SYKP Hatay Samandağ İlçe Örgütü, bir açıklama yaparak Samandağ Devlet Hastanesi’nde bir sağlık çalışanının Arapça konuşan hastaya yönelik ırkçı yaklaşımını kınadı ve bu kişinin Arap halkından özür dilemesini istedi.
SYKP Hatay Samandağ İlçe Örgütü, bir açıklama yaparak Samandağ Devlet Hastanesi’nde bir sağlık çalışanının Arapça konuşan hastaya yönelik ırkçı yaklaşımını kınadı ve bu kişinin Arap halkından özür dilemesini istedi.
Nüfusunun tamamına yakını Araplardan oluşan ilçede Arapça konuşan hastaya “Türkçe bilmiyor musun? Burası Türk devleti, Türkçe konuşacaksın. Arap isen Arabistan’a git” şeklinde nefret diliyle hitap edilmesi Samandağ halkı tarafından tepkiyle karşılanmıştı.
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Samandağ Örgütünün açıklamasında “Bu tür durumlara karşı verilecek en iyi ve en etkili tepki Anadilimizi sahiplenmek, bu hak için mücadele etmektir. Anadilimizi konuşmanın, yaşatmanın bu dille oluşan kültürel birikimi gelecek kuşaklara aktarmanın olmazsa olmaz şartlarından birisi “Anadilde Eğitim” hakkıdır. Her bireyin, her topluluğun ve her halkın kendi anadilini ve kültürünü geliştirme, anadilinde eğitim görme hakkı evrensel ve insani bir haktır” denildi.
SYKP Samandağ Örgütünün açıklamasında ayrıca söz konusu sağlık çalışanı hakkında sosyal medyada eril dil, küfür, tehdit ve hakaretler kullanılması da eleştirildi.
SYKP Samandağ İlçe Örgütünün açıklaması şöyle:
SYKP: DEVLET HASTANESİNDE KÜLTÜREL ŞİDDET
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi – SYKP Samandağ ilçe örgütü yaptığı açıklama şöyle:
2 Ağustos 2016 günü Samandağ Devlet Hastanesinde çalışan bir hemşire ile bir hasta ve hasta refakatçisi arasında anadil konusunda bir tartışma yaşanmıştır. Hastanın şikayetini Arapça anlatması üzerine Hemşire tarafından “Türkçe bilmiyor musun? Burası Türk devleti, Türkçe konuşacaksın. Arap isen Arabistan’a git” şeklinde ötekileştirici tarzda saldırılarda bulunulmuştur.
Hastanede çalışan bu hemşirenin bu yaklaşımını ve üslubunu kınıyoruz. Bu olay tüm sağlık çalışanlarına mal edilmemelidir. Ama kamu ve özel sektörde çalışanlar bu tarz davranış ve nefret dilini asla kullanmamalıdır. Hemşirenin bu tarzı, tarih boyunca asimile edilmek istenen insanlara uygulanan tarzdır. Oysa bir insanın kendini anadilde ifade etmesi onun en temel hakkıdır.
Onlarca yıldır uygulanan yasakçı politikalarla Türkçe dışındaki dillerin (göstermelik olarak yapılan düzenlemeleri saymazsak) var olma hakkı gasp edilmiştir. Bu sadece o dilin değil o dili konuşan halkların kimliğini, kişiliğini ve toplumsal varoluşunu reddetmek demektir.
Bu davranışları gerçekleştiren hemşirenin dilleri, dinleri farklı halkların birlikte yaşama kültürünü inşa ettiği yer olan Samandağ’ın bu dokusundan kendine dersler çıkarıp kendini düzeltmesini, bu davranışından dolayı Arap halkından özür dilemesini ve kendini bu ülkenin tek sahibi olarak görmekten vazgeçmesini istiyoruz.
Bu ve buna benzer olaylar karşısında elbette tepkiler dile getirilmelidir ama sosyal medyada olaya tepki olarak eril dil, küfür, tehdit ve hakaretleri doğru bulmuyoruz.
Bu tür durumlara karşı verilecek en iyi ve en etkili tepki Anadilimizi sahiplenmek, bu hak için mücadele etmektir. Anadilimizi konuşmanın, yaşatmanın bu dille oluşan kültürel birikimi gelecek kuşaklara aktarmanın olmazsa olmaz şartlarından birisi “Anadilde Eğitim” hakkıdır. Sadece egemen kültürü, tarihi veya dili değil, o ülkenin tüm yurttaşlarının kültürünü, tarihini ve dilini kucaklamak Anadilde Eğitim hakkını savunmaktan geçmektedir. Dil, kültürel bir mirastır. Her bireyin, her topluluğun ve her halkın kendi anadilini ve kültürünü geliştirme, anadilinde eğitim görme hakkı evrensel ve insani bir haktır.