“Kiralık işçilik, hangi sektörde olursa olsun, işçi sağlığı ve güvenliğine zararlıdır; kiralık işçilik sağlıksız, güvensiz ve güvencesiz bir istihdam biçimidir. Dünya örnekleri, kiralık işçilerin, daimi işçilere göre çok daha fazla iş kazası geçirdiğini gözler önüne sermektedir.”
B. AKPOLAT
Özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi kurulması, güvencesiz ve esnek çalışma modelini kapsayan yasa tasarısı, sendikaların, emekten yana örgütlerin ve işçilerin karşı çıkmasına rağmen 6 Mayıs sabaha karşı saat dörtte AKP’nin oylarıyla Meclis’te kabul edildi.
Ardından ise Meclis’te süren dokunulmazlık tartışmaları arasında Tayyip Erdoğan tarafından kabul edildi ve 20 Mayıs günü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
14 yıllık iktidarını işçi sınıfının haklarını küçültmek, sermayeye hizmette ustalaşmak ile geçiren AKP’nin bu son saldırısı sınıfın dünya çapında büyük mücadelelerle kabul ettirdiği haklarının elinden alınması anlamına geliyor. Sınıfın haklarını neredeyse iki yüz yıl geriye götüren bu yasanın işlemez, uygulanamaz kılınması görevi tüm emek örgütlerinin önündeki bir görev olarak duruyor.
Kölelik yasası
Bu yasaya teslim olunamaz, işçiler kendilerini açıkça köleye dönüştürecek bu yasaya göre bir çalışma hayatı sürdüremez. Bu yasayla getirilen işçi karşıtı uygulamalar şöyle:
- Geçici iş ilişkisi, Özel İstihdam Büroları(ÖİB) aracılığıyla ya da holding bünyesi içinde veya aynı şirketler topluluğuna bağlı başka bir işyerinde görevlendirme yapılarak kurulabilecek. Türkiye İş Kurumu’ndan geçici iş ilişkisi kurma yetkisi alan ÖİB’ler, işveren ile sözleşme yaparak işçisini geçici olarak işverene devredecek.
- Doğum izni ve doğum sonrası kısmi çalışma hakkı kullanan, askerlik hizmetini yapan ve iş sözleşmesi askıya alınan çalışan yerine başka bir işçi ile geçici iş ilişkisi, bu hallerin devamı süresince kurulabilecek. Mevsimlik tarım işlerinde veya temizlik işleri, hasta, yaşlı ve çocuk bakım hizmetleri gibi ev hizmetlerinde, süre sınırı aranmadan işçi kiralanabilecek.
- “Güvenceli esneklik” adı altında işçileri güvenceden yoksun hale getiren yasada, kiralık işçilerin iş akdinin feshine karşı korumaya yönelik hükümler yer almıyor. İşe iade hakkının nasıl uygulanacağı konusunda da bir düzenleme yok.
- Kıdem tazminatı için bir yıl, ihbar tazminatı için 6 ay çalışma zorunluluğu bulunduğundan, bu yasa kapsamında kiralık işçi olarak çalıştırılacak işçiler tazminat hakkına da sahip olamayacak.
- Yasanın kayıt dışılığı önlemek amacıyla çıkarılacağı iddiasına karşın, tasarıda işçinin istihdamının devam edeceğine ilişkin hiçbir düzenleme bulunmuyor. Kiralama süresi bittiğinde ÖİB’ye dönen işçi ikinci bir işe başlatılmazsa ücret alamayacak ve ÖİB ile iş akdi askıya alınacak.
- Bu yasa ile emeklilik de hayal olacak. Kiralık işçiler de diğer işçiler gibi 7200 gün prim ödemek ve yaş koşulunu gerçekleştirmek koşuluyla emekli olabilecekler. Bir yılda geçici olarak dört ay çalışan bir işçinin emekli olabilmek için 60 yıl çalışması gerekecek. Kısmi emeklilik ise 45 yıl çalışılırsa mümkün olacak.
- Düzenli çalışıp prim ödeyemeyecekleri için işçilerin sağlık hakkından ve işsizlik sigortasından yararlanmaları da neredeyse imkânsız. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’na göre, hastalanan işçinin SGK’dan “geçici iş göremezlik ödeneği” (rapor parası) alabilmesi için son 90 gün priminin ödenmiş olması gerekiyor. Geçici ve kısa süreli sözleşmelerle çalıştırılacak olan kiralık işçilerin önemli bir kısmı “son 90 gün prim” kuralına takılacak. Rapor almak gelir kaybı anlamına gelecek; bu nedenle kiralık işçiler, hastalansalar bile rapor almaktan imtina edecek ve çalışmaya devam etmek zorunda kalacak.
- Kiralık işçinin bir değil birden fazla patronu olacak ama hiçbir zaman kalıcı bir işi veya işyeri olamayacak. İşçi sürekli olarak bir işyerinden diğerine koşacak. Bu durum ailesinin de parçalanması anlamına gelecek.
- Aynı işyerinde aynı işi yapan farklı statüde, farklı haklara sahip yeni bir işçi grubu olacak. İşyerinde rekabet artacak, patronlar diğer işçilerin haklarını geriye götürmek için kiralık işçileri kullanacak.
- Kiralık işçi çalıştığı işyerindeki sayıya dâhil olmayacak, dolayısıyla iş güvencesi hükümleri uygulanamayacak. Tasarı, kiralık işçiyi ÖİB işçisi olarak kabul ettiği için; kiralık işçiler, iş güvencesinin kapsamı için gerekli olan 30 işçi koşulunun belirlenmesinde dikkate alınmayacaktır.
Ekmek ve özgürlük davaları birbirine bağlı
Kiralık işçilik, hangi sektörde olursa olsun, işçi sağlığı ve güvenliğine zararlıdır; kiralık işçilik sağlıksız, güvensiz ve güvencesiz bir istihdam biçimidir. Dünya örnekleri, kiralık işçilerin, daimi işçilere göre çok daha fazla iş kazası geçirdiğini gözler önüne sermektedir.
Saray ve AKP hükümeti işçi sınıfına, ezilenlere, onların haklarına ve örgütlerine karşı topyekûn bir savaş açmış durumda. Bu savaş ancak diktatörlüğe, sömürüye karşı birleşik bir emek ve demokrasi mücadelesiyle karşılanabilir. Ekmek ve özgürlük mücadelesinin her zamankinden daha fazla birbirine bağlı hale geldiği bu dönemde tüm emek ve demokrasi güçlerinin AKP’ye karşı güçlerini birleştirmesinin tam zamanıdır.
(Bu yazı Siyaset Gazetesi 31. sayısında yayınlanmıştır)