Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Avrupa Koordinasyonu, Avrupa kuruluş tartışmaları devam eden Halkların Demokratik Kongresi – Avrupa (HDK-A) örgütlenmesi üzerine görüşlerinin yer aldığı bir bildirge yayınladı.
Çok Sayıda Türkiyeli kuruluşun katılacağı, 28 Şubat 2016’da Köln’de yapılacak merkezi toplantıda, HDK-A’nın kuruluş çalışmalarının resmiyet kazanması bekleniyor.
7 Haziran ve 1 Kasım Seçimleri döneminde Avrupa’nın hemen hemen her bölgesinde kurulan ve önemli başarılar gösteren HDP seçim Platformlarının yerini alması beklenen HDK-A’nın kurulması için 28 Şubat tarihinde Almanya’nın Köln kentinde tüm örgütlenmeleri katılacağı merkezi bir toplantı gerçekleştirilecek. Bu toplantı sonrası, Avrupa’da büyük heyecan yaratacağı düşünülen HDK-A’nın kuruluş çalışmalarının hız kazanmasına kesin gözüyle bakılıyor.
HDK-A’nın tartışılacağı 28 Şubat’taki merkezi toplantıya AvEG-Kon, AABF, KCD-E, ATIF, NAV-DEM, Yeşiller ve Sol Gelecek, FIDEF, AABK, YXK, Ermeni Kuruluşlar, Asuri Kuruluşlar, Laz Kuruluşlar, Çerkez Kuruluşlar, DİDF, AGİF, YEK-KOM, ABDEM, AHDK, SYKP gibi, Avrupa’da örgütlü çok sayıda Türkiyeli ve Kürdistanlı kuruluşun gelmesi bekleniyor.
28 Şubat’ta yapılacak toplantı öncesi, NAV-DEM ve SYKP Avrupa HDK örgütlenmesine ilişkin görüşlerini belirttikleri metinler yayınladılar. Önerilerle gelinecek olan 28 Şubat toplantısında, bir komisyonun kurulması ve kurultay hazırlıklarına başlaması bekleniyor.
SYKP Avrupa Koordinasyonu tarafından yayınlanan bildirgenin tam metni şöyle:
Güç birliklerinden kongreye
Avrupa’daki Türkiyeli ve Kürdistanlı örgütlenmelerin azımsanmayacak bir ortak mücadele deneyimi olduğu aşikâr. Türkiye’de kurulup Avrupa’ya yansıyan ortaklaşma deneyimlerinin yanı sıra Avrupa Barış Meclisi, ABDEM ve Demokratik Güç Birlikleri gibi özgün çalışmalar da geliştirilip işlevlendirildi.
Türkiye seçimleriyle ilgili olarak oluşturulan Emek-Barış-Demokrasi Bloku, Bin Umut Adayları gibi deneyimlerden farklı olarak 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerine neredeyse her yerelde farklı isimlendirilip şekillendirilen (hatta büyük oranda şekillendirilemeyen) “Seçim komisyonları”yla girebildik. Bu durumun en temel nedeni ise ülkede oluşan HDP/HDK örgütlenmesine denk bir örgütlenmeyi Avrupa sathında geliştirememiş olmamızdı.
Şimdi tüm deneyimlerimizi gözden geçirmeli ve aslında oldukça gecikmiş bir biçimde, yaşamakta olduğumuz ve bizleri bekleyen sürece en doğru hangi örgütlenme biçimi ve aracıyla karşılık üreteceğimizi kararlaştırmalıyız.
Böylesi bir tartışmaya başlarken, tartışmanın sonuç alıcı ve verimli olabilmesi açısından kimi hususlara işaret etmek isteriz.
“Avrupa’da nasıl bir örgütsel yapılanma olmalı” tartışması farklı program, örgütlenme ve yöntemlerle mücadele eden çok bileşenli bir tartışma olacaktır. Bu tartışma sadece örgütlü güçleri kapsamayacağı gibi onları yok sayarak yürütülemez. HDK/HDP fikriyatının en büyük başarısı farklı programlar etrafında örgütlenmiş yapıları ve bireyleri ortak bir asgari program etrafında organize edebilme perspektif ve örgütsel anlayışını geliştirebilmesi olmuştur.
Ne bireyleri ya da siyasi yapılar dışındaki örgütlenmeleri siyasi yapıların arkasına takılmaya mecbur bırakan, ne de bu siyasi yapıları kendi programları ve mücadele planlamaları yokmuş gibi davranan bir yaklaşım bu kadar geniş bir kesimi ortak bir mücadele programı etrafında toplayamazdı.
Programatik ve örgütsel anlayış temelinde birbirlerinden önemli farklılıkları olan siyasi yapılanmaları, inanç örgütlerini, ekoloji, kadın ve LGBTİ dinamiklerini bu farklılıkları ortadan kaldıracak tartışmalar, pratikler yaşanmaksızın programatik bütünlüğü olan “organik bir örgüt” haline getirmeye çalışmak, niyetinin tam tersine yan yana duruşu imkansız kılacak, birlikte mücadele potansiyeline büyük darbeler vuracaktır.
Türkiye örgütlenmesindeki başarının en önemli hususlarından biri olan bu noktayı Avrupa örgütlenmesini oluştururken de dikkate almak zorundayız. Avrupa’da hep birlikte tartışarak oluşturacağımız yapılanmaya olduğundan fazla anlamlar, misyonlar yüklemek, ya da onu basit bir “siyasetler arası eylem birliği” formuna indirgemek bizi baştan başarısızlığa mahkum edecektir.
Bu ön hatırlatmanın ardından tartıştığımız bağlamda “Avrupa’da nasıl bir örgütlenme olmalı” sorusuna partimizin yaklaşımını sizlerle paylaşmak isteriz.
Programatik zemin
- SYKP olarak Avrupa’da bu güne yaratılan ortak mücadele araçlarını çok değerli bulmakla birlikte bundan sonra yolumuza “Halkların Demokratik Kongresi – Avrupa (HDK – Avrupa)” formuyla devam etmemiz gerektiğini düşünüyoruz.
- HDK- Avrupa temel siyasal yönelimlerini ve programatik konumlanışını Türkiye örgütlenmesinden devralacaktır. Ancak bu programatik zemin Avrupa’da yaşadığımız sorun ve çelişkilere de çözüm üretecek şekilde genişletilmelidir. Bu programatik genişletme, merkezi kararlaşmamızın ardından asıl olarak yerlerden başlatılacak kuruluş sürecinde yürütülecek tartışmalarda geliştirilebilir ve kuruluş kongresinde netleştirilebilir.
Bizim bu süreçte HDK-Avrupa programına içermek üzere tartışmaya açacağımız kimi başlıklar şunlar olacaktır:
- Avrupa’da, özelde Türkiyeli ve Kürdistanlı kitlenin, genelde bütün olarak azınlık ve göçmenlerin sorunları ve çözüm yolları.
- Yeni göç dalgasının temel sebebi olan emperyalist müdahaleler ve vesayet savaşlarına karşı alınması gerekli tutum.
- Avrupa’daki emek, demokrasi ve özgürlük mücadelesiyle nasıl ilişkileneceğiz?
Örgütsel Form
- HDK-Avrupa Türkiye örgütlenmesinin sadece programatik anlayışını değil aynı zamanda örgütsel anlayışını da kendisine rehber edinmelidir.
Toplumun sömürülen, ezilen, ötekileştirilen bütün kesimlerini ortak bir demokrasi programı etrafında mücadeleye sevk edebilmek net bir perspektif, esnek bir örgütlenme, kapsayıcı bir hareket tarzı gerektirir.
Bu güne kadar geliştirebildiğimiz en işlevli ortaklaşma formu olan “Demokratik Güç Birlikleri (DGB)” önemli çalışmalara imza atmış olsa da Avrupa’daki potansiyelimizi örgütlü hale getirip harekete geçirebilecek kapasiteyi gösterememiştir. Böyle olmasının en büyük nedenlerinden biri DGB’lerin “örgütsel temsil” anlayışıyla kurulmuş ve işliyor olmasıdır. Birleşik mücadele iradesinin oluşabilmesi için siyasi örgütlenmelerin ortaklaşması önemli ve belirleyicidir ancak yeterli değildir.
HDK’nin Türkiye birlik deneyimlerine en büyük katkısı olan, siyasi yapılanmalar, demokratik dinamikler, emek, meslek, inanç ve çevre örgütleri, Kadın, LGBTİ, ekoloji hareketleri ve bireylerin bir arada örgütlenme formunu Avrupa’da da inşa etmeliyiz.
Bütün örgütlenmelerin eşit temsil edildiği, bireylerin örgütler karşısında işlevsizleşmediği, çoğunluk değil çoğulculuk hukukunun geçerli olduğu, azınlık hukukunun özel olarak gözetildiği, kadınlara eşit temsil, dezavantajlı diğer gruplara pozitif ayrımcılık ve kota hakkının tanındığı, kısacası tüm demokrasi dinamiklerinin kendisini içerisinde var edebildiği ve iradesini yansıtabildiği çoğulcu bir örgütlenme modelini hayata geçirmeyi hedeflemeliyiz.
- HDK dinamiğinin bulunduğu her yerelde HDK Meclisleri ve yürütmeleri olarak örgütlenmeli. Meclislere HDK fikriyatını doğru bulan herkes (örgüt ya da birey) katılabilmeli ve meclisin kararlarını uygulamak üzere yürütmeler kurulmalı. Şehir, ülke ve Avrupa düzleminde meclis ve yürütmeler oluşturulmalı (HDK Berlin Meclisi/Yürütmesi, HDK Almanya Meclisi/Yürütmesi, HDK Avrupa Genel Meclisi/Genel Yürütmesi gibi). HDK meclislerinin olmadığı bölgelerde kurucu koordinasyonlar görevlendirilmeli.
- Yürütmenin kurulduğu her yerelde Eş Sözcüler belirlenmeli. Kurulacak bütün yürütme organlarında ve seçilecek sözcülerde kadının eşit temsiline, gençliğin temsil edilmesine özel önem gösterilmeli.
- Yürütme organlarında kurum ve bireylerin temsiline hassasiyet gösterilmeli, ihtiyaç duyulması halinde Türkiye HDK’de uygulanan yüzde 60 kurum, yüzde 40 birey temsiliyeti kotasına başvurulmalı. Ayrıca Türkiye HDK’nin kabul ettiği tüm kotalar Avrupa örgütlenmesinde de geçerli olmalı.
- Merkezi ve yerel düzlemlerde kadın, gençlik, ekoloji, emek, vs. meclislerin kurulması teşvik edilmeli ve meclislerin iradelerinin karar organlarına yansıması sağlanmalıdır.
İşleyiş tarzı
- HDK-Avrupa’nin işleyişinde uzlaşı kültürü belirleyici olmalı ve mümkün olduğunca kararlar ikna temelinde ve oy birliğiyle alınmaya gayret etmeli. Bunun sağlanamadığı koşullarda ise örgüt ya da bireylerin alınan karara katılmama hakkı saklı tutulmalı.
- Yereller mümkün olduğunca inisiyatifli olmalı ve tüm karar ve görüşlerin merkezden beklendiği hantal, bürokratik, katı merkeziyetçi bir yapıya dönüşmemeye dikkat edilmeli. Tüm yerel örgütlenmeler hem kendi yerellerindeki siyasi gelişmelere hem de genel meselelere ilişkin örgütlenme ve harekete geçme iradesine sahip olmalı, ihtiyaç halinde tüm sahayı koordine edecek biçimde merkezi eylem ve örgütlenmeler de geliştirilebilmeli.
- HDK-Avrupa sistem karşıtı hareketin kurucu öznesi olduğunun farkında olarak kendi dışındaki demokrasi güçlerini de organize etme perspektifiyle hareket etmeli. HDK’nin bileşeni, katılımcısı olmasa da dışımızda kalan demokrasi güçlerine, toplumsal dinamiklere ve bireylere yönelik kapsayıcı davranmalı.
Ayrı bir tartışma konusu olmakla birlikte ikinci bir örgütlenme halkası olarak, Türkiye’de gelişen sürece karşı başını HDK/HDP’nin çektiği “Barış ve Demokrasi Bloku”nun Avrupa ayağının kurulması da hedeflerimiz arasında olmalıdır.
Bu konuda bir ek başlık ise Avrupalı emek ve demokrasi güçleriyle ne tür bir ilişki içerisinde olacağımızın netleştirilmesi ve ilişkinin süreklileşmesinin yolları bulunmalıdır.
Kuruluş sürecin işleyişi
- HDK Eş Sözcüleri’nin çağrısıyla Avrupa’da bir merkezi toplantı organize edilmeli ve bu toplantıda HDK-Avrupa’nın kurulması konusunda anlaşanlar aşağıdan yukarı doğru tüm yerellerde yukarıda belirttiğimiz çerçevede kuruluş toplantılarını gerçekleştirmeli.
- Bu süre zarfında ilk toplantıda seçilecek bir geçici yürütme süreci organize ve takip etmeli. Halihazırda kimi ülkelerde, yerellerde kurulu olan Demokratik Güç Birlikleri ya da benzeri birlikler HDK-Avrupa’nın kurucu iradesi olarak bu geçişin örgütleyicisi olabilirler.
- Yerel meclis ve yürütmelerin kurulmasının ardından Avrupa çapında bir kuruluş konferansı organize edilmeli ve bu konferansla birlikte HDK-Avrupa Genel Meclisi ve Genel Yürütmesi belirlenmeli.
HDK-Avrupa / HDP ilişkisi
- Mevcut durumda HDP’nin yurtdışı örgütlenmesi için aldığı karar hayata geçirilebilmiş değil. Genel Merkezden “atanan” bir temsilci şimdilik Avrupa genelinde HDP’yi temsil etmekte, ancak Avrupa HDP örgütlenmesinin nasıl olacağı hala bir soru işareti olarak durmakta.
HDK örgütlülüğünün siyasal/parlamenter ayağı olarak HDP örgütlenmesinin Avrupa’da nasıl şekillenmesi gerektiği elbette HDK-Avrupa’nın da sorunudur.
- HDP genel merkezi Avrupa HDP temsiliyetine sadece “teknik” bir temsiliyete indirgeyerek yaklaşmamalı, HDK-Avrupa örgütlenmesiyle birlikte nasıl bir HDP örgütlenmesinin olması gerektiği kararlaştırılmalıdır.
- Bu konuda bizim önerimiz en azından Avrupa’nın belirli merkezlerinde (Berlin, Paris, Londra, vs.) HDP temsilciliğinin oluşturulması yönündedir.
- Oluşacak olan HDP temsilcilikleri Türkiye HDP MYK’sı ve HDK-Avrupa Genel Yürütmesiyle istişare içersinde davranmalı.