Geçtiğimiz gün HDP heyeti ve hükümetin ortak açıklaması ile Abdullah Öcalan’ın PKK’ya silah bırakmak için kongre yapılması çağrısı sırasında, Öcalan’ın 10 maddelik ‘taslak metni’ de okundu. Peki bu taslak metninde yer alan maddeler, gerçekleştirildiği takdirde bizlere neler sunacak?
Öncelikle içinde bol bol demokrasi kavramının geçtiğini gördüğümüz bu taslak metni ile, şu an Türkiye’nin gündemine oturan ‘İç Güvenlik Yasa Tasarısı’nın önüne geçilebileceği anlaşılıyor. Şu an barış sürecinin sağlıklı bir şekilde devam edilmesi için AKP’nin yapması gereken ilk şey İç Güvenlik Yasa Tasarısı’nı geri çekmek olacak. Aksi takdirde müzakerelerden bir sonuç alınamayacağını biliyoruz.
Maddeleri inceleyecek olursak;
Demokratik siyaset; tanımı ve içeriği: Siyasi Partiler Yasası’nın yürürlükten kalkması ve demokrasinin en büyük engellerinden biri olan baraj sisteminin de önüne geçilmesi ile tüm halklar ve düşünceler mecliste temsil edilme olanağı elde edecek. Tüm partiler hazine yardımını eşit bir şekilde bölüşecekler.
Yeni bir anayasa: Yeni bir anayasa ile Kürt statüsü tanınacak ve bu sayede ana dilde eğitim hakkı elde edilecek. Böylece kültürler yok olmaya yüz tutmadan, özgür olacaklar. Ayrıca demokratik hamle ve dönüşümleri içselleştiren bir anayasa ile fikir ve düşünce özgürlüğü de koruma altına alınmış olacak.
Kadın, kültür ve ekonomik sorunlara yasal çözümler: Bu toplumsal taleplerle, Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri olan kadına şiddet ve ranta dayalı çevre tahribinin önüne geçilebilecek. Kültür konusunda ise, insanlar kendi kültürlerini özgürce, kimseden korkmadan çevresine yansıtabilecek, kültürün koruma altına alınması ile hiçbir halk asimile olma ile yüz yüze kalmayacak.
Demokratik çözümün ulusal ve yerel boyutlarının tanımlanması: Bu madde ile de yerel yönetimlerde özerklik tanınacak, bölge kurulan meclislerle yönetilecek. Yani hali hazırda bazı kısımları kabul edilmiş olan Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı tamamen kabul edilecek.
Özgür vatandaşlığın yasal ve demokratik güvenceleri: Edinilecek bu güvenceler sayesinde hiçbir vatandaş, din, dil, ırk, cinsel yönelim, mezhep ve diğer tüm farklılıklarından ötürü yargılanmayacak ve baskı altında tutulamayacak.
Demokratik siyasetin devlet ve toplumla ilişkisi: Bu madde ile demokratik siyaset halka açılacak ve insanlar haklarını daha rahat bir şekilde arayabilecek. Böylece siyaset daha işlevsel bir zemine oturtulmuş olacak.
Kimlik kavramı: Hiçbir kimlik inkar edilemeyecek ve kimlikler devlet tarafından tanınacak. Böylece ne etnik kimlik konusunda ne de dini kimlik konusunda bir sıkıntı yaşanmayacak. Ayrımcılığın önüne geçilecek.
Çözüm süreci: Çözüm sürecinin sosyo-ekonomik boyutları göz önüne alınarak, buna göre düzenlemeler yapılacak. İhtiyacı olanlara, iş imkanı ve eğitim sağlanacak. Ayrıca çözüm sürecinde gösteri hakları engellenmeyecek, devlet önceki zamanlarda uyguladığı gibi şiddet eğilimlerinde bulunmayacak.
Demokratik cumhuriyet, ortak vatan ve milletin demokratik ölçütlerle tanımlanması, çoğulcu demokratik sistem içerisinde yasal ve anayasal güvencelere kavuşturulması: Ortak vatan hiçbir ırkı ayırmadan demokratik ölçütlerle tanımlanacak ve bu sayede tüm ırklar kendisini evinde hissedecek. Ayrımcılığa maruz kalmayacak.
Tüm bu maddelere bakıldığında, eğer hepsi gerçekleştirilirse, samimi bir barış ortamı olacağına şüphe yok. Bu taslak metni gibi demokratik çözümler sayesinde kimsenin silaha davranmasına gerek kalmayacak. Herkes birbiriyle eşit olacak ve herkes kendisini, kendi topraklarında yaşıyormuş gibi hissedecek. Bu taslak metnine karşı çıkan tuzu kuru insanlar bir durup düşünmeli, yıllardır her gün, Kürt olsun Türk olsun başka etnik kimliklerden olsun, milyonlarca insan hayatını kaybetti, bir milleti tanımlamak, bir milleti diğer tüm milletlerden üstün görmek, bu kadar kan dökmeye değer mi?
Barış hepimizin ihtiyacı ve bu ihtiyacı da bir bayrak gibi taşıyan parti HDP. Gereksiz eleştiriler yerine, karşılaştığımız faşist düzenlemelere karşı birlik olsak, bu 10 maddenin arkasında dursak, hiç fena olmayacak.