Herhangi bir sosyalist örgüte üye olmayan insanların çoğundan, ‘‘AKP’nin iktidardan düşmesi için solun birleşmesi gerekiyor’’ cümlesi duyuluyor. Bu dağınıklık ve örgütsüzlük, öncelikle örgütler arasında kurulacak bir Sosyalist Koordinasyon ile aşılabilir. Bu koordinasyon, Demokrasi Cephesi’nin de omurgası olabilir.
AHMET SAYMADİ
Türkiye hiçbirimizin tanık olmadığı kadar kötü günlerden geçiyor. 12 Eylül diktasını yaşayanlar açısından tanıdık olan bu tablo, 45 yaşının altında olan ve 12 Eylül’ü görmeyenler için oldukça anlaşılmaz bir durum.
Kürt illerinde, Kürt gençlerin direndiği iller, top ateşiyle yıkılıyor. Bodrumlarda insanlar yakılıyor. İsimsiz ölüler, numaralandırılmış mezarlara gömülüyor. Kürt illerinden insanlar zorla göç ettiriliyor. Şehirlerin merkezleri değiştiriliyor. Yeni nüfus ve asimilasyon planları yapılıyor.
Din hayatın her alanına daha yoğun bir şekilde müdahale ediyor. Okullarda karma eğitimden her geçen gün daha da uzaklaşılıyor. Televizyonlardan, ‘Namaz kılmayan hayvandır’ diye açıklamalar yapılıyor. Oruç tutmayanlara saldırılar artıyor. Kadınlara her gün hakaret ediliyor, televizyonlarda erkekler için ‘Çok eşlilik’ alenen savunuluyor. Anne olmayan kadına Cumhurbaşkanı tarafından ‘Yarım’ deniliyor.
İş cinayetleri durmak bilmiyor. İşçilerin sosyal hakları her geçen gün tırpanlanıyor. Asgari ücrete yapılan zam bile vergi dilimi ve zorunlu emeklilik sigortası altında geri alınıyor.
Akademisyenler, yazarlar, gazeteciler, muhalif siyasetçiler yandaş basın tarafından hedef gösteriliyor; işten atılıyor; tutuklanıyor. Demokratik her eylem yasaklanıyor ve polis zorbalığıyla bastırılıyor. Toplumsal muhalefet canlı bomba eylemleriyle pasifize edilmeye çalışılıyor.
Bunlar her gün hepimizin tanık olduğu olaylar. Hatta bu örnekler epeyce çoğaltılabilir. Peki bütün bunlar olurken biz ne yapıyoruz? Ne yapmalı? Bu buhrandan nasıl çıkılır? Hepimiz, birbirinden farklı mecralarda bu soruların cevabını arıyoruz.
Herhangi bir sosyalist örgüte üye olmayan insanların çoğundan, ‘‘Neden bu kadar çok sol parti var?’’ , ‘‘AKP’nin iktidardan düşmesi için solun birleşmesi gerekiyor’’, ‘‘Solda birlik olmadan, bu dönemi atlatmak mümkün değil’’, ''Bölüne bölüne mi çoğalacaksınız, böyle mi AKP'yi devireceksiniz?'' gibi cümleler duyuluyor. Bu cümleler solun dağınıklığına ve parçalılığına isyan anlamına geliyor. İnsanlar bir arayış içerisinde ve politika yapmak için zemin arıyorlar. Ancak mevcut tüm örgütler çeşitli sebepler yetersiz kalıyor ya da soldaki parçalılık insanları örgütlerden uzak tutuyor. Sosyalistler; politikleşmiş, AKP politikalarından rahatsız olan, memleket için emek vermek isteyen, bir şeyler yapmak isteyen bu insanları içermenin, siyasete katmanın kanalını mutlaka açmalıdır.
Soldaki bağzı ayrışmaların önemli gerekçeleri var: Kürt hareketine yaklaşım, mücadele tarzı, örgütlenme modeli gibi ayrımlar üzerinden atlanabilir meseleler değil. Ancak içinden geçtiğimiz süreç, toplum açısından bu önemli ayrımları birer teferruata dönüştürüyor. Ya da toplum tarafından anlaşılamaz bir hale büründürüyor.
Diğer taraftan solun parçalılığı, sokakta da bir dağınıklığa sebep oluyor. Eylemler başı sonu belli, hatta polis tarafından çizilen bir çerçevede gerçekleşiyor. Oysaki, sol içi iletişim ve dayanışma ilişkileri daha gelişmiş olsa sokağın da rengi değişebilir.
Bugün, üyesi olduğum sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi’nin (SYKP) Ankara’da 2. Olağan kongresi var. Birleşik Haziran Hareketi’nin de konferansı var. Halkevleri ve başka sol hareketler de geçtiğimiz günlerde kongresini gerçekleştirdi. Solun kongre ve konferans süreçlerinden geçtiği bu dönemde önümüzdeki döneme dair politikalarını güncellemesi kadar, solda birlik ya da sol içi dayanışmayı arttırmak için çaba sarf etmesi birincil görev olarak ortada duruyor.
Sol partiler ve hareketler arasındaki ayrımları ‘şimdilik’ ortadan kaldırmaya dönük olmayan, partileri birleştirmeye çalışmayan; sol içi iletişimi ve dayanışmayı arttıracak, kopukluğu ve rekabeti azaltacak bir ‘Sosyalist Koordinasyon’ oluşturulabilir.
Bu Sosyalist Koordinasyon; illerde demokratik kitle örgütleri tarafından çağrısı yapılan bütün eylemleri örgütleme, AKP politikalarını teşhir etme, sokağı daha da hareketlendirme işlevi görebilir. Bu sokaktaki dağınıklığı aşacak, direniş kanallarını açacak önemli bir araç olacaktır.
Bu Sosyalist Koordinasyon, uzun süredir solda kimi çevreler tarafından sıklıkla dillendirilen ‘Demokrasi Cephesi’nin kurulması için de işlevli bir araç olacaktır. Hatta Demokrasi Cephesi’nin omurgası olmaya adaydır. Sosyalist Koordinasyon, Gezi Direnişi’ndeki gibi, isyanın taşıyıcısı, iradesi olabilir. Sosyalistler bu birikime de deneyime de örgütlülüğe de sahip.