Kendisini patlatmadan tutuklayamadığınız IŞİD’çiler vardı. Cemaatçileri de darbe yapmadan, TBMM’yi bombalamadan tutuklayamıyorsunuz herhalde. Cemaat’i her şeyin günah keçisi gibi gösterip, kendinizi temize çekemezsiniz! Yaşananların Siyasal sorumluluğundan kaçamazsınız. Geçmişin hesabını mutlaka vereceksiniz.
AHMET SAYMADİ
Darbe girişimine dair ayrıntılar bir bir açığa çıkıyor. Hepimiz 15 Temmuz Cuma günü gerçekleşen darbe girişiminin arka planını öğrenmeye çalışıyoruz. En çok merak edilen sorular şunlar: Bu darbe planı Erdoğan’ın başkanlık sistemine geçiş için planladığı veya göz yumduğu bir olay mı? Gerçekten onun iradesi ve müdahalesi dışında bir darbe mi? Bu olay Erdoğan’ın mı işine yaramıştır, ordu içindeki Kemalistlerin mi? Erdoğan bu darbe girişimini başkanlığa giden yolda bir kaldıraç olarak mı kullanacak? Yoksa, bu darbeden dersler çıkararak, toplumsal mutabakatı sağlamaya, memleketi demokratikleştirmeye mi çalışacak?
Üç gündür ortaya çıkan bilgiler ışığında soruları cevaplamaya çalışırsak, şöyle söyleyebiliriz. Darbe girişimi Erdoğan’ın planladığı bir olay değil. Ama Erdoğan’ın darbeden önce öğrendiği bir olay. Darbe girişimini önceden öğrenmiş, başarıya ulaşma oranını sınamış ve başarılı olmayacağını anladığı andan itibaren göz yummuş.
Erdoğan’ın bu darbenin başarısızlıkla sonuçlanmasına, ordu içindeki cemaatçilerin Kemalistler tarafından ezilmesine göz yummasının bir sebebi 17-25 Aralık’ın intikamını almak, diğer sebebi ise gücünü toparlamak için kullanmak gibi görünüyor.
Bu olay Erdoğan’ı yok etmeyi kafasına koyan Cemaatçilerin tasfiye edilmesi açısından Erdoğan’ın işine yarasa da; İslamcıların ordu içindeki en güçlü ve en uzun erimli örgütlenmesinin çökertilmesi açısından Kemalistlerin daha çok işine yaramıştır. Türkiye’deki en güçlü kurum olan ordu içerisinde, İslamcıların 40 yıllık örgütlenmesi tek bir olayla sona ermiştir. Meşruiyeti sona ermiştir. Büyük bir ihtimalle bu olayın faturası, orduya değil İslamcılara çıkacaktır. Ordu mensuplarının bağlı kalması gereken yegâna unsur hukuk ve emiler midir? Yoksa inançları mıdır? Sorusunun cevabı nettir.
Erdoğan ortaya çıkan sonucu olabildiğince kendi lehine kullanmaya, kendi kitlesini sokağa dökerek ‘yıkılmadım ayaktayım’ mesajı vermeye, hamasetle günü kurtarmaya çalışmaktadır. Hem ulusal düzeyde hem de uluslararası düzeyde kaybettiği itibarı yeniden kazanma çalışmaktır.
Ama gerçeklik bu değildir. Cemaatçileri bitirmek için ordu içinde ittifak yapmak zorunda kaldığı güçler onun en güçlü karşıtlarıdır. Türkiye’deki İslamcıların devlet kurumlarındaki örgütlenmesi, İslamcı bir hükümet tarafından, İslamcıların da alkışı ve onayıyla tasfiye edilmektedir. Anladıklarında iş işten geçmiş olacak. Ve Erdoğan’ın karşıtları, Erdoğan’ı yıllardır hangi konularda eleştirdilerse tek tek haklı çıkmışlardır. Erdoğan tek bir konuda bile haklı çıkmamıştır. Siyasal ve psikolojik üstünlük muhaliflerindir.
Erdoğan şimdi, 14 yıllık iktidarının bütün yanlışını ve pisliğini Cemaatçilerin üzerine atıp, kendisini temize çıkarmaya çalışacaktır.
Burada sormak lazım, peki Erdoğan’ın hiç mi suçu yok? Erdoğan, ‘‘Siyaset yapmak istiyorsanız cübbenizi çıkarın da gelin’’ derken kim iktidardadır? Cemaate kim göz yummuştur. ‘‘Ne istediler de vermedik’’ diyen Erdoğan değil midir?
Esas suçlu esas sorumlu AKP’dir.
İşçi sınıfının bütün kazanımlarını yok etmeye çalışan, güvencesizleştirme politikalarını devreye sokan size değil misiniz? Soma’da, Torunlar’da, Ermenek’te, her gün fabrikalarda şantiyelerde işçilerin katledilmesine yol veren siz değil misiniz? İşçilerin hak aramak için yaptığı grevleri, ‘milli güvenlik’ gerekçesiyle yasaklayan siz değil misiniz? İşçiler mi milli güvenliği tehdit ediyor, sizin önünü açtığınız Cemaat mi hep birlikte gördük!
Kadınların hayatına müdahale ettiniz. Kaç çocuk doğurmaları gerektiğinden tutun da, kiminle aynı evde kalacaklarına; evlenmeden ilişki kurup kurmamalarından tutun da çocukları varken çalışıp çalışmayacaklarına kadar her konuda kadınların yaşamını dizayn etmeye kalktınız! Bunu da mı Cemaat yaptı?
Suriye halklarını katlettiniz! Binlerce cihatçıyı silahlandırıp Suriye’ye saldınız, eğittiniz-donattınız. Suriye ve Türkiye halklarının birbirinden nefret etmesi için elinizden geleni yaptınız. Stratejik derinlik, Yeni Osmanlıcılık sizin projeniz değil miydi? Bunu savunmadınız mı?
Ergenekon ve Balyoz gibi orduda Kemalist subayların tasfiyesi için açılan davaları savunmadınız mı? Hukuksuzluğun hukuka dönüşmesi için çabalamadınız mı? Velev ki Cemaat işiydi.. (Ki bunu herkes yazdı) Engel olsaydınız ya! Tutan mı vardı?
Cemaatçilerin ordudaki tasfiye dalgası karşısında ne yaptınız? Arşivlere dönüp bakmak ister misiniz? Ordu, polis ve yargı içerisinde Cemaatçilerin, önünü açmadınız mı? Ordudaki subayların, Cemaatçileri ‘İrticacı’’ diye emekli etmesine neden engel olmadınız mı? Cemaatçilerin görev sürelerini neden uzattınız? Neden, YAŞ toplantılarını ülke çıkarları için değil de kendi çıkarlarınız için kullandınız? Biz hepsinin cevabını biliyoruz…
KCK, Devrimci Karargah davaları adı altında Kürtleri ve devrimcileri hapse atan, sürgün eden siz değil misiniz? Madem Cemaat yaptı, engel olsaydınız ya! Tutan mı vardı?
Sputnik’teki habere göre; Rus Su-24 uçağını Suriye sınırı yakınında vuran iki Türk pilot gözaltına alınmış. Daha önce alsaydınız ya? Neden Rusya’ya karşı hamasi bir dil kullanıp, Rusya’yla ilişkileri bozdunuz?’ Rusya’ya ‘‘İki pilot için değer miydi yani Türkiye gibi bir dostu kaybetmeye?’’ dediniz. Şimdi iki pilotu tutuklayarak bu işten sıyrılmayı mı düşünüyorsunuz? Madem bunlar darbeci pilottu daha önce tutuklasaydınız ya…
‘‘Cizre, Sur ve Nusaybin operasyonlarını yöneten’’ 2. Ordu Komutanı Adem Huduti tutuklanmış, siz değil miydiniz, ‘‘Cizre, Sur ve Nusaybin’i teröristlerden temizleyen paşa’’ manşetlerini atan? Kara Kuvvetleri’nin en muharip en önemli ordusunu hangi ara darbecilere teslim ettiniz?
Kürt gençleri için siz değil miydiniz ‘‘Onları hendeklere gömeceğiz’’ diyen? Şimdi her suçu cemaatçilere atarak kurtulacağınızı mı düşünüyorsunuz? Madem darbeyi durduracak gücünüz var; Taybet Ana’nın sokakta öldürülmesine engel olsaydınız ya! Hurşit Külter’in kaybedilmesine engel olsaydınız ya? Cizre’de bodrumlarda insanların yakılmasına engel olsaydınız ya?
‘‘Kobani düştü düşecek’’ lafını darbeci darbeciler mi söyletti? IŞİD Kobani halkına saldırırken IŞİD’in yanında saf tutmaya, IŞİD’e silah vermeye sizi Cemaat mi zorladı? Sadece soruyorum…
Alevilerin Cemevleri’ne ‘‘Cümbüşevi’’ diyen siz değil miydiniz. Alevilerin inançlarına yön tayin etmek isteyen, Aleviliğin tanımını yapmaya çalışan, her fırsata hedef gösteren siz değil miydiniz? Onu da mı Cemaat yaptı? Engel olsaydınız ya! Tutan mı vardı?
Barış isteyen akademisyenler mi daha tehlikeliymiş? Yoksa TBMM’yi bombalayıp sokakta insanları katleden Cemaat mi? Sadece soruyorum…
Madem 30 vali 47 kaymakamı Cematçi diye görevden almışsınız. Onları kim atadı o görevlere. Madem Cemaatçilerin kim olduklarına dair listelere hemen ulaşabiliyorsunuz, bunu neden daha önce yapmadınız?
Kendisini patlatmadan tutuklayamadığınız IŞİD’çiler vardı. Cemaatçileri de darbe yapmadan, TBMM’yi bombalamadan tutuklayamıyor musunuz?
Şimdi Almanya’da Cemaatçilerin işyerleri için boykot listeleri yayınlıyormuşsunuz. Peki, ‘‘Bu milletin a.ına koyacağız’’ diyen Mehmet Cengiz’e kamu ihalelerini siz vermediniz mi? Orada da mı Cemaat parmağı var? Boykota Mehmet Cengiz’den başlasanız ya…
Madem Gezi Parkı demokrasi mücadelesi için önemli bir yer, çadır ve seccade ile gidilebiliyor. Bizim çadırlarımızı niye yaktınız? Her olayda bu kadar çifte standart olur mu? Her şey size serbest ama bize yasak. Böyle demokrasi olur mu?
Bizden de bunlar yaşanmamış gibi davranmamızı beklemeyin. Cemaat’i her şeyin günah keçisi gibi gösterip, kendinizi temize çekemezsiniz! Cemaati kendi çıkarlarınız için kollayın, her imkanı verin; işler ters gidince aranız bozulsun, gelip parlamentoyu bombalasınlar ve siz yine mağduru oynayın! Yemezler… Yaşananların Siyasal sorumluluğundan kaçamazsınız. Mutlaka ama mutlaka geçmişin hesabını vereceksiniz.