HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ, “Asker, gerilla ve polislerin cenazelerinden kendisine saray yapanlara karşı bizler barış, adalet ve yaşamın siyaseti için yeniden kazanacağız” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, Meclis Grup Başkanvekili Pervin Buldan ve milletvekilleri Saruhan Oluç, Yurdusev Özsökmenler, Garo Paylan, Ali Kenanoğlu, Lezgin Botan ile HDP PM üyesi Cüneyt Caniş Hakkari’nin ilçeleri Şemdinli ve Yüksekova’da incelemelerde bulunmak üzere kente gitti.
Yüksekdağ burada Hakkari Belediyesi’ni ziyaretin ardından açıklamalarda bulundu. Yüksekdağ, “Ölüm ve savaşla yöneten, asker, gerilla ve polislerin cenazelerinden kendisine saray yapanlara karşı bizler barış, adalet ve yaşamın siyaseti için yeniden kazanacağız” ifadelerini kullandı.
Yüksekdağ konuşmasının başında, Hakkari Belediye Eşbaşkanları Dilek Hatipoğlu ve Nurullah Çiftçi’nin tutuklanmasına tepki gösterirken, tutuklamaların hukuksuz olduğunu belirterek, “Bir kez daha bütün bileşenler olarak belediye eşbaşkanlarımızın söylediğini söylüyoruz. Kürdistan ve Hakkari halkının söylediklerini söylüyoruz, demokratik özyönetim haktır” dedi.
“Dünya’da en az 22 ülkenin demokratik idari sistemle yönetiliyor. Türkiye’de ise bu sistem hayata geçirilmesine karşın, devlet bu sistemi silah ve ölümlerle bastırmaya çalışıyor. Bir ülkede eğer bir parça haktan söz etmek istiyorsanız, o hakkın en başında halkın kendi kendini yönetme hakkı gelir. Bir hakkı talep ettiğimiz için yaşamı bize dar etmeye çalışanlar cevap versin” diyen Yüksekdağ şöyle devam etti:
“Bu zamana kadar bölge halkına ne verdiniz de size koşulsuz itaat etmesini bekliyorsunuz? Bu bölge gözyaşı ve yastan başka hiçbir şey getirmediler ve halkımız kendisine çok görülen hakları kullanmak için demokratik duruşunu ve demokratik tavrını ortaya koydu. 7 Haziran seçim sandıklarından, bütün Türkiye halklarından hak ettikleri cevapları aldılar. Tek başına hükümet kuramayacak ve sarayın iktidarını tek başına sürdüremeyecek noktaya geldiler. Halkımızın 7 Haziran’daki demokratik cevabını hazmedemeyenler, o günden bu yana dört bir yanı cehenneme ve yangın yerine çevirmeye yöneldiler. Hakkari ve AKP’nin oy alamadığı bütün illerde halkımız cezalandırmak için işte bu savaş çıkarıldı. Halkı cezalandırmak için saray savaşın düğmesine bastı. Kendisini başkan yapma hevesiyle ve tek parti iktidarına dayalı bir diktatörlük kurma hevesiyle bütün Türkiye’yi yangın yerine çevirdiler.”
‘Kendilerine saltanat kurmaya çalışıyorlar’
“Demokrasi ve barış için halkımız özyönetim hakkını ortaya koymuştur. Bu hakkı hep birlikte savunacağız. Hakkari’den İstanbul’a kadar bu hak bütün halkların hakkıdır. Kötü yöneten, yönetmeyi zulmetmek, savaş çıkartmak olarak algılayan bir siyasi iktidar karşısında demokratik yönetim için direnmek haktır ve meşrudur. Bizler sadece buna sırtımızı dayıyoruz. Halkımızın haklı ve meşru taleplerine yaslanıyoruz. Ama onlar savaşa yaslanıyorlar. Silahların tankların bombaların gölgesinde kendilerine bir iktidar saltanat kurmaya çalışıyorlar. Fakat savaşla kurmaya çalıştıkları iktidar halkımızın görkemli demokratik direnişi karşısında bir kez daha yenilgiye uğrayacaktır.”
‘Barış, adalet ve yaşamın siyaseti için yeniden kazanacağız’
“Erdoğan ve AKP hükümeti bölge halkına insanlık dışı bir savaşı dayatarak, halkımızın soylu hareketini terörize etmeye, ölüm ve katliam ile üstünü örtmeye çalışıyor. Bizler nasıl bu ateş çemberlerin içinden geçe geçe ve kuşatmaları yara yara hak ettiğimizi aldıysak bundan sonra da hak ettiğimiz demokratik yaşam ve yönetimi alacağız. Ölüm ve savaşla yöneten, asker, gerilla ve polislerin cenazelerinden kendisine saray yapanlara karşı bizler barış, adalet ve yaşamın siyaseti için yeniden kazanacağız. Colemêrg halkı ile bir kere daha büyük kazanmanın ne demek olduğunu göstereceğiz. Bir kere daha onların daha ağır ve büyük kaybettiklerini göstereceğiz. Yaşamlarını yitirenlere verdiğimiz sözleri yerine getirme zamanıdır. Yeni demokratik Türkiye’yi ve yaşamı özyönetim ile kazanacağız.”
DBP Eşbaşkanı Yüksek: Halka sorun
Yüksekdağ’ın ardından DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, konuştu. Yüksek konuşmasında özetle şu ifadeleri kullandı:
“Zahmetli ve zor tarihi bir süreçteyiz. Ama hiçbir şeyi yüzyıl önce olduğu gibi gerçekleşmesine izin vermeyeceğiz. Yüzyıl önce bu topraklarda Ermeni halkını, Alevileri ve Kürtleri katlettiler. Asimile etmeye çalıştılar. Kendi egemenlikleri altına almaya çalıştılar. Bir diktatöryal rejim oluşturdular. Ama bu yüzyıl bir daha asla öyle olmayacak. Kürtler, Ermeniler, Türkler ve Aleviler buna müsaade etmeyecek. Hakkari’den bu yüzyılın halkların ve inançların yüzyılı olacağı mesajını veriyoruz. Ezilenlerin yüzyılı olacaktır. Bir daha bizi ezmenize ve katletmenize müsaade etmeyeceğiz.
Bu ülke demokratik özyönetime kavuşsun istiyoruz. Ulus devlet ile değil, demokratik ulus anlayışı ile Kürtlerin, Türklerin, Çerkezlerin, Lazların, Arapların, Ermenilerin, Alevilerin, Suni Müslümanların kendi dili ile kimliği ile hakları ile özgür bir ülke kurmak istiyoruz. Bunun şafağındayız.
‘Rejim krizi söz konusu’
“Türkiye’de de büyük bir değişim sancısı var. Rejim krizi söz konusudur. Şimdi hep beraber bizim geliştireceğimiz mücadele ya bizleri topyekun özgürleştirecek, ya da bir kez daha yüzyıl önce olduğu gibi bizleri köleleştirecektir. Bu nedenle mücadelemizi asla gevşetmemeliyiz. Demokrasi ve özgürlük mücadelemizi yükseltmeliyiz. Neden artık Ankara’dan atanmış bir vali bu halkı yönetsin. Atananlar atamışlara karşı sorumlu iken seçilenler size halka karşı sorumlu olurlar. Buyursunlar gelsinler seçimler ile bu işi yapalım. Gelin Hakkari halkına sorun. Burası demokratik özyönetim ile mi yönetilsin, yoksa Ankara’da yönetilmeye devam mı edilsin?
Sürdürdüğümüz mücadeleye karşı merkezi hükümet, AKP devleti tanklar ile toplar ile kentlerimize giriyor. Çocuklarımızı ve sivilleri katlediyor. Siz ancak o tuğladan ördüğümüz duvarları yıkabilirsiniz. Başka hiçbir şeyi yıkamazsınız. Bu halkın yüreğindeki özgürlük tutkusunu ve demokrasi bilincini asla yıkamayacaksınız.”