İstanbul’da 12 Eylül askeri darbesi sonrası ilk izinli, kitlesel kadın yürüyüşü olan “Dayağa Karşı Dayanışma Yürüyüşü” yapıldı. Eylem Kadıköy iskeleden başladı, Yoğurtçu Parkı’ndaki mitingle devam etti.
Yürüyüşü, Feminist ve Kaktüs dergilerinden kadınlar, Ayrımcılığa Karşı Kadın Derneği’ni kurma hazırlığı yapan kadınlar ve bağımsız feministler örgütledi. Aile içi şiddete, dayağın meşrulaştırılmasına karşı düzenlenen 17 Mayıs eylemi, sadece kadınların düzenlediği ve katıldığı ilk yürüyüş oldu.
Yürüyüşün nedeni Çankırı’da Mustafa Durmuş adlı bir hakimin, dayak nedeniyle boşanmak isteyen bir kadının davasını, “Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmemeli” diyerek reddetmesiydi. Kadınlar erkek şiddetinin toplumda nasıl meşru görüldüğünü örnekleyen bu karara karşı önce protesto telgrafları çektiler, adliyelere toplu gidip dava dilekçeleri verdiler. Bu karara ve dayağı meşru sayan sisteme karşı mücadele genişledi ve bir miting yapma fikri olgunlaştı. Anneler Günü’nde yapılması planlanan “Dayağa Karşı Dayanışma Yürüyüşü”, valilik engeliyle Anneler Günü’nden bir hafta sonra, 17 Mayıs’ta gerçekleşti. Mitinge katılan yaklaşık 2 bin 500 kadın, “Dayağın çıktığı cenneti istemiyoruz”, “Haklı dayak yoktur”, “Dayak aileden çıkmadır” dediler ve kadınları, dayağa karşı dayanışmaya çağırdılar.