Cezaevi İdari ve Gözlem Kurulu’nun (İGK) 2021’de yürürlüğe girmesiyle birlikte yüzlerce siyasi mahpusun ya infazı yakıldı ya da tahliyeleri engellendi. Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan 30 yıllık mahpus Ataş Göbe de tahliyesi engellenenlerden biri. Ceza infaz süresini 2 Haziran’da tamamlayan Göbe’nin tahliyesi “pişmanlık” dayatmasını kabul etmediği gerekçesiyle 3 ay ertelendi.
1994 yılında gözaltına alınan Göbe hakkında yargılandığı Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) tarafından “Devletin birliği ve bütünlüğü bozmak” iddiasıyla müebbet hapis cezası verildi. 30 yıllık cezasını 2 Haziran’da tamamlayan Göbe için çıkarıldığı Cezaevi İdari ve Gözlem Kurulu tarafından “pişmanlık” dayatmasını kabul etmediği için “iyi halli olmadığı kararı verilerek, tahliyesi 3 ay engellendi. Göbe, cezaevi koşullarından kaynaklığı oluşan damar tıkanıklığı, astım, bronşit, kalp rahatsızlığı ve kemik erimesi gibi hastalıklarla mücadele ediyor.
Göbe’nin kardeşi İmdat Göbe, yaşanan hukuksuzlukla ilgili konuştu.
‘Türkiye’de adalet yok’
Yaptıkları haftalık görüşmesinde ağabeyinin kendilerine tahliyesinin 3 ay ertelendiğini aktardığını belirten Göbe, “Abim pişmanlık dayatmasını kabul etmediği için tahliye edilmedi. Bir insan 30 yılını yani ömrünün neredeyse yarısını cezaevinde geçirmiş ve cezasını bitirmesine rağmen hukuksuz bir şekilde tahliyesi engelleniyor. Bu da Türkiye’de adaletin olmadığını gösteriyor. Her gün her alanda binlerce örneğini görüyoruz. Yüzlerce tutsak cezası bitmesine rağmen tahliye edilmiyor” dedi.
Ağabeyinin cezaevinde birçok hastalıkla mücadele ettiğini söyleyen Göbe, “Beyin damarlarında tıkanıklık var. Birkaç ay önce cezaevinde dengesini kaybedip düştüğü için hastaneye kaldırıldı. Beyin damarlarındaki tıkanıklık nedeniyle ameliyat olması gerekiyor ancak cezaevi şartlarında bu ameliyat mümkün değil. Damar tıkanıklığı dışında astım, bronşit, kalp rahatsızlığı ve kemik erimesi gibi rahatsızlıkları da var. Bunca sağlık sorununa rağmen hala cezaevinde tutuluyor. Bu hukuk dışı ve insan haklarının ihlal edilmesidir. Sağlık sorunlarından dolayı hayatından endişe ediyoruz” ifadelerini kullandı.
8 yıldır görüşe gidemiyor
Ağabeyinin tutuklanmasının ardından sürekli uzak kentlere sevk edildiğini dile getiren Göbe, “Bazen cezaevi yönetiminin keyfi uygulamaları nedeniyle görüşlerimiz engelleniyordu. Bu süre içerisinde annemi ve babamı kaybettik. Babam 2011 yılında abimin görüşüne gitmek için hazırlanırken aniden kalp krizi geçirerek, hayatını kaybetti. Annemi ise 2018 yılında kaybettik. 30 yıl boyunca bir insanın cezaevlerinde tutsak edilmesi hem anne hem babadan mahrum bırakılması ve bunun yanında annesini ve babasını kaybetmiş olması nasıl anlatılabilir? Aslında tutsakları ailelerden uzak yerlere sürgün ederek, hem aileyi hem de tutsağı cezalandırmayı amaçlıyorlar. Abim, Bolu cezaevinde tutuluyor ve biz Iğdır’da yaşıyoruz. Maddi ve manevi zorluklardan dolayı 7-8 yıldır abimin görüşüne gidemiyoruz” diye belirtti.
‘Barışın ilk adımı cezaevinden başlar’
Cezaevlerinde hangi suçtan olursa olsun tutsaklara adil ve eşit yaklaşılması gerektiğini ifade eden Göbe, şöyle devam etti: “Hasta tutsakların serbest bırakılması gerekiyor. Söz konusu siyasi olduğunda herkes kör ve sağır oluyor. Cezaevlerinde binlerce hasta tutsak var. Ama buna yönelik yeteri kadar bir tepki göremiyoruz. Devlet alıkoyduğu insanları yaşatmak zorundayken aksine ailelerine cenazeleri teslim ediyor. Talebimiz Türkiye’de bütün tutuklulara eşit yaklaşılmasıdır. Barışın ilk adımı cezaevinden başlar. Hasta tutsakları derhal serbest bıraksınlar.”
(MA)