ERDAL KARA – Adı İbrahim Karagül. Yeni Şafak yazarı. Bu adam, Gezi’den bu yana Erdoğan’ın 1 numaralı prensidir. O’nun ruh ikizidir. “Erdoğan ne düşünüyor, ne hissediyor diye merak mı ediyorsunuz?”, açın bu adamı okuyun.
Adı İbrahim Karagül. Yeni Şafak yazarı. Bu adam, Gezi’den bu yana Erdoğan’ın 1 numaralı prensidir. O’nun ruh ikizidir. "Erdoğan ne düşünüyor, ne hissediyor diye merak mı ediyorsunuz?", açın bu adamı okuyun.
17-25 Aralık’tan beri Erdoğan ne hissettiyse bu adam da aynısını hissetmiş, Erdoğan ne düşündüyse bu adam da aynısını düşünmüştür. Erdoğan’ı anlamanın, ne yapacağını ön görmenin en kolay yolu bu adamı okumaktır. 17-25 Aralık’tan beri bu test edilmiş, kanıtlanmıştır.
Biri gazeteci. Diğeri siyasetçi. Ruh ikizinin gazeteci olanı, sırtında yumurta küfesi olmadığı için, apaçık konuşur, oraya buraya eğip bükmez lafı. Diğeri, siyasetçi olanı haliyle yontar, traşlar, öyle tedavüle sokar lafı. Ama doğrultu aynıdır. Tıpatıp aynı…
İkisi de ölesiye nefret eder Gezi’den…
İkisi de haz etmez, hakkını arayan Kürt’ten…
İkisi de Erdoğan’a biat etmeyen kim varsa onları düşman bellerler…
Vatan haini bellerler…
İbrahim Karagül’ün dün (25 Temmuz)Yeni Şafak’ta yayımlanan yazısını okuyun. Yazı şizofrenik bir sayıklama gibi görünecek ilk bakışta size. Akıl aydınlığıyla bakan herkese de böyle görünecek kuşkusuz. Ama aldanmayın. Tayyip Erdoğan tam tamına böyle düşünmektedir ve 15 Temmuz'dan beri sokağa çağrılan insanlar bu şizofrenik akılla eğitilmektedir. Bu akılla eğitilen insanlar kafa da keser, kadınların yüzüne kezzap da döker. Bir değil, üç değil, beş değil, onlarca Madımak da örgütler. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.
Karagül'ün yazısında öyle bir bölüm var ki; başka hiç bir kanıta ihtiyaç duyulmaksızın, İslami faşist bir diktatörlük kurmaya kararlı olduklarını, buna yeminli olduklarını gösteriyor.
Şöyle diyor Karagül:
“Size ne olacağını söyleyeyim:
Buradan müthiş bir siyasal dalga gelişecek. Gençlerimiz yepyeni bir siyasi kimlik ve bilenmişlikle kuşanacak. Bu yeni siyasal dalga, temelinde özgürlük ve bağımsızlık üzerine, meydan okuma üzerine kemikleşecek. Bu dalga, Türkiye’nin büyük yürüyüşünü devam ettirecek. On beş yaşındaki gençler bile ülkeleri için seferber olacak, “Türkiyeli” olmanın anlamını bilecek, işte bundan sonra asıl tarih yapıcı rol, o güçlü ana omurga ile ortaya çıkacak.”
Türkiye’nin yeni bir kalıba, faşist bir kaliba dökülmek istendiğinin bundan daha açık bir itirafı olamaz.
15 yaşındaki gençler bile, evet yanlış okumadınız 15 yaşındaki gençler bile…
Bu tam tamına Alman faşistlerinin kafasıydı, Hitler’inn kafasıydı. Bu kafadır 2 milyon yeni yetmeyi Sovyet Cephesi’nde vatan için kırdıran.
Okuyun bu yazıyı. Bize hangi kefenin biçildiğini görün.
Şimdi en büyük hata, 15 Temmuz darbe girişimiyle sendelemis olan Erdoğan ve partisinin, güçler dengesinden dolayı bir uzlaşmaya yöneleceği beklentisidir. Belki bir soluklanma arası vereceklerdir ama onların ajandası bellidir. Onların yürüyüş yolu Karagül'ün çizdiği istikamettedir.
Bertolt Brecht, ‘Arturo Ui'nin Önlenebilir Tırmanışı’nı 1941’de kaleme aldı. Göz göre göre gelen tehlikeyi, kavrayamayan, anlayamayan ahmakların eleştirisiydi o eser. Ama iş işten geçmişti… Almanya’da sıranın kendisine gelmediği bir Allah'ın kulu kalmamıştı. Biliyorsunuz hikayeyi, toplama kamplarını, gaz odalarını…
Bir daha tekrar edeyim: Karagül'ün yazısını okuyun. Üstümüze doğru gelen heyulayı aklınızla, ruhunuzla kavrayın. Bu tamtamlar bizim için çalınıyor.
Türkiye halkları için çalınıyor.
YENİ ŞAFAK YAZARI İBRAHİM KARAGÜL'ÜN YAZISINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
http://www.yenisafak.com/yazarlar/ibrahimkaragul/iceriden-isgal-plani-size-o-haritayi-cizdirmeyecegiz-2030667