SEÇTİKLERİMİZ – Tuğba Özer’in İleri Haber’de Veli Saçılık ile yaptığı röportaj. İhraç edilen sosyolog Veli Saçılık 6 yaşındaki kızı Feraye’nin birçok şeyin farkında olduğunu ve kendisine ‘Baba eylem vaktin geldi niye gitmiyorsun?’, “Baba bu eylemler ne kadar sürecek” gibi sorular sorduğunu söyledi.
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın tutuklanmasının ardından Yüksel Direnişini, başından beri onların yanında yer alan kendileri de işe geri dönme talebinde bulunan Veli Saçılık, Acun Karadağ ve Esra Özakça sürdürüyor.
Bugün Yüksel direnişinin 206. günü. Bu kararlı direnişçilerden Veli Saçılık ile konuştuk. Röportajımızın üzerinden birkaç saat geçtikten sonra Saçılık yine polis saldırısına uğradı, üzerine yüzlerce plastik mermi sıkıldı.
İhracınının altında üç nedenin olabileceğini söyleyen Saçılık, “Herhalde ihraç edilmemde ilk neden sosyalist kimliğim, ikincisi Alevi kimliğim, 3.sü ise AKP’nin memuru olmayı reddedişimdir” ifadelerini kullanıyor.
Saçılık direnişleriyle ilgili olarak ise, “İlk başta biz polisi gördüğümüzde heyecanlanıyorduk bize saldırıracaklar diye şimdi onlar bizi gördüklerinde heyecanlanıyor. Biz bu noktaya geldik” diyor ve ekliyor:
“Tarihin fotoğraf makinası fotoğrafımızı çektiğinde biz gözümüz kapalı çıkmak istemiyoruz”
-Birçok kişi sizi “hayata dönüş operasyonu” adındaki katliamla tanıdı ama Veli Saçılık’ı bir de sizden dinleyelim. Veli Saçılık kimdir?
19 Aralık katliamından MGK, Ecevit, Bahçeli ve Hikmet Sami sorumludur. 40 yaşındayım 1995 yılında ilk defa OSTİM’de 8 Mart bildirisi dağıtırken tutuklandım. Kısa bir süre sonra tahliye oldum. Aynı davadan dolayı 2008 yılında tekrar tutuklandım. 2000 yılında Burdur Cezaevi’ne 5 Temmuz 2010 tarihinde bir operasyon düzenlendi. Bu operasyonda kolum koparıldı, birçok arkadaşım yaralandı. Sonra kolum bir köpeğin ağzında buundu.İlk tutuklandığımda 18, kolum koparıldığında 23 yaşındaydım. Sonrasında tahliye oldum, tekrar yargılama istedim ve beraat ettim.
Beraat ettikten sonra KPSS’ye hazırlandım. Çankaya Nüfus Müdürlüğü’nde memur oldum. Dışarıdan sosyoloji okudum. Tekrar KPSS’ye girdim. 2 yıldır Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Engelli Evde Bakım Birimi’nde çalışıyordum ve 22 Kasım 2016’da 677 nolu KHK ile ihraç edildim.
Anadolulu’yum Alevi ve Türk kökenliyim. Gençliğimden beri sosyalist hareket içerisindeyim. Kendimi devrimci olarak tanımlıyorum.
Özellikle engellilere bakım konusunda çalışmalar yapıyordunuz…
Çalıştığım birim özellikle ağır engellilerin evde bakımı, maaş bağlanması ve sosyal yardımların örgütlenmesiyle ilişkiliydi. Engelli biri olarak da onların haklarını iyi biliyor ve savunuyordum.
AKP sosyal yardım meselelerini çok önemsiyor ve bu alanda kendi propagandasını yapacak kişilerin olmasını istiyordu. Herhalde ihraç edilmemde ilk neden sosyalist kimliğim, ikincisi Alevi kimliğim, 3.sü ise AKP’nin memuru olmayı reddedişimdir.
Direnişçi dışında sosyolog kimliğinizde var. Bir sosyoloğun gözünden yaşadıklarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
AKP’nin, “Toplum mühendisliği yapıyorlar” diyerek hep eleştirdiği bir şey vardı Ama AKP şu anda tam toplum mühendisliği yapıyor. Toplumun ayarlarıyla, düşünce tarzlarıyla oynuyor. Bunu da yaparken Goebbels taktikleri ile yapıyor.
A Haber gibi bütün kanalları alarak bir kara propaganda uyguluyor. Ve bunu fütursuzca yapıyor. Yani gerçeklikle bütün bağlarını kopararak insanları bir sanal dünya içerisinde hapsediyor. Ardından da kendi örgütlenmeleriyle toplumu sararak toplumun benliğiyle oynuyor. Bunu da belli ölçüde rüşvetlerle, karşıtlarını da terör lakırtısıyla yok etme noktasına getiriyor. Artık terör lakırtısı öyle bir duruma geldi ki “Hayır diyen teröristtir” noktasına geldi.
AKP’ye bugün sosyolojik olarak baktığınızda AKP ülkenin sosyolojisini bozan, varlığını tehdit eden bir parazite dönüşmüş durumda. Zaten böyle gördüğüm için de ihraç edildim. Sosyolog gözüyle baktığımda sosyal hayatın düzelmesi açısında AKP’nin iktidardan gitmesi gerekiyor.
“Başta biz polisi görünce heyecanlanıyorduk şimdi onlar”
Yandaş gazeteler sizi ve ailenizi hedef gösteriyor. Endişe duyuyor musunuz?
Onların hedef göstermesi aslında acizlikten. Hedef göstermelerinin nedeni herhangi bir şey bulamamalarındandır. Bunun üzerinden Nuriye ve Semih’in başlattığı bizim de sürdürdüğümüz direnişimizi karalayıp kendi kitlesini konsolide edip, karşısındaki kitleye de korku verme amaçlıdır. Biz bunlardan korkmamayı öğrendik. İlk başta biz polisi gördüğümüzde heyecanlanıyorduk bize saldırıracaklar diye şimdi onlar bizi gördüklerinde heyecanlanıyor. Biz bu noktaya geldik.
Anneme ve aileme yapmadıkları kötülüğü bırakmadılar.
Eşim de çalışmıyor, 6 yaşındaki kızımı ve bizi açlıkla karşı karşıya bıraktılar. Pasaportumuzu iptal ettiler, sosyal alanda yaşayamaz hale getirdiler.
Sabah gazetesinin önüne ailemle gittiğimizde “buyrun terörist geldi dedik” kapıda polis ve güvenlik vardı.Orada onları teşhir ettik. En çok canlarını acıttığımız şey de bu: biz onlardan korkmuyoruz.
Bugün de Ethem’in öldürüldüğü gün. “Biz Ethem’in yoldaşıyız korkmayız biat etmeyiz” diyoruz onlara.
Buraya şunu eklemek istiyorum yandaş medya sürekli bizim devrimci ve terörist olduğumuzu söylüyor. Bizi 15 Temmuz ve Fetullahçılık üzerinden attılar. Şimdi de savunmaya devrimciliğimiz üzerinden geçtiler. Biz de diyoruz ki bu bir sır değil, biz devrimciliğimizle gurur duyuyoruz. Bana sorsaydılar söylerdim zaten. Bize şunun hesabını verin 15 Temmuz neydi? Arka planını açıklamıyorsunuz. Veli’yi Esrayı, Semih’i Nuriye’yi, Acun’u ya da 120 bin kişiyi neden işten attınız?
“Baba bu eylemler ne kadar sürecek?”
Çocuğunuzun yaşananlardan haberi var mı? Nasıl karşılıyor?
Babamı işten attılar diyor. Tam olarak bize olan ekonomik karşılığını bilmiyor. “Baba eylem vaktin geldi. Niye gitmiyorsun?” diyor.
Nuriye ve Semih’i iyi tanıyor. “Ben birçok şeyi biliyorum ama söylemiyorum” diyor. Bizi üzmemek için söylemiyor galiba. “Baba bu eylemler ne kadar sürecek?” diyor. “Baba artık iki kollu babalar bana çok ilginç geliyor” diyor. Ben de haklısın kızım baba dediğin tek kollu olur diyorum.
O bu durumu içselleştirmiş durumda. Cezaevinde kolumun koparıldığını biliyor. Ama bunu biz anlatmadık. Biz AKP’lilerin yaptığı gibi çocuklarımızı ideolojik formasyonla yönlendirmiyoruz. Sadece çocuklara özgürce düşümeyi öğretmek görevimiz.
“Yüksel'de bir gezi görüyorlar”
Yüksel ve Kızılay ciddi bir abluka altında. Bu abluka nasıl kırılacak sizce?
AKP’yi rasyonalitesini yitirmiş, matematiksel olarak sonu gelmiş ama alternatifi bulunamadığı için hala var olan bir parti olarak görüyorum. Bu mantıksızlık -İnsan Hakları Anıtı’nın utanç duvarıyla kapatılması hatta bir hafta Yüksel Caddesi ve Konur Sokağın kapatılması- sağcılık solculuk ya da benzeri ideolojik formasyonlar üzerinden açıklanabilecek bir şey değil. Bu tamamen akılsızlık, tamamen iktidarı elinden giderse sonunun geleceği korkusu. Gezi Parkı’nın ve İnsan Hakları Anıtı’nın bariyerlerle kapatılması aynı zihniyetin ürünüdür.
Burada bir Gezi görüyor. Gezi’de milyonlar vardı. Burada 6 kişi var. Nuriye ve Semih tutuklandı Mehmet Dersulu’yu da ev hapsine aldılar. Şu anda 3 kişiyiz. Elbette destek verenler de var.
“Polis bizim yerimize eylem yapıyor”
Biz şu rahatlık içerisindeyiz her gün gözaltını göze alıyoruz. Polis orada bizim yerimiz eylem yapıyor anıtı bloke ederek, bekleyerek. Herkes o anıtın bugün neyi temsil etttiğini biliyor.
Bizim direnişimiz de şuna dönüştü; AKP ‘ben ne dersem benim keyfimce, anayasasız, kuralsız ne istersem yaparım’ diyor. Bizim direnişimiz de istediğini yapamazsına dönüştü. Biz insanlara bu yaşananların ne olduğunu anlatma konusunda kazandık. İşe geri dönmeyi kazandığımızda da bu keyfiyete son vermiş olacağımızı düşünüyoruz. Bu akıl dışı durumun ne kadar devam edeceğine de ben değil de toplumumuz, halkımız karar versin. Bence devam edemez, etmemeli. Ettiği her gün bizim için utançtır ama AKP artık utanmıyor.
“Direnişimiz semboller üzerinden devam ediyor”
Nuriye ve Semih tutuklandıktan sonra Yüksel Direnişine olan desteğin azaldığını düşünüyor musunuz?
Devlet Nuriye ve Semih’i neden tutukladı önce ona bakalım. Toplum karşısında vicdani bir durum yaratılmasını engellemek için tutukladı.
Ama AKP’nin hesaplamadığı bir şey var. Biz bunu kitle eylemi olarak tasarlamadık zaten. Nuriye oraya ilk çıktığında Gezi’deki yüzbinler gibi alana yüklenme biçimini geliştirmedi. AKP’nin elinde bir balyoz var bunu sürekli sağa sola indiriyor ve ezeceğini düşünüyor. Nuriye tek başına çıktı ve polisler üzerine çullandı. Her çıktığında ve gözaltına alındığında etkisi büyüdü. Sürekli orantısız güç kullanımı ve bu kişinin İnsan Hakları Anıtı önünde i”şimi geri istiyorum” demesi AKP’nin ayarlarını bozdu.
Kitlenin gelmesi azalmış olabilir çünkü sokağı ele geçirmiş durumdalar. Biz iki kişi çıktığımızda üstümüze çullanıyorlar. Anayasa bizden yana, 657 nolu kanunu bizden yana, evrensel insan hakları bizden yana.
Nuriye ve Semih’i tutukladılar ama direnişi bitiremediler. B1 kullanıyorlar sanırım 100’lü günleri bulacak açlık grevi.
Nuriye ve Semih’İn açlık grevi sürdüğü sürece bizim de burada inadımız sürdüğü sürece AKP emeline ulaşamayacak. Semboller üzerinden devam ediyor direniş daha çok. Acun Karadağ öğretmen kalp pili ile direniyor bu bir sembol. Veli tek koluyla ‘buyrun 2 bin polisle gelin’ diyor direniyor. Peki bu gücü nereden alıyoruz? Haklılığımızdan.
AKP bu durum karşısında yenilmiştir. AKP’nin ömür süresinden ömür aldık böyle akıl dışı davranmasının nedeni budur.
3 bin 500 KESK’li var ihraç edilmiş olan. Ankara’ya gelmiş olsalar Acun’la Veli’nin dayak yemesi yerine ben gözaltına alındığımda bir saat sonra iki kişi daha çıkabilecek sürekliliğe sahip olsa…
Sadece işe geri dönebilmek için mücadele etmiyoruz. Bizi işten atmaya cüret edebilmelerine de kafa tutuyoruz.
Yarın bir gün tarih yazdığında 120 bin kamu emekçisi ihraç edildi kimse ses etmedi mi? Sorusuna evet etti birileri denmesi gerekiyor. Tarihin fotoğraf makinası bizim fotoğrafımızı çektiğinde biz közümüz kapalı çıkmak istemiyoruz.
“CHP’liler verdikleri desteğin sonunu getiremedi”
CHP’lilerin desteğini yeterli buluyor musunuz?
CHP’lilerin özellikle yapabileceği çok şey vardı. İlk günler geldiler destek verdiler hatta TOMA’ların önüne oturarak da iyi bir şey yaptılar. Ama CHP’de her zamanki bir tutum var bir şey söyledikten sonra sonunu getirmeme. Yine birkaç gün geldikten sonra sonunu getiremediler. Anıt burada hala çerçeve içerisinde duruyorken, birkaç duyarlı milletvekili bazen uğruyor gelip gidiyor. Ama bunu politik kampanya olarak örgütlemiyor. Halbuki bu direniş Nuriye ve Semih’in tek başına direnişi değil. Bu direniş AKP’nin keyfi uygulamalarına, OHAL’e ve KHK’lara karşı toplumu teslim alma saldırısına karşı bir direniş. Biz bunu kazandığımızda birçok şeyi geri kazanmış olacağız. CHP de bunu fark etti ama ne yazık ki bunu devam ettiren bir basirete sahip değil.
“Nuriye ve Semih'in durumunda çöküş var”
Nuriye ve Semih’in son durumu nedir? Sağlık durumları ve moralleri nasıl?
Şu anda Semih 21 kilo vermiş durumda Nuriye de 10 kilodan fazla. Çok fazla halsizlik var. Anemi çok fazla. Ali Şeker dün ziyaret etmiş. Durumlarını hiç iyi bulmadım oldukça bir çöküş gözleniyor” dedi. B1 vitamini vermiyorlar onun yerinde B12 vereceklermiş. Semih B12’nin kendisine çok ağır geldiğini söylemiş. Onlar bütün iradeleriyle direniyorlar.