Asistan Doktor Rümeysa Berin Şen’in 36 saatlik nöbet çıkışı geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetmesinin ardından Türk Tabipler Birliği (TTB), yoğun iş yükü, gün aşırı uykusuz nöbetlerin yol açtığı çalışma koşulları sonucunda meslektaşlarının hayatını kaybettiğini ifade etti. Tüm asistan hekimleri ülkenin dört bir yanında hastanelerde meslektaşlarını anmaya ve haklarını sahip çıkmaya çağırdı.
Rümeysa Berin Şen’in çalıştığı Ankara Şehir Hastanesi’nde meslektaşları tarafından iş bırakma eylemi yapıldı. Sağlık Bakanlığı önüne yürüyüş gerçekleştirilen alkışlı protestoda “Asistanlar köle değildir, Söz bizim; emek bizim” sloganları söylendi.
Ankara Tabip Odası (ATO) Asistan Hekim ve Genç Uzman Komisyonu tarafından yapılan anma töreninde ise nöbet uygulamasının ölüme götürdüğü vurgulandı.
Defalarca ilgili kurumlara iletildiği halde hiçbir önlem alınmadığını söyleyen hekimler, “Rümeysa Beril Şen’in hayatını kaybetmesi kaza değildir. Göz göre göre gelen çalışma saatlerinin sebep olduğu cinayettir. 36 saat çalışma ve gün aşırı nöbetler yıllardır asistan hekimlerin en temel sorunlarından biridir. Daha önce dile getirmemize rağmen hiçbir düzenleme getirilmedi. Soruyoruz, asistan hekimlerin çalışma saatlerinin düzeltilmesi için kaç meslektaşımızın daha ölmesi gerekiyor” dediler.
Hekimler uykusuz ve yorgun!
Uykusuz ve yorgun olduklarını ifade eden asistan hekimlerin yaptığı açıklamada, “Gözleri uykudan kapanmak üzere olan hekimler ameliyata girmek zorunda bırakılıyor. Hastalarımıza soruyoruz 36 saat uyumadan çalışan bir asistan hekimin 80’inci hastası ya da ameliyat ettiği kişi olmak ister misiniz? Maksimum ne kadar çalışacağımız hiç konuşulmazken maksimum ne kadar ücret ödeneceği ise her yerde karşımıza çıkıyor. Bu çok net ki, ucuz iş gücü olarak görülüyoruz. Performans sistemi nedeniyle ücret kesintisi yapılacağı zaman akla ilk gelenler hastanenin iş yükünü sırtlayan asistan hekimler oluyor” sözlerine yer verildi.
“Artık yeter diyoruz” diyen asistan hekimler sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Daha önce de bu çalışma şartlarının ölüm getirdiği vurgulanmasına rağmen çalışma şartlarımızda herhangi bir düzenlemeye gidilmemiştir. Bunun sonucu olarak da Melike Erdem, Ece Ceyda Güdemek, Emre Bakırlı, Mustafa Yalçın son olarak Rümeysa Berin Şen hayatlarının baharında, mesleki hayatlarının başında birer birer yaşamlarını yitirdiler. Gerek mobbing gerek uzun çalışma saatleri ve gerekse sağlıkta şiddetin çözülmemesi sebebiyle ölüme sürüklendiler. Bizlerin artık insanlık dışı çalışma saatleri nedeniyle bir arkadaşımızı daha kaybetmeye tahammülümüz yok. Bir an önce 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun gereği yapılmalıdır.”