Ulaşcan Kurt yazdı: Suç ‘kaçan’ öğretmenlerde mi yoksa bizde mi?
1 kasım seçimlerinden sonra dönem dönem hortlayan "bu halktan hiçbir şey olmaz" naraları Milli Eğitim Bakanlığı'nın Cizre ve Silopi'deki öğretmenlere izinli oldukları mesajını göndermesi ve öğretmenlerin şehirlerden ayrılmasıyla yine karşımıza çıktı. Elbette ki bu "izin vakasının" şehirdeki direnişi kırmanın daha üst bir boyuta sıçraması olarak görülmesi gerekir. Ama direnişle bu ablukanın kaldırılmasının kitleler nezdinde meşruluğunu sağlamak karşımızda öncelikli sorun olarak dururken, komünistlerin kendi "kendi politik acizliğinin" üstünü "kaçan" öğretmenlerin vicdani muhasebe yapmaması ile örtmeye çalışması kabul edilemez. Orada görev yapan öğretmenlere Türkiyeli komünistlerin politik bilinçlerini ne kadar aşıladıkları ile doğru orantılıdır önümüzde duran sorun. Barışın ancak halkların ortak mücadelesi ile birlikte geleceği çığlığını kulaklara ne kadar doldurduğumuzla ilgilidir. Bu politik altyapıyı oluşturmadığımız her alanda böyle sıkıntılar ortaya çıkacaktır. Şehirlerin terk edilmesini politik olarak değil de vicdani olarak açıkladığımız anda her zaman düştüğümüz hataya düşeriz. Çünkü politik zemine oturmadığımız zaman bu "kaçışlar" otomatik olarak meşrulaşır, insanların canı direnişten daha önemlidir bu anlatılmazsa. Vicdani olarak hesap sormak bu açıdan imkânsızdır.
İçine düşülen en büyük hatalardan birisi de Gezi kitlesinin Kürdistan'daki direnişe duyarlı olmasını beklemektir. Gezi direnişinde halkların ortak mücadelesini ordaki kitleye anlatmadan Kürdistan'daki hendeklerle Gezi'deki barikatları bağdaştırmak ve sadece bu çıkarımla onları kavgaya çağırmak ütopik bir yanılsamadan başka bir şey değildir. Gezi'deki büyük bir çoğunluğu ulusalcı olan kitleye politik olarak değmemişken şimdi sokakta olmalarını beklemek büyük bir hatadır.
Şimdi bütün bu notlar önümüzde net bir şekilde dururken asıl suçun "kaçan" öğretmenlerde mi yoksa onlara politik olarak değmemiş kendisini "öncü" olarak tarifleyen bizlerde mi olduğunu herkesin oturup düşünmesi gerekir. Aksi takdirde suçu başkasına atma politikası hayatımızda tekrar tekrar örgütlenecek ve bizi içinden çıkamayacağımız yanılgılara sürükleyecektir. Gün Kürdistan direnişiyle Gezi direnişinin ortak bir mücadele hattıyla birleştirilmesi ve halkların üzerindeki ablukanın ortak direnişle kırılacağı fikrini kitleler nezdinde meşrulaştırma ve zafere yürüme günüdür.