Merhaba derken,
Gökyüzüne bakıp yeniden doğan güneşe gülümseyen mutlu insanlara, grevdeki kazanımlarını halayla kutlayan işçilere, ellerinden tuttukları çocuklarını okula bırakıp işine giden anne ve babalara, sabah yürüyüşüne çıkmış yaşlılara, demokrasiye, özgürlüğe, hukukun üstünlüğü ilkesine uyulmasına, kadınların, işçilerin, hiçbir canlının katledilmediği günlere sevinçle, mutlulukla “merhaba” demek isterdim.
İlk merhabamız, dostlukla söylenmiş bir merhaba olsa da, ne yazık ki sevinci, mutluluğu barındırmıyor. Ağırlıklı olarak işçi sağlığı ve güvenliği konusunda yazacağımdan, merhabalarım çoğunlukla hüzünle söylenmiş merhabalar olacak.
Türkiye’de iş kazası ve meslek hastalıklarına ilişkin resmi istatistikler Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından SGK web sayfasında yıllık olarak duyurulmakta; 2023 yılı istatistikleri 4 Eylül 2024 günü açıklandı. İstatistikler basın-yayın organlarında henüz değerlendirilmedi.
Kaza kavramını istenmeyen, önlenemeyen olaylar için kullanabiliriz. Oysa “iş kazalarının” teknik nedenleri yıllardır aynıdır: Yüksekten düşme, elektrik akımına kapılma, makinelere uzuv kaptırma, patlama, göçük vb. Bunların hiçbiri teknik olarak önlenemez değildir, nedenleri bilinen, önlenebilir olaylara kaza diyemeyiz. Neden politiktir: Emekçi canına önem verilmemesidir. Kaza mı, cinayet mi konusunu ilerideki yazılarda tartışabiliriz.
100 yıldan fazla süredir “işçi sağlığı güvenliği” kavramı kullanılırken, 2003 yılında kabul edilen 4857 sayılı İş Kanunu ve kanuna dayanılarak çıkarılan ikincil mevzuat ile 2012 yılında kabul edilen 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve ona bağlı mevzuatta “iş sağlığı güvenliği” kavramı kullanılmıştır. Kamuoyunda da ağırlıklı olarak “iş sağlığı güvenliği” kavramının kullanılması sürmektedir. DİSK, KESK, TMMOB, TTB başta olmak üzere sendikalar ve meslek örgütleri “işçi sağlığı güvenliği” kavramını kullanıyor, bu başlığı da ilerideki yazılarımızda tartışabiliriz.
Türkiye’de çalışanlar işçi, memur, sözleşmeli personel, esnaf gibi farklı biçimlerde istihdam edilmekte, Sosyal Güvenlik Kurumu’nda da 4a, 4b, 4c statülerinde gruplandırılmaktadır. 4a statüsünü işçiler, 4b statüsünü kabaca esnaflar, 4c statüsünü memur ve sözleşmeli personel olarak ifade edebiliriz. SGK’ya ilişkin düzenlemelerde, 4a ve 4b statüsünde çalışanların geçirdiği kazalar “iş kazası”, düzenlemelerde belirtilen kapsamda meydana gelen hastalıklar ise “meslek hastalığı” olarak ifade edilmektedir.
Gelelim 4 Eylül 2024 tarihinde SGK web sayfasında yayımlanan 2023 yılı İş Kazası ve Meslek Hastalıkları İstatistiklerine: 2023 yılında 4a kapsamında 681.401, 4b kapsamında ise 254 sigortalı olmak üzere toplam 681.655 sigortalı iş kazası geçirmiştir. Bu kazalarda, 4a kapsamında 1.966, 4b kapsamında 6 sigortalı olmak üzere 1.972 sigortalı hayatını kaybetmiştir. 2023 yılında iş kazası sayısının 2022 yılına göre yüzde 15,7, iş kazası sonucu ölüm sayısının ise yüzde 30 oranında arttığı görülmektedir. Bu, Türkiye tarihinde bir rekordur. Açıklamaya göre, 4a kapsamında çalışanlardan 945, 4b kapsamında çalışanlardan ise 1 sigortalı olmak üzere toplam 946 sigortalı meslek hastalığına yakalanmıştır. SGK istatistiklerine göre, meslek hastalıkları sonucu hayatını kaybeden sigortalı olmamıştır. Bu yazının devamında yalnızca 4a kapsamındaki istatistikler değerlendirilecektir.
İş kazası sonucu en çok ölümlerin olduğu inşaat işlerinde meydana gelen iş kazası sayısı yüzde 27, hayatını kaybedenlerin sayısı yüzde 30 oranında arttı.
SGK istatistiklerine göre, 2023 yılında da iş kazası sonucu ölüm en çok inşaat işlerinde yaşanmış ve inşaat işyerlerinde meydana gelen 82.111 iş kazasında 552 işçi hayatını kaybetmiştir. 2022 yılında inşaat işlerinde iş kazaları sonucu 422 işçi hayatını kaybetmişti.
2023 yılında toplam 1.928.297 işçinin çalıştığı inşaat işlerinde 82.111 iş kazası meydana gelmiş, dolayısıyla inşaat işlerinde çalışan her 100 işçiden 4,26’sı iş kazası geçirmiştir. Her 100.000 işçiden 27’si iş kazalarında can vermiştir.
İş kazası sonucu ölüm en çok İstanbul’da meydana geldi. 2023 yılında İstanbul’da iş kazalarında 342 işçi hayatını kaybetti.
2023 yılında İstanbul’da meydana gelen 148.059 iş kazasında 342 işçi hayatını kaybetmiştir. İstanbul’da 4a sigortalı sayısı 2022 yılına göre yüzde 7 oranında azalırken kaza sayısı yüzde 13,3, kaza sonucu ölüm ise yüzde 39,6 oranında artmıştır.
2023 yılında İstanbul’da çalışan her 100 işçiden 3,3’ü iş kazası geçirirken 100.000 çalışandan 7,61’i hayatını kaybetmiştir.
İstanbul’un ardından 148 ölümle Ankara, 106 ölümle İzmir, 81 ölümle Antalya, 69 ölümle Bursa, 68 ölümle Kocaeli, 66 ölümle Konya, 63 ölümle Mersin, 60 ölümle Kahramanmaraş, 57 ölümle Hatay, 52 ölümle Gaziantep ölümlerin en çok yaşandığı iller olmuştur.
Ankara’da her 100 işçiden 3,7’si iş kazası geçirirken, 100.000 çalışandan 11,7’si hayatını kaybetmiştir.
İzmir’de her 100 işçiden 5,4’ü iş kazası geçirirken, 100.000 çalışandan 10,72’si hayatını kaybetmiştir.
2023 yılında Kahramanmaraş ve Hatay’da önceki yıllara göre ölüm sayısındaki artış, Kahramanmaraş merkezli depremde işçilerin bir bölümünün depreme işyerinde yakalandığı ve hayatını kaybettiğini göstermektedir. Ancak depremde işyerlerinde daha çok çalışanın hayatını kaybettiği, işyerlerindeki ölümlerin büyük oranda iş kazası olarak kayıtlara girmediğini düşünmekteyim.
2023 yılında her 100.000 işçiden 12’si iş kazası sonucu hayatını kaybetti. Bu oran, karayolu ve boru taşımacılığı işlerinde 100.000’de 44,32 oldu.
İş kazaları sonucu ölüm oranı inşaat işlerinde ve karayolu ile boru taşımacılığı işlerinde diğer işyerlerine göre çok daha fazladır. 2023 yılında 4a statüsünde çalışan her 100.000 işçiden 10,56’sı iş kazası sonucu hayatını kaybederken, inşaat işlerinde çalışan her 100.000 işçiden 29’unun iş kazası sonucu hayatını kaybettiği görülmektedir. Bu oran, karayolu ve boru taşımacılığı işlerinde ise 44,32 olmuştur. Avrupa ülkelerinin çoğunda, iş kazaları sonucu ölüm ortalaması 100.000 çalışanda 2’nin altındadır.
İş kazası sonucu ölenlerin 20’si 18 yaşın altında, 69’u 65 yaş ve üzerindedir. İş kazası geçirenlerin 15.120’si 18 yaşın altında, 1.575’i ise 65 yaş ve üzerindedir. 18 yaşın altındaki her 100 işçiden 27’si 2023 yılında iş kazası geçirmiştir.
SGK istatistiklerine göre, 2023 yılında 18 yaşın altında 55.888 sigortalı olduğu, bunlardan 15.120’sinin iş kazası geçirdiği görülmektedir. Bu rakamlar, 18 yaşın altındaki her 100 işçiden 27’sinin 2023 yılında iş kazası geçirdiğini göstermektedir.
MESEM adı altında 1.500.000’e yakın çocuğun çocuk işçi olarak çalıştırıldığı, sömürüldüğü ve bunların ölümlerinin SGK kayıtlarında yer almadığı gerçeği ayrı bir tartışma konusudur.
2023 yılında sigortalı olarak çalışan 65 yaşın üzerindeki 12.712 işçiden 1.575’i, yani her 100 işçiden 12,39’u iş kazası geçirmiştir.
Sonuç yerine
Yazıda hep sayılar yer aldı; oysa onlar birer sayı değildir. Can’dır, annedir, babadır, kardeştir, eştir, sevgilidir. Ağrı’da kar nedeniyle kapanan yolu açarken devrilen iş makinesinin altında kalarak hayatını kaybeden Mustafa Taşdemir’dir. Kocaeli Derince Limanı Toprak Mahsulleri Ofisi silosunda meydana gelen patlamada hayatını kaybeden Elif Dayıoğlu’dur. Siirt Şirvan Eti Bakır madeninde meydana gelen göçükte hayatını kaybeden Maden Mühendisi Emre Gökduman’dır.
Sınıflar var olduğu sürece, sınıflar kendi çıkarları çerçevesinde davranacaktır. Burjuvazi işçinin hayatını değil, kârını düşünecektir. İşçi sınıfının örgütsüzlüğü ve sendikaların işçi sağlığı ve güvenliğini bir hak, bir mücadele alanı olarak görmemesi, cinayetlerin artarak sürmesine neden olmaktadır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı işyerlerini denetlememektedir. Örneğin, 2023 yılında işyeri denetlemeleri Haziran’dan sonra başlamıştır. Denetlemelerde işyerlerine ceza uygulanmamaktadır.
İş kazaları sonrası yaralanmalarda ve ölümlerde işverenlerin yargılanmadığı, ceza almadığı görülmektedir.
Gaziantepli işçilerin deyişiyle “emekçilerin emeğini çalanların, ellerini de çaldıkları” cinayet düzeninin sürmemesi için artık farklı davranmalıyız.
Bunun için:
- İşçi sağlığı ve iş güvenliği, sendikaların mücadele alanı olmalıdır.
- İşçilerin, sendikaların ve meslek örgütlerinin işçi sağlığı ve güvenliği konusunda karar alıcı, düzenleyici, denetleyici olduğu bir uygulamaya geçilmelidir.
- Sendikalar ve meslek örgütleri, örgütlü olmasalar da işyerlerini işçi sağlığı ve güvenliği yönünden denetleyebilmelidir.
- İşyeri denetim sayısı ve cezalar artırılmalıdır.
- İş cinayetleri olduğunda meslek örgütleri ve sendikalar işyerinde araştırma ve raporlama yapabilmelidir.
- İşyerinde işçi sağlığı ve güvenliğini sağlama yükümlülüğünün işveren yükümlülüğü olduğu gerçeğine göre davranılmalı, iş cinayetleri ve kazaları sonucu uygulanan cezalar artırılmalıdır.
- İşverenlere rehberlik ve danışmanlık hizmeti veren İSİG profesyonelleri, meslek örgütlerince eğitilmeli ve denetlenmelidir.