Ahmet Saymadi yazdı: Amedspor’a en ağır ceza verilmeli. Çünkü Amedspor Bursaspor’u yenerek ve Dersimli oyuncusu Deniz Naki, kolundaki Azadi yazısıyla, sıkılı yumruğuyla en büyük cezayı verdi ‘onlara’
24 Temmuz’dan bu yana sokağa çıkma yasağının uygulandığı şehirlerde olan bitenleri ‘izliyoruz’ Sur, Cizre, Silopi, Nusaybin… Ama son günlerde adı geçen il ve ilçelerde yaşanan faşizm dışında bir meseleyi daha hayretle izliyoruz: Diyarbakır’ın 3. Lig takımı Amedspor’un başına getirilenler. Halkların Demokratik Partisi’nin bütün belediyeleri kazandığı, genel seçimlerde ise 10 milletvekili çıkardığı Diyarbakır’ın, takımına yapılan uygulamaların HDP’ye yapılanlardan, barış isteyen akademisyenlere yapılanlardan bir farkı yok.
Amedspor, sosyal medya hesaplarından verdiği mesajlar, taraftarının politik tutumu, oyuncularının açıklamalarıyla Kürt illerinde yaşanan savaşta tarafını çok net bir biçimde ifade etti. Amedspor’un en büyük suçu barıştan yana olmak. Tam da şiirdeki gibi, ‘‘Budur katlimize sebep suçumuz’’ Malum, artık memleketteki en büyük suç barış istemek, çocuklar ölmesin demek. Barış istenecekse de bunu ‘Vatan hainleri’ ya da ‘dış mihraklarla işbirliği yapan Ermeniler, Kürtler, Türk olmayanlar isteyemez’ Amedspor’un ne haddine, isterse de ‘‘Türkün gücü gösterilir’’
İşin fitilini tetikleyen ise Amedspor’un Bursaspor’u sahasında 2-1 yenmesi oldu. Pek vatansever Bursa’yı, vatan haini Amedspor nasıl yenerdi? Amedspor, ‘terör yandaşlarını nasıl sevindirirdi?’ ve ‘Nasıl olur da terör yandaşlarına moral motivasyon kaynağı olurdu?’ Amedspor nasıl olur da ‘Türkün gücünü göstermesine engel olurdu?’ Türkiye Futbol Federasyonu hemen gerekeni yaptı. ‘‘Türkün gücünü’’ gösterdi! Amedspor’a Fenerbahçe maçında seyircisiz oynama cezası verildi. Dersimli oyuncusu Deniz Naki’ye 12 maç sahalardan men cezası ve 19.500 TL para cezası verildi. Ayrıca, ‘Hiçbir başarı cezasız kalmamalıydı’
‘Vatan haini Amedspor’un’ başına gelenler bunlar, bir de vatanseverlerin başarı hikayeleri var, onlara bakalım,
Türkiye 1988’e kadar güreş dışında herhangi bir spor dalından olimpiyat madalyası almamıştı. 1988 olimpiyatları öncesinde Bulgaristan’dan Türkiye’ye göç eden Naim Süleymanoğlu hemen Türkiye vatandaşlığına alındı ve olimpiyatlara sokuldu. Bulgaristan’ın yetiştirdiği bu önemli sporcu bir anda Türkiyeli olmuştu. O dönem Başbakan Yardımcısı olan Ekrem Pakdemirli, Naim Süleymanoğlu’nun vatandaşlığa geçişini şöyle anlatıyordu, ‘Bir gün Turgut ağabey, ‘Naim Süleymanoğlu’nu Türk vatandaşı yapacağız ama 7 milyon dolar istiyorlar’ dedi. Ben de bu parayla 70 köye su götüreceğimi söyledim. Bana dönüp dedi ki; “Naim Süleymanoğlu’nu aldık, olimpiyatlara gitti, Türk bayrağıyla yarıştı ve şampiyon oldu. Türk bayrağı göndere çekilerek İstiklal Marşı okundu. Bu marşın yurtdışında okunması için kaç para verirsin?’ Bunu anlatınca gözlerim doldu. ‘Verelim be ağabey’ dedim. Bulgar istihbaratına 7 milyon doları çantaya koyup gönderdik.”
Devletimiz, o dönem, ‘Türkün gücünü’ 7 milyon dolara göstermişti…
Aradan yıllar geçti, bu kez yine bir yabancı Türk vatandaşlığa geçerek olimpiyat ödülü aldı. Elvan Abelegesse. Naim Süleymanoğlu gibi Türk’e de pek benzemeyen Elvan Abeygelese zaten ucuza gelmişti. Ailesine gelişi için, iki yıl boyunca ayda 300 dolar ödenmişti. Basında Elvan Abeylegese, ‘‘Etiyopya asıllı Türk’’ diye geçiyor… Şaka değil gerçek…
Devletimiz, Etiyopya asıllı Türk ile ‘‘Türkün gücünü’’ 300 dolara göstermişti…
Ardından 2006 yılında Brezilyalı Marco Aurelio, Türkiye vatandaşlığına geçti. Milli takımda forma giyen Marco Aurelio’nun adı da Mehmet olmuştu. Damarlarında asil Türk kanı olmasa da, adı artık Mehmet’ti, belki Brezilyalıydı ama bir Dersimli’den, Amedsporlu’dan daha Türk’tü…
Bursaspor da, Elan Abeylegese ve Marco Aurelio örneklerinde olduğu gibi Amedspor karşısında 8 yabancı futbolcusuyla ‘‘Türkün gücünü’’ gösteriyordu…
Gücünü bilimde, sanatta, sporda gösteremeyen, bu alanlarda yurttaşlarına imkan açmayan, övünülecek herhangi bir olaya imza atmayan devlet; bu alanda bir ihtiyaç olması halinde parasını verir ithal eder, böylece tüm cihana ve iç mihraklara ‘’Türkün gücünü’’ gösterir. Yeter ki iç ve dış mihraklar sevinmesin. Amedspor’un ve Dersimli oyuncusunun ne haddine mahalle aralarında top koşturarak, yoksulluktan, yokluktan gelerek, egemen ulusa ‘’ezilenlerin gücünü’’ göstermek. Ne haddine, bu zor günlerde ezilenlere moral vermek, güçlü olduklarını hissettirmek.
Amedspor’a en ağır ceza verilmeli. Çünkü Amedspor Bursaspor’u yenerek; Dersimli oyuncusu Deniz Naki ise kolundaki Azadi yazısıyla, sıkılı yumruğuyla en büyük cezayı verdi ‘onlara’ (5 Şubat 2016)