Cizre’de yaralılar için açlık grevinde olan HDP’li milletvekilleri, yaralılarla son kurulan iletişime dair ses kayıtlarını kamuoyu ile paylaştı. Ses kayıtlarında ambulansların yaralıları almak için yola çıktığı duyuluyor. Kısa bir süre sonra tam yaralıların alınacağı ana yaklaşırken, silah sesleri ve bodrumdaki çığlıklardan sonra sesler kesiliyor.
Cizre'de 10'uncu gününe giren vahşete karşı Meclis'te açlık grevini sürdüren HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, HDP'li milletvekilleri Osman Baydemir ve Meral Danış Beştaş basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, yaralılarla irtibat kopmadan hemen önce yapılan ve hükümet yetkililerine de dinletilen telefon görüşmesine ait ses kaydı da kamuoyu ile paylaşıldı.
'Ses kayıtlarını savcılıkla paylaşmaya hazırız’
Toplantıda ilk olarak konuşan Baluken, Cizre'deki yaralılardan saatlerdir haber alınamadığını kaydederek, "Elimizdeki ses kayıtlarının tamamını konuyu takip edecek olan savcılıkla paylaşmaya hazırız. Hükümet bir an önce şüphe ve kaygılarımızı gidermelidir. Hiçbir devlet yaşam koridoru oluşturamayışını tarih önünde açıklayamaz. İvedikle hükümet bu sorumsuzluktan bir an önce sıyrılmalı ve orada yaşam mücadelesi veren insanların hastaneye nakledilmesi sağlanmalıdır" dedi.
Daha sonra ses kaydına ilişkin konuşan Meral Danış Beştaş, şöyle devam etti: "Ses kayıtlarını yayınlamak zorunda kaldığımız için başta yaralılar ve ailelerinden bütün kamuoyundan özür diliyoruz. Bunu yayınlamayı asla düşünmezdik. 48 saattir vahşet bodrumunda bulunanlarla hiçbir iletişim kuramadık. Biz açlık grevini başlatırken de açıklamıştık. Tek bir talebimiz vardı cenazelerin ailelere teslimi ve yaralıların hastaneye sevkiydi. Bu ses kaydını paylaşmamızın tek nedeni var; yaralılar halen yaşıyorsa bu ses kaydı vasıtasıyla onların yaşam hakkını güvence altına almaktır."
Telefonun diğer ucundan vahşet sesleri
29 Ocak'ta Sağlık Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı'nın da içinde bulunduğu bir Kriz Koordinasyon Merkezi kurulduğu bilgisini paylaşan Beştaş, o gün yaralıları almaya en yakın gün olunduğu ifade etti. Beştaş, daha sonra yaralılarla yapılan görüşmelere ilişkin ses kayıtlarını paylaştı.
29 Ocak günü yaralılar arasında bulunan DBP PM üyesi Mehmet Yavuzer ile Meral Danış Beştaş arasında yapılan görüşmelere ait 4 ayrı ses kaydı ile daha ambulans hareket halindeyken gerçekleşen görüşmeye ilişkin ses kaydı şöyle:
Beştaş: Şu anda ambulansı takip ediyoruz. Yolda, ulaşsın sizi arayacağız.
Yavuzer: Burada herhangi bir ses yok. Bilginiz olsun hiçbir ses yok.
Beştaş: Tamam.
İkinci görüşmede geçen diyalogda ise Beştaş, telefonun diğer ucundaki yaralıya "Şimdi Bakanlık ile görüştük. Her birimiz bir telefonda olacağız. Siz hazırlıklarınızı yapın şu anda oraya geldiler ama biz sizi arayınca çıkacaksınız" diyor.
Ardından yapılan 3'üncü görüşmede ise Beştaş ve Yavuzer arasında geçen diyalog şöyle: Beştaş: Polislerin sesi kesildi. Buradadır koridordadır. Hemen sizin çıkacağınız kapının önündeler.
Yavuzer: Evet içerideler. Belki sizin sesinizi de duyuyorlar. İçişleri Bakanı yanınızda mı?
Beştaş: Şu anda o telefonun…
Tam da bu sırada görüşmenin 26'ıncı saniyesinde patlama ve silah sesleri ile çığlıklar telefonun diğer ucundan yoğun bir şekilde geliyor ve konuşma kesiliyor. Bu sırada yaralıların bulunduğu noktaya doğru ateş açıldığına dair sesler de açık bir şekilde görüşmeye yansıyor.
Paylaşılan son ses kaydında ise geçen diyalog şu şekilde:
Karşıdaki ses: Ben dinliyorum kulaklarım kötü
Beştaş: Sesimi alıyorsunuz
X şahıs: Çok az alıyorum.
Beştaş: Oradan çıkabilecek durumda değilseniz başka bir formül bulmamız lazım.
X şahıs: Enkaz altındayız. Ben nasıl anlatayım ya
Beştaş: Tamam tamam çıkabilecek durum değilsiniz yani.
X şahıs: Enkaz altındayız enkaz.
Beştaş: Tamam telefon açık kalsın.
Bu görüşmelerin ardından yaralılarla irtibat kesilirken, şu ana kadar da herhangi bir iletişim kurulmadığı gibi akıbetleri konusunda bilgi de alınmış değil. Öte yandan o gün gerçekleşen görüşmelerin tamamının kayıt altına alındığı ancak hassasiyetlerden dolayı kamuoyu ile paylaşılmadığı öğrenildi.
'Hükümetten yanıt bekliyoruz’
Ses kayıtlarının dinletilmesinin ardından konuşan HDP Urfa Milletvekili Osman Baydemir ise 6 gündür sürdükleri açlık grevi görüşmelerinde tek taleplerinin olduğunu belirterek, "Tarihimizin en kirli ve karanlık vahşetiyle karşı karşıyayız. Bütün savaşlar acımasızdır ama tarihimizdeki en çirkiniyle karşı karşıyayız. Şimdi heyetimiz Bakanlık ve yerel yöneticilerinin eş güdümüyle yürüyen nakil çalışması tam gerçekleşeceği anda yani yaraların ambulansa doğru gideceği esnada neden binaya silahlı saldırı düzenlendi. Bunların çıkacağı dakikalar meselesi iken binaya operasyonu kim gerçekleştirdi? Hangi birim hangi tim gerçekleştirdi?. Bunu gerçekleştiren birim talimatı kimden aldı? 49 saat 4 dakikadır hiçbir temasımızın olmadığı sadece bizim değil Cizre'dekilerin de hiçbir temasın olmadığı, isimlerin tek tek tutanaklara geçmesi için zikrettiğimiz en geç Cumartesi günü saat 12.31'e kadar hayatta olan bu insanların akıbeti nedir? Şu an da yaşıyorlar mı? Başka bir şey mi oldu? Yanıt bekliyoruz" şeklinde konuştu.
'Savaşın bile ahlakı vardır’
Cizre'de yürütülen bu askeri operasyonun hangi merkezden yürütüldüğünü soran Baydemir, "Eğer bu Başbakanlık, İçişleri Bakanlığı, Valilikler eliyle yürütülüyorsa yürütmüş olduğumuz bu çaba neden ve kim tarafından boşa çıkartıldı. Gerek Cizre'de gerek Şırnak'ta Kaymakamlık ve Valilik bu operasyonlar yürütürken, talimatları kimden almaktadır? İçişleri Bakanlığı'ndan diyorsanız onlarla tahliye çalışması yürütürken neden bu durumla karşılaştık" diye sordu.
Halka karşı yürütülen bütün insani değerlere karşı yürütülen bu savaşın aynı zamanda gerçekleri karanlıkta bırakmayı da amaçladığını ifade eden Baydemir, HDP olarak gerçeklerin katledilmesine izin vermeyeceklerini söyledi. "İnsanlık suçunun işlenmesine daha ne kadar devam edeceksiniz?" diye soran Baydemir, şöyle devam etti: "Savaş çatışma, acı ve gözyaşı çatışmasızlıktır ama savaşın da bir ahlakı vardır. Katliamın talimatını verenler siz sanıyor musunuz ki bir gün gelecek siz cezasızlıktan faydalanacaksınız. Bir gün mutlaka yargı önüne çıkacağınızı ve sizin de yüz üstü bırakılacağınızı bilmiyor musunuz?"
Açlık grevi dönüşümlü olarak devam edecek
Baydemir, hiçbir şart ve koşulda bu zulme boyun bükmeyeceklerini belirterek, "Mutlak suretle sorumluların gerek vicdanlar da gerekse yargı organlarında cezasız kalmamaları konusunda çabamızı ortaya koyacağız. Bu zulüm karşısında ben insanım diyen herkesin sessiz kalmaması çağrısında bulunuyorum" dedi.
Açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Baluken, açlık grevinin sonuç alınıncaya kadar dönüşümlü olarak devam ettirilmesi yönünde karar alındığını kaydetti.