mutlak şekilde yasaklanmasını desteklemeye yönelik taahhütlerini acilen ortaya koymalı ve gözaltındaki kişilere işkence veya kötü muamele yaptığı veya gözaltındaki kişileri kanuna aykırı şekilde özgürlüklerinden yoksun bıraktığı iddia edilen güvenlik güçlerinin, istihbarat mensuplarının ve diğer kamu görevlilerinin ivedilikle ve etkili bir biçimde soruşturulmasını sağlamalı.”
* Zorla kaybedilme, bir kimsenin devlet görevlileri veya onlar adına hareket eden kişiler tarafından gözaltına alınması veya başka herhangi bir biçimde özgürlüğünden yoksun bırakılması; ancak sonrasında yetkililerin bu durumu inkâr etmesi veya kişinin nerede bulunduğuna dair bilgi vermeyi reddederek mağduru kanunun korumasının dışında bırakması durumunda gerçekleşir.