Birbirine eşit mesafelerde, birbirini kesmeden uzayıp giden şeylere paralel deniyor.
Ne gibi mesela? AKP ile Cemaat gibi…
Buradan ne anlam çıkar?
Nereden baktığınıza göre değişir bu. İktidar Çetesi’nin gözünden bakarsanız, seçim yoluyla elde edilmiş iktidara, polis ve yargıdaki gücü vasıtasıyla göz dikmiş bir çeteden başka bir şey göremezsiniz.
Sosyalistlerin, ezilenlerin gözünden baktığımızda gördüğümüz nedir? Orijinleri, fıtratları, cibilliyetleri arasında mek parmak fark bulunan iki çetenin, son 10 yılda elde ettikleri parayı, pulu, pozisyonu, konumu, makamı, mevkiyi, ruhani dünya ile ilgili değil, cismani dünya ile ilgili aklınıza ne geliyorsa, bunların tümünü üleşirken anlaşamayıp da hırlaşmalarından başka bir şey görmemiz mümkün değildir.
Derin derin analiz yapmaya gerek yoktur. Memleketi kimin ne kadar yiyip yutacağı konusunda anlaşamadıkları için birbirine sövmeye, birbirlerini kodese tıkmaya, ellerinden gelse birbirlerini cehenneme yollamaya karar vermişlerdir. Cehennem diyorsak, sakın aldanmayın, bunların bedduaları bile inanmış Müslümanlar gibi içten değildir, ruhani dünya ile ilişkilerinin temelinde sadece ikiyüzlülük vardır. Evlerde ortaya çıkan kasalar, gece yarıları, sabah körleri evlerden kaçırılmaya çalışılan dolarlar/eurolar, kızlarına, oğullarına çektikleri kıyaklar, kollarına taktıkları asgari ücretin bin katı tutarındaki saatler bunu kanıtlamaktadır. Varları yokları cismani dünya ile ilgilidir. Dertleri, imanları dünyalıklarını yapmaktan ötesini görmemektedir.
Alın birini vurun ötekine…
Bu iki çetenin ikisinin de Türkiye’ye beş kuruşluk bir hayrı yoktur.
Peki bu iki çetenin bir yıllık kavgasının bilançosu nedir? Özetle şöyledir:
1- Cemaat Yargı ve Polis’teki konumunu yitirmiş, AKP Yargı ve Polis’te gücünü arttırmıştır.
2- Cemaat yerel seçimler ile cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AKP’ye haddini bildirmeye yeltense de başarılı olamamıştır.
3- AKP 17 Aralık’tan bir yıl sonra Cemaat’e operasyon yapabilecek kabiliyete ulaşmıştır.
Vaziyet özetle böyledir.
Peki sosyalistlerin, ezilenlerin gözünden baktığımızda bilanço nedir?
Evet AKP otoriterleşme yolunda son sürat ilerlemektedir.
Evet AKP İslami muhafazakarlaşma yolunda hız kesmeden yürümektedir.
Bunların hepsi doğrudur. Toplumsal muhalefetin üzerindeki baskıların önümüzdeki dönemde gittikçe artacağı da doğrudur.
Bunlar doğrudur ama Gezi Ayaklanması’nda durumu en veciz ifade eden duvar yazısı da bir o kadar doğrudur: “Cami duvarına işedin …..!”
Neden böyledir? Hırsızlığı ayyuka çıkmış hiçbir çete Türkiye’yi yönetmeye uzun süre devam edemez de ondan. AKP’nin on yıl boyunca ilmik ilmik ördüğü ideolojik hegemonya evden çıkan dolarların, kızlarının, oğullarının açgözlü yolsuzluklarının altında kalmıştır.
İstedikleri kadar yeni baskı yasaları çıkarsınlar, gözaltılara, tutuklamalara hız versinler, yargıyı, polisi tepeden tırnağa ele geçirsinler, sokağa paramiliter çetelerini davet etmeye yeltensinler, dünden çok daha fazla olarak, bugünün dünyasında, ideolojik hegemonyasını yitiren, sokaklarda, miting meydanlarında şefi “hırsızzzzzz, katilllllllllll” diye anılan bir siyasal iktidarın memleketi yönetmeye devam edebilmesi mümkün değildir.
Bu seçim değilse bir dahaki seçimde, Türkiye bu çeteden kendisini kurtaracaktır.