AKP’ye yönelik yaptığı araştırmalarla bilinen ANAR Araştırma Şirketinin Genel Müdürü İbrahim Uslu, referandum sürecini değerlendirdi. Araştırmaya göre, AKP seçmenin yüzde 35’i “Evet” demiyor, MHP seçmeninin ise yüzde 50’sinin hayır oyu kullanacağı yönünde.
Uslu, 16 Nisan'da yapılacak referandumun birçok nedenden dolayı Türkiye'nin siyasi tarihine geçeceğini söyledi:
"Öyle seçimler var ki sonucu önceden belli. Biz bunu 2010 referandumunda ve 2011 genel seçimlerinde görmüştük. Kampanyalar 'adet yerini bulsun' kampanyalarıydı. Bir prosedürü ikbal etmek için yürütülen faaliyetlerdi. 2007 referandumunda zaten kampanya bile yoktu. 2010 referandumunda bütün partiler kampanya yaptı ama orada zaten aslında referandum Meclis'ten geçmeden sonuçlanmıştı. Oy oranları dört ay öncesiyle gerçekleşen sonuçlarla arasında bir farklılık yoktu. 7 Haziran seçimlerinde de kafa karışmamıştı aslıda. Süreci çok ciddi bir biçimde gözlemliyorduk. Ak Parti her ay bir buçuk oranında oy kaybetti. Seçmenin Ak Parti'yi cezalandıracağı sinyalleri verilmişti bir biçimde. Ama esas 1 Kasım seçimleri çok karışıktı. Seçmen de ne yapacağını bilemez durumdaydı. Bir taraftan başarılı bulmadığı bir hükümet var, ama bir taraftan da ülke bir kaosun eşiğinde. Orda nasıl bir davranış göstereceği bir sürü seçmen için bence sandığa gidene kadar belirgin değildi. Son anda karar veren seçmen oldu."
"16 Nisan siyasi maliyeti yüksek bir seçim olarak tarihe geçecek"
Seçmenin kafasının yine karışık olduğunu belirten Uslu şunları kaydetti: "Gönlü başka bir şey aklı başka bir şey söylüyor. Bu güne kadar yaptığı parti tercihleri var, desteklediği liderler var ama bu yeni sistemle ilgili henüz beyninde netleşmemiş bazı hususlar bulunan seçmenlerde var. Özellikle evet blokunun seçmenleri bunlar. Hem Ak Parti hem de MHP içerisindeki seçmenler. O yüzden bu seçim son ana kadar herkesin çaba harcaması, ince ince hesaplar yapması gerekiyor. Bu seçim son anda bile sonuçlarının ciddi bir biçimde etkilenebileceği, her bir hamlenin marjinal faydasının ya da marjinal maliyetinin yüksek olacağı bir seçim olarak siyasi tarihimizdeki yerini alacak."
Uslu'nun gelinen süreçteki görüşü, işsizlik oranının ve ekonomik sorunun siyasi dengeleri bozmayacağı yönünde.
Uslu, "Etkili olması muhtemel iki faktör terör ve ekonomi kontrol altında olduğu için bir siyasal risk oluşturmuyorlar. Ama bu oluşturmayacağı anlamına gelmez. Yeniden dalgalanma yaşayabilir çünkü daha iki ay gibi çok uzun bir süre var önümüzde. Siyasal sonuç doğuracak bir hale gelebilir ama şu anki göstergeler bize denklemde yerinin olmadığını söylüyor" dedi.
AKP'nin kendi tabanında daha önce görmediği soru işaretleri olduğunu söyleyen İbrahim Uslu, "bu belirsizliği araştırmaları sonucu belirlediği oranlarla anlatıyor. En büyük riski AKP almış durumda" dedi.
Uslu, "Ak Parti tabanının yüzde 65'i, evet oyu vereceğini söyledi ama yüzde 35'i, Oocak ayı başında yaptığımız araştırmada henüz evet oyu vereceğini söylemiyordu. Bu bir gösterge, ama bunların bir kısmı illaki evet oyuna dönecektir ama ne kadar kısmı 'evet' demeyecek 'hayır' diyecek ya da sandığa gitmeyecek" değerlendirmesinde bulundu.
"MHP'nin yüzde 50'si 'Hayır' verecek"
İbrahim Uslu'nun verdiği oranlara bakılacak olursa MHP tabanının büyük çoğunluğu "hayır"cı:
Bizim çalışmamızda MHP'nin yüzde 20'si henüz ‘evet' diyordu, yaklaşık yüzde 50'si ‘Hayır' oyu vereceğini net bir biçimde söylüyordu. Bu da bizi yanıltmadı çünkü zaten anayasa değişiklik paketinden bağımsız olarak MHP tabanının yarısı mevcut MHP yönetimine sempatiyle bakmıyor. Onlar rakip MHP adayını destekliyorlardı ve partinin üst yönetiminde bir değişiklik olmasına inanıyorlar. Bu nedenlerden dolayı MHP tabanında bir çatlak var.