İSİG Meclisi verilerine göre AKP’nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002 seçimlerinden bugüne kadar en az 28 bin 380 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, AKP’nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002 seçimlerinden bugüne kadar en az 28 bin 380 işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini açıkladı.
‘19 yılın özeti bu’
Açıklamasında aradan geçen 19 yılda AKP’li kurmayların dilinden “ekonomik kalkınma”, “büyüme”, “İleri Türkiye”, “yeni Türkiye” ve “yerli-milli” sözlerinin eksik olmadığını hatırlatan İSİG Meclisi, “Ancak Türkiye işçi sınıfı ve halkımız açısından değişen bir şey yok. Aksine her geçen yıl emekçilerin aleyhine çıkarılan yasalar, giderek azalan alım gücü, hak ve özgürlük mücadelelerine karşı süreklileşen bir baskı ve güvencesiz çalışma koşullarının yaşama geçirildiği bir iş cinayetleri rejimi. İşte 19 yılın özeti bu” dedi.
İSİG Meclisinin raporuna göre, AKP’nin iktidara geldiği Kasım 2002’den beri iş cinayetlerinde en az 28 bin 380 işçi hayatını kaybetti.
Yıllara göre (2002-2011 dönemi verileri SGK, 2012-2021 dönemi verileri İSİG Meclisi tespitidir) iş cinayetleri ise şöyle:
2002 yılının son iki ayında en az 146 işçi
2003 yılında en az 811 işçi
2004 yılında en az 843 işçi
2005 yılında en az 1096 işçi
2006 yılında en az 1601 işçi
2007 yılında en az 1044 işçi
2008 yılında en az 866 işçi
2009 yılında en az 1171 işçi
2010 yılında en az 1454 işçi
2011 yılında en az 1710 işçi
2012 yılında en az 878 işçi
2013 yılında en az 1235 işçi
2014 yılında en az 1886 işçi
2015 yılında en az 1730 işçi
2016 yılında en az 1970 işçi
2017 yılında en az 2006 işçi
2018 yılında en az 1923 işçi
2019 yılında en az 1736 işçi
2020 yılında en az 2427 işçi
2021 yılının ilk on ayında en az 1847 işçi yaşamını yitirdi
19 yılda neler yaşandı?
İSİG Meclisi, bu 19 yılda yaşananlardan öne çıkanları ise şöyle sıraladı:
Soma, Torunlar, Ermenek, Hendek…
“Soma, Davutpaşa, Ostim, Torunlar, Isparta, Düzce, Ermenek, Esenyurt, Erzurum, Samsun, Güllük, Elbistan, Şırnak, Dursunbey, Hendek, 3.Havalimanı, Tuzla Tersaneleri, Kot Kumlama gibi birçok işçi katliamı bu dönemde meydana gelmiştir.”
Meslek hastalıkları
“Her bin işçi için yılda 4 ila 12 yeni meslek hastalığı olgusu beklenmektedir. Yani Türkiye’de her yıl yaklaşık 120 bin ila 360 bin arasında işçi meslek hastalığına yakalanmaktadır. Yine meslek hastalıklarına bağlı ölümler, iş cinayetlerine bağlı ölümlerin yaklaşık 5-6 katı düzeyindedir. Ancak SGK ise her yıl 500 civarı meslek hastalığı tespit etmiş ve her yıl 5 ila 20 civarı meslek hastalığına bağlı ölüm açıklamıştır. Oysa bu dönem yukarıda açıkladığımız sayının 5-6 katı meslek hastalığına bağlı ölüm meydana gelmiştir. Devlet meslek hastalıklarını gizlemiştir.”
Cezasızlık kural haline geldi
“İş cinayetleri sonrası adaletsizlik, cezasızlık bir kural haline gelmiştir. Davalarda asıl sorumlular mahkemeye çıkartılamadığı gibi tali sorumlular kısa süreli hapis cezalarına çarptırılmış, bu cezalar para cezasına çevrilmiş ve 24 ay taksitlendirilmiştir.”
Esnek ve güvencesiz çalıştırma yasal hale getirildi
“İktidara gelir gelmez çıkarttıkları 4857 sayılı İş Kanunu ile taşeron çalıştırma başta olmak üzere esnek ve güvencesiz çalıştırma yasal hale getirilmiş ve kiralık işçilik ve özel istihdam büroları içerikli kölelik yasası ile bütün işlerde güvence tamamen ortadan kalkmıştır. Gelinen noktada Türkiye sermaye için bir cennet haline gelmiştir. Emek sürekli ucuzlaştırılmış, Türkiye önce Avrupa’nın Çin’i şimdi ise Avrupa’nın Bangladeş’i haline getirilmiştir.”
Grev yasakları ve sendikal harekete baskı
“Sendikal hareket baskı altına alınmış, sendikalaşan işçiler işten atılmış ve iktidara bağlı sendikalar egemen hale getirilmiştir. Grevler ‘milli güvenlik’ gerekçesiyle yasaklanmış, 1 Mayıslarda alanlar kapatılmıştır.”
Çocuk işçiliği
“Devlet kendi yasalarına dahi uymamış, çalışan çocuklar korunmamıştır. Çocuklar çalışması yasak olan işkollarında çalışmanın yanında 15 yaşın altında da çalıştırılmaktadır. Yoksulluk, 4+4+4 eğitim sistemi, çırak ve stajyerlik uygulamaları, mevsimlik tarım işçiliğinin omurgasının çocuklardan oluşturulması gibi nedenlerle üçte biri 14 yaş ve altında olmak üzere her yıl 60-70 çocuk çalışırken hayatını kaybetmiştir.”
Emeklilik yaşı 65’e yükseltildi
“SSGSS yasası ile emeklilik yaşı 65’e çıkarılmıştır. Emekli olduğu halde çalışan, emeklilik yaşını beklediği için çalışmak zorunda kalan ve emekli olma hakkını sigortasız çalıştığı ya da sigortası düzenli yatırılmadığı için kazanamayan milyonlarca emekli/yaşlı işçi kitlesi oluşmuştur. Yine her yıl iş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin yüzde 20-25’ini bu işçilerin oluşturması, emekli/yaşlı işçilerin güvencesiz emek haline getirilmesinin bir sonucudur.”
Kadınlar güvencesiz koşullarda, şiddet ve taciz altında çalıştırıldı
“Tarımda, sanayide, hizmet sektöründe kadınlar en güvencesiz koşullarda çalıştırılmıştır. Bu çalışma koşullarının diğer yanını ise işyerinde şiddet ve taciz oluşturmuştur. Kadınların ev içi emeği de –temizlik, yemek, çocuk ve yaşlı bakımı– görünmez kılınmıştır. Her yıl 120-150 civarında kadın çalışırken hayatını kaybetmiştir.”
Mülteci ve göçmenler tamamen korumasız koşullarda çalıştırıldı
“Yanlış dış ve iç politikalar sonucu Türkiye milyonlarca mültecinin akınına uğramıştır. Nüfusun yaklaşık yüzde 10’una yaklaşan göçmenler sigortasız, ucuz, dışlayıcı yani tamamen korunmasız koşullarda çalıştırılmıştır. Son dönemde her yıl 100 civarında göçmen işçi hayatını kaybetmiştir.
‘Artık yeter’
İSİG Meclisi açıklamasını şu sözlerle noktaladı: “Özetle 19 yılda iş cinayetleri gündelik yaşamın bir parçası haline gelmiş ve bu durum olağanlaştırılmıştır. Ancak biz işçilerin de mücadelesi her alanda devam etmektedir. İş cinayetlerine, güvencesiz çalıştırmaya, sendikal örgütlenme üzerindeki baskılara karşı direneceğiz… Artık Yeter!”