Aydın ENGİN T24 için yazdı: Nice yıllara AGOS, nice yıllara Hrant (Evet, nice yıllara Ahparik), nice yıllara Hrant’ın çocukları… 25 yıl önce bugün Türkiye Ermenilerine bir başka müjde geldi: AGOS.
İbranice’den gelme paskalya bayramı.
Paskalya kelimesini bile duymamış hamhalat bir Ege delikanlısı olarak üniversite için geldiğim İstanbul’da, Tarlabaşı’ndaki evinde pansiyoner olarak kaldığım Ermeni madam Eva Minas bir tabak içinde tarçın kokulu bir çörek koydu önüme. “Bu nedir şimdi” dercesine yüzüne baktığımda gülümsedi:
– Paskalya çöreğidir bu çocuk. Paskalya dediğim baharın, güneşin, yoksulların üşümeyeceği, ağaçların çiçeğe duracağı, tohumların filizleneceği günlerin müjdesidir…
25 yıl önce bugün Türkiye Ermenilerine bir başka müjde geldi: AGOS.
Abartıyor muyum?
İstanbul’un yoksul semtlerinden Dolapdere’de, berbat bir odada, tek bir masanın etrafında kurulan bir “azınlık gazetesi” müjde mi olurmuş?
Olurmuş.
Nitekim oldu da…
Bana anlatılana göre o küçücük odaya hepsi aynı anda sığmayan 7 İstanbul Ermenisi bir araya geldi:
Hrant Dink, Sarkis Seropyan, Luiz Bakar, Anna Turay, Harutyun Şeşetyan, Harut Özer ve Arus Yumul.
Paraları kıt, iddiaları büyüktü. Yıllardır ancak susarak bu ülkede var olabileceklerine inandırılmış, devletle iyi geçinmek için suskun ve boynu bükük kalmayı iyiden iyiye içselleştirmiş bir topluma, İstanbul Ermenilerine seslenen bir gazete çıkaracaklardı.
Çıkardılar da.
… Aydın ENGİN’in T24’teki yazısının tamamını okumak için TIKLAYIN