Hatay’da yayınlanan Umut gazetesi SYKP Eş Genel Başkanı Tuncay Yılmaz’a ülkede yaşanan son süreci ve bu süreçte CHP’nin tutumu sordu. Yılmaz’ın CHP’nin tutumu ve oynaması gerekli rol üzerine yorumları şöyle;
CHP yükselen faşizmi durdurmakta rol almalıdır
Erdoğan ve AKP MHP’yle elele vermiş Türkiye’nin dört bir yanında faşizmi yükseltiyor. Öyle postmodern falan değil, bildiğimiz, yaşadığımız doğrudan Hitler/Musolini faşizmdir şu an uygulanmakta olan. Bunun bir adım sonrası faşizmin kurumsallaşması, kalıcılaşması ve yaygınlaşmasıdır.
CHP bu sürecin dışında kalmaya gayret etse de tarihsel bağları, CHP içerisindeki güncel, aktif milliyetçi damarlar CHP’yi bu faşizm girdabının parçası yapmaya çabalıyor. Bu süreç CHP için de bir kader belirleme anıdır. CHP ya tarihsel bağlarından kopacak ve faşizmin karşısında duracak, ya da yok olup gidecektir. Bu süreç sadece AKP’yi bitirmez. Olan bitene göz yuman, sessiz kalan, destekler duruma düşen tüm siyasi güçleri bitirir.
Oysa CHP başka bir çıkış yapabilir. Bir iç savaşa doğru sürüklenen Türkiye’nin kaderine etki edebilir. AKP’nin boynuna dolamaya çalıştığı vatan, millet, şehit kementini söküp atabilir ve yükselen faşizme dur diyerek Türkiye halklarına yeniden oksijen taşıyacak bir yarık açılmasına katkı sağlayabilir.
HDP gibi düşünmeyebilirsiniz. HDP’nin kimi politikalarını hatalı bulabilirsiniz. Bu yine de sizleri barışın, diyalogun, demokratikleşmenin tarafı olmaktan uzaklaştırmamalı. Aksine, barışı, demokrasiyi nasıl geliştireceğinizi düşünüyorsanız, HDP’yi nerede eksik buluyorsanız, siz onu güçlü şekilde hayata geçirmeli ve sürecin aktif bir bileşeni olmalısınız.
Kılıçdaroğlu’nun CHP’lilere yaptığı “Toplu eylemlere katılmayın, acılar üzerinden prim yapmak isteyenlere prim vermeyin, provokasyonlara karşı duyarlı olun” iyi niyetli çağrısını gerçek, güçlü bir politikaya dönüştürmelisiniz. CHP’nin bu süreçte yapabileceği çok şey var. Bir çatışmanın iki tarafı haline gelmiş AKP/MHP ve HDP dışında bir üçünü ses olarak sürece dahil olabilir CHP. Olmalı. Susmamalı. Sessiz kalmamalı.
Susarak kendi doğal kitlesini aşabilecek bir destek bulabileceğini düşünürse yanılır. Kimse bir siyasi duruşun aslı varken kopyasına teveccüh etmez. CHP muhafazakar, sağ anlayıştan başka bir ses olmayı başarırsa, kendi sesi olmayı, barış ve demokrasi politikalarına samimi bir şekilde sarılırsa dışındaki kitlelerden destek alabilir. En son “hayır dersek seçimlerde aleyhimize kullanırlar” diyerek “savaş tezkeresine” evet demesi gibi politikalar CHP’ye kaybettirir. Bunu Ekmelledin İhsanoğlu adaylığında da gördüler aslında.
Dolayısıyla, CHP yönetimi zaman kaybetmeden sürece dahil olmalı. Örneğin Tüm vekillerini toplayarak operasyon bölgelerine gidip “bu savaş dursun, operasyonlar dursun, konuşarak anlaşabiliriz, bu topraklar hepimizin” diyebilir.
Bunu demek zorunda. Eğer demezse diktatörün kan gölüne dönüştürmeyi göz aldığı bu topraklarda CHP de boğulup gidecektir.
Oysa seçimlerde CHP’yi desteklesin desteklemesin on milyonlarca yurttaşın beklediği bu çıkışı yaparsa CHP hem kendisini kurtarabilir, hem de ülkenin karanlığa değil demokratikleşmeye gidişinin yolunu açabilir. Kılıçdaroğlu’nu ve CHP MYK’sını göreve davet ediyorum, derhal Parti Meclisi’ni, İl, ilçe başkanlarını toplamalı ve sürece müdahale etmelidir. Bu pasiflik, bu sessizlik, bu edilgenlik sadece sizi bitirmiyor, memleketi de bitiriyor!
Şayet bu süreçte de CHP üzerine düşeni yapmazsa bu karanlık tablonun sorumlularından biri durumuna düşecek ve tarih olacaktır.