A. Haluk Ünal yazdı: HDP MYK’na ve Müslüm Doğan’a Soru Önergesi
A. Haluk Ünal – Diğer Yazıları
Malum, her siyasal tavır, tutum, eylem, bir zihniyeti ima eder veya bir zihniyetten neşet eder.
Bağımsız bir birey olarak son üç seçimdir HDP’ye oy verme nedenim de tamamiyle HDP’nin ortaya koyduğu yeni sol zihniyetin kollektif ve bireysel tutumlarda kazandığı ifadeyle ilgili.
Türkiye (hatta dünya sol tarihinde ) ilk kez adem-i merkeziyetçi, şeffaf; ahlak, insan, kadın ve doğa merkezli bir politikanın vücut bulma yolculuğuna katıldığımı düşünüyorum.
Eğer HDP siyasetini teklif sahipleriyle aynı biçimde anlıyorsam, bu ve benzeri şeffaflık taleplerinin de doğal bulunacağı, hatta teşvik göreceğini düşünüyorum.
Elbette HDP’nin benim gibi yüzbinlerce bağımsız, tekil destekçisiyle bu tür iletişimler için kurumsal mekanizmaları olsaydı, belki ilk önceliğim bir internet gazetesi olmazdı. Bu tür konularda kişisel hukuk kullanmak da imtiyaz talebi olacağı için, hükmümün geçtiği tek yer olan siyasihaber.org un sunduğu imkanımı kullanmak durumundayım.
Bilindiği gibi geçtiğimiz gün TBMM yemin töreninde Leyla Zana’nın “Türk milleti” ifadesini “Türkiye Milleti” olarak okumasıyla “yeni bir yemin krizi” yaşandı.
Bu durum karşısında HDP genel merkezi’nin açıklamalarını, buna ilişkin bazı iç tartışmalarını basına yansıdığı kadarıyla duyduk, bilgilenmeye çalıştık.
Ancak ortada dolaşan malzeme, son derece kısıtlı ve konunun önemine uygun olmayan bir içeriğe sahip.
Bu açıdan sorularımı sıralamaya çalışayım.
Sayın Leyla Zana, bu eylemini daha önce parti yetkili kurullarında paylaştı mı?
Paylaştıysa bu tutum parti yönetimince desteklendi mi? Red mi edildi?
Zana’nın bu eylemi sürpriz bile olsa, parti tarafından hangi gerekçeyle sahiplenilmedi?
Konuyla ilgili Yüksekdağ’ın açıklaması mealen, bu tutumun “demokratik bir hak” olduğu yönünde idi. Zana’nın eylemi bizlere çok ciddi bir gündem üstünlüğü kapısı araladığı halde, “demokratik bir hak, bireysel kararı” gibi, eylemi eylem sahibinin kucağında bırakan, diplomatik açıklamanın kaynağında ne tür bir gerekçe var?
Parti merkezi bu eylemi nasıl değerlendirdi?
Müslüm Doğan’ın bu gün basına yansıyan açıklamasını Parti merkezi nasıl değerlendiriyor? Gerçekten Zana’nın eylemini “gündemi şaşırtan, partinin hareket alanını daraltan” bir tutum olarak mı görüyor?
Kürdistan coğrafyası – geçtim onlarca yılı- aylardır “Türksen övün, değilsen itaat et” politikası altında yanarken, milyonlarca kardeşimiz en hafif, en naiv ifadesiyle “Türkiye Milleti”nden olduklarını anlatmak için can verirken; yani fiili bir anayasa tartışması geliştirirlerken, Zana’nın eylemi partinin hareket alanını nasıl daraltmaktadır?
Zana bu eylemi gerçekleştirmese – ki yarattığı gündem ve etki çevresinde güçlü bir kısa soluklu kampanya örgütlenmesi gerekirken sakıncalı bulunan- Müslüm Doğan’ın partiye sunacağı hareket alanları nelerdir?
İvedilikle kamuoyunun aydınlatılması, bu kadar yaşamsal bir konudaki tartışmayı spekülasyondan kurtaracak, “yeni”nin inşasına yeni bir kazanım sunacaktır inancındayım.
Saygılarımla