Mustafa Durmuş – Diğer yazıları
10 Eylül tarihli aşağıda BBC News’te yer alan bir habere göre (http://www.bbc.com/news/uk-34210002), Avrupa Adalet Divanı, Tyco adlı bir İspanyol firmasında çalışan işçilerin açtığı dava üzerine çok önemli bir karar verdi.
Bu karara göre, sabit bir işyerleri olmayan işçilerin işe gidip gelmek için normal mesai saatleri dışında geçen zamanları çalışılmış sayılacak. Davaya konu olan olayda şirket 2011 yılında bölgesel ofislerini kapatmış ve bir merkeze toplamıştı. Şirket işçileri bu nedenden dolayı işe gidip gelmek için artık çok daha fazla yolda zaman geçirmek durumunda kalmışlardı.
Mahkeme kararının gerekçesinde sırasıyla; bu değişikliğin işçilerin arzusuyla değil işverenlerin kararıyla olduğu, bu nedenle de bunun yükünün işveren tarafından çekilmesinin doğru olacağı; işverenlerin çalışma alanlarını işçilerinin yaşam alanlarına yakın bölgelerde belirlemelerinin teşvik edilmesi ve sonuçta “Avrupa Çalışma Zamanı Direktifi” uyarınca “işçi sağlığı ve iş güvenliğinin korunmasının” amaçladığı açıklandı.
Bu karar başta “evde bakım hizmeti” veren ev işçileri, “satış temsilcileri” ve “elektrik, su, gaz sayaç bağlantısı yapanları ve okuyanları” olmak üzere binlerce işçiyi etkileyecek. Diğer yandan asgari ücretlilerin bundan nasıl etkileneceği konusu belirsiz. Çünkü, İngiltere’de olduğu gibi, AB’de hali hazırda asgari ücretli yüz binlerce işçinin yolda geçen zamanları çalışılmış sayılmıyor. Bu zaman için bir ücret ödenmiyor ve AB’nin ulus devletleri bağlayan ortak bir asgari ücret düzenlemesi de mevcut değil.
Özellikle neo liberal dönemde işyerlerinde artık, eskisiyle kıyaslanamayacak ölçüde küresel çapta, aşağıda sıralayabileceğimiz ücret gasplarının yaygınlaştığı bir gerçek:
Asgari ücretten çalışmaya zorlamak, normal sürenin ötesinde çalıştırmak, işveren ayrımcılığı, bahşişlere el koymak, yasal olmayan bir biçimde sigortasını ödememek ya da az ödemek, bordro üzerinde sahtekârlık yapmak, mesai ücreti ödememek, mesai ücretinin eksik hesaplanması, mesai ücreti yerine telafi ücreti adında ödeme yapmak, işçilerin 40 saatten fazla çalışmalarının bildirilmemesi, işçilerin muaf işçiler olarak sınıflandırılması, sözleşmeli işçilerin ücretlerinde yasal olmayan kesintiler yapılması, muhasebe kayıtlarının eksik tutulması, asgari ücret kurallarına uyulmaması, ücret ödenmemesi, isteğe aykırı biçimde ücreti içerde tutmak, ücreti ceza olarak içerde tutmak, ücreti zamanında ödememek, işçileri işyerinde kullanılan ekipmanı satın almaya zorlamak, çalışma saatlerini eksik hesaplamak, yemek arası ve istirahat saatleri için ödemede bulunmamak, çalışılan tüm saatler için ödeme yapmamak, stajda çalışılan süre için ödemede bulunmamak (stajyerlere ücret ödememek), ücreti nakit olarak ödememek, düzenli miktar ya da orandan ödeme yapmamak ve cep harcamalarını ücretin içinde saymak.
“İşe geliş ve gidiş zamanı için ödemede bulunmamak” bunlardan sadece birini oluşturuyor. Mahkemenin kararı işçi sınıfı açısından önemli bir karar. Buradan hareketle, yolda geçen zamanları için ödeme yapılmayan Türkiye’deki on binlerce işçi ve sendikaları bu yöndeki haklı taleplerini yükseltmelidirler.