Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı’nda 12 Eylül 2006 tarihinde bir termosa yerleştirilen bombanın patlatılması sonucu 7’si çocuk 10 kişinin katledilmesi üzerinden 18 yıl geçti.
Yaşanan saldırıda, Şilan (6 aylık) Zilan (8), Evin (10), Mizgin (12) ve anneleri Faide Demir, Abdullah (6 aylık) Nazlıcan (4) ve Nazar Çetinkaya (2) adlı kardeşler, Hasan Marangoz (14) ve Rojhilat Aslan (28) yaşamını yitirdi. 17 kişi ise kalıcı biçimde yaralandı. Saldırıda 5 yaşındaki Barış Demir, Maide Çetinkaya ve Ali Haydar Kaplan ayağını, Emine Yetişecek ise sol elini kaybetti.
Bombayı üsteğmen verdi
Saldırıdan kısa bir süre sonra saldırıyı Türk İntikam Tugayı (TİT) üstlendi. Katliam sonrası Asteğmen Hikmet Topal, Burhan Güneş ve Murat Ekin yakalandı. Hikmet Topal ilk ifadesinde, bombayı Bursa Gemlik’te askerlik görevini yaparken tanıştığı Üsteğmen Ahmet Şentürk’ün verdiğini söyledi.
Üsteğmen Şentürk aracılığı ile Amed’e izne geldiğini ve burada Sedat Astsubay adlı askerle tanıştırıldığını belirten Topal, bu astsubaydan almış olduğu bomba ile Koşuyolu’ndaki patlamayı gerçekleştirdiğini açıkladı. Topal, bombalamayı “Batı’daki bombalamalara karşı misilleme olarak” yaptıklarını söyledi. Topal bu ifadesini Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde Cumhuriyet Savcısı İsmail Aksoy ve Amed Barosu’ndan tayin edilen avukat Mehmet İhsan Aytekin huzurunda 24 Mart 2007’de verdi.
İfadesinden vazgeçti
Olaya karışanları isim isim anlatan Topal, Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılama sırasında bu ifadesinden vazgeçti. Mağdurların avukatlarının ise, Topal’ın verdiği isimlerin araştırılması, olayın bağlantılarının ortaya çıkarılması talebi her duruşmada reddedildi. Yargılama sonucunda Hikmet Topal ve Burhan Güneş, “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak”, “Kasten tasarlayarak bomba ile adam öldürmek” ve ”Patlayıcı madde bulundurmak” suçlarından 11’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 216’şar yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Sanık Murat Ekin’e ise, “Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” ve ”Patlayıcı madde bulundurmak” suçlarından toplam 12 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Sanıkların cezaları onandı. Ancak katliamın arka planı tam olarak aydınlatılmadı.
‘Sanıkların ötesine geçilmedi’
İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yürütme Kurulu üyesi Avukat Rehşan Bataray, cezasızlık politikaları nedeniyle çocuk ölümlerinin yaşanmaya devam ettiğini belirtti. Katliamın Amed’in en yoğun ve kalabalık olan parklarından birinde gerçekleştirildiğini belirten Bataray, bu alana patlayıcıların nasıl yerleştirildiği, planlandığı ve neden önlenemediğine dair çok sayıda sorunun ise cevapsız bırakıldığını söyledi.
“Halen de bu sorular yanıtsız bir şekilde karşımızda duruyor” diyen Bataray, “İlk soruşturma anından itibaren İHD Hukuk komisyonu olarak, mağdur ailelere destek olarak dosyayı takip ettik ve müdahil olduk. Dosyada uzun süren yargılamalar sonucunda ceza alan sanıklar oldu. Ancak olayın ilk anından itibaren olayın arkasında kimler ve hangi yapılar var sorusu sorulmaktaydı. Sanıkların da çok kafa karıştırıcı ve soru işaretleri uyandıran beyanları vardı. Ancak hiçbir zaman yargılanan sanıkların ötesine geçilmedi, arka planda birileri var mı kısmına ilişkin soruşturma genişletilmedi. Bu konudaki taleplerimiz de kabul edilmedi” ifadelerini kullandı.
‘Cezasızlık politikaları olayların devam etmesinde etkili‘
Yeterince önlemlerin alınmasıyla yaşanan patlamanın önlenebileceğini ifade eden Bataray, yaşanan cezasızlık politikasının bu türden olayların artarak devam etmesine neden olduğunu belirterek, “Özellikle güvenlik görevlerinin ihmali veya doğrudan eylemleri sonucunda bölgede çok sayıda çocuk yaşamını yitirdi. Maalesef hiçbirinde etkili soruşturma ve yargılama süreçleri yürütülmedi. Bu cezasızlık politikaları da olayların yaşanmaya devam etmesinde çok etkili. Uğur Kaymaz, Ceylan Önkol, Mehmet Uytun’un dosyalarındaki cezasızlık uygulamaları halen akıllarda” diye konuştu.
Bataray, yargı sürecinde sadece belirli sanıklar cezalandırılmış olsa da, olayın daha geniş çaplı bağlantıları halen ortaya çıkarılmadığını belirtti.