Ortadoğu Arap Halkları Araştırma Enstitüsü 21-22 Kasım’da Arap Alevilik konferansı düzenliyor. Enstitü Başkanı Selim Matkap, ilk günkü atölye çalışması sonrasında, ikinci gün, 22 Kasım Pazar günü herkesin katılıma açık olacak olan Konferans’ın saat 13.00’te, Harbiye Boğaziçi Tesisleri’nde düzenleneceğini duyurdu.
Antakya'da faaliyet gösteren Ortadoğu Arap Halkları Araştırma Enstitüsü, Arap kimliğinin tüm alt unsurlarına bir mercek uzatarak, dinsel ve mezhepsel alt ayrımları bulunan Arap kimliğinin her birinin ayrı ayrı incelenmesini, söz, tarih ve kültürleri üzerindeki küllerin kaldırılmasını istiyor.
Dün Dernek binasında bir basın toplantısı düzenleyen Ortadoğu Arap Halkları Araştırma Enstitüsü'nün İcra Kurulu adına konuşan Başkan Selim Matkap, Türkiye'nin birçok kültürü etnik, dinsel, mezhepsel farklılığı içinde barındırmakta olduğunu, bu topraklardaki Arap Alevilerinin, tüm Alevi topluluklarla olduğu gibi tarih boyunca dışlandıklarını, inanç ve ibadetlerinin engellendiğini ve katliamlara maruz kaldıklarını, ülkemizde yaşayan Arap Alevilerinin dinleri kadar dillerinin de engellendiğini kaydetti.
Ortadoğu Arap Halkları Araştırma Enstitü Başkanı Selim Matkap, açıklamasında, Türkiye'deki Arap Alevilerinin, Arapça okuma-yazma haklarının neredeyse ortadan kaldırıldığını, konuşmanın ise ebeveynlerin insafına bırakıldığına vurgu yaptı, okullarda ve resmi kurumlarda Arapça ve konuşmanın bir döneme kadar yasaklandığını da kaydetti.
Okullarda ve resmi kurumlarda Arapça konuşmanın yasaklanmasıyla ilgili dozun azalmakla birlikte, özünde, resmi ideolojik baskının iliklere kadar işlemeye devam etmekte oluğunu savunan Selim Matkap, şöyle devam etti:
“ Arap Alevileri Türkiye 'nin güneyinde ağırlıklı olarak Adana, Mersin ve Antakya ( Hatay)'da toplu halde yaşamaktadır. Arap Alevileri Türkiye dışında Suriye, Lübnan gibi Akdeniz kıyılarında varlıklarını devam ettirmektedir. Son zamanlarda Arjantin'de toplu olarak yaşam sürdürdükleri ve kültürel aidiyetlerini orada devam ettirdiklerini öğreniyoruz. Bu oldukça sevindiricidir.
Yeryüzünde varlığını inatla devam ettiren bu topluluğun sözünü ortaklaştırarak daha güçlü söylemesi; inancını özgürce dışlanmadan, horlanmadan yaşayabilmesi; dilini özgürce her alanda kullanabilmesi gerekli hale gelmiştir. Türkiye gibi farklılıkların bir arada yaşama ısrarı olan bir ülkede dil ve inanç özgürlüğünün önü açık olmalıdır.”
Basın toplantısında, ana çalışma alanları
olarak ele alacakları RAP kültürü konusunda hafta sonunda bir etkinlik düzenleyeceklerini bildiren Matkap, şöyle devam etti:
“ARAP kimliğinin tüm alt unsurlarına bir mercek uzatmak istiyoruz. Bu bağlamda dinsel ve mezhepsel alt ayrımları bulunan Arap kimliğinin her birinin ayrı ayrı incelenmesi, söz, tarih ve kültürlerinin üzerindeki küllerin kaldırılması gerektiği kanaatindeyiz. Bu nedenle bir 'ARAP ÇALIŞMALARI SERİSİ'ne başlıyoruz. Serinin ilk ayağını Arap Alevilik'le başlatıp, daha sonra Arap Hıristiyanlık ve Arap Sünnilik ve diğer bazı tematik Ortadoğu araştırmaları ile sürdüreceğiz.
Zikri olan ama varlığı yeterince görünür olmayan Arap Alevi toplumunun yaşadığı asimilasyona karşı mütevazı bir adım olacak, bugüne kadar bu alanda emek veren insanlarla bir araya gelecek ve Arap Alevi Konferansı gerçekleştireceğiz. Bu alanda çalışma yapan Arap Alevi dernekleri, akademisyenler ve aktivistlerle ortaklaşarak bu konferansın harcını yoğurmaya çalıştık.”
Dernek Başkanı Selim Matkap, 21-22 Kasım Cumartesi ile Pazar günleri gerçekleşecek iki 2 günlük Konferans'ın birinci gününde atölye çalışmaları yapılacağını bildirdi ve atölye çalışma başlıklarını da şöyle sıraladı:
-Tarihsel boyutuyla Arap Alevilik ve kimliğinin korunması
-Arap Alevilerinin devlet ile ilişkileri ve sekülerlik
-Arap Alevilik ve Kadın
-Arap Alevilikte anadil sorunu ve anadil ile din ilişkisi
Enstitü Başkanı Selim Matkap, ilk günkü atölye çalışması sonrasında, ikinci gün, 22 Kasım Pazar günü herkesin katılıma açık olacak olan Konferans'ın saat 13.00'te, Harbiye Boğaziçi Tesisleri'nde düzenleneceğini duyurdu.
Selim Matkap, açıklamansın son kısmında da, “Hz. Ali'nin dediği gibi, hakikati kişilerin söylemine bırakmayalım” sözünden hareketle, Araştırma Enstitüsü olarak, Arap Alevilerinin kendilerini araştırmaları, bulmaları, ortak paydalarla buluşulması gerekliliğini savunurken, sözlerini de, “Hak'kı ve batl bulmanın yolu buradan geçer. Yolumuzun, uzun ve engebeli olduğunun farkında olarak, bu konferans'ın emek verilen birçok faaliyete küçük bir katkı olmasını umut etmekteyiz” sözleriyle bitirdi.
[resim2]