Ölümsüzdür derler, zeytin ağacı için. Üç bin yıl yaşayan zeytin ağaçlarının doğada hala yaşadığı söylenmektedir. Tüm ağaçların bilgesidir zeytin ağaçları; görmüştür, geçirmiştir, görecektir…
Zeytin dalı bugün bile barışın simgesidir. Yeri geldiğinde insanlar ve ülkeler barış için, birbirlerine “zeytin dalı uzattıklarını” söylerler. Ancak şirketler zeytin ağaçlarını öldürmekte, katlettirmekte bir beis görmezler. Romalılar ise, zeytini başlarına taç yapmışlardır.
Yönetenler, zeytin katili şirketlerin katliamı karşısında üç maymunu oynadılar. Mızrak çuvala sığmadığı zaman da katlettiren şirketlerin yanında saf tuttular. Zeytinden ve zeytin üreticisi köylülerden yana olmadılar.
Birçok yerde köylüler hasada gittikleri zeytin bahçelerinde hasad öncesi “ürünümüz bol, ağacımız ölümsüz olsun. Her daim” derler. Ekmek tekneleri olan zeytine saygı duyarlar, zeytinliklerini sahiplenirler.
Şirketler köylülerin kafalarını gözlerini kırarak, dağa kaldırıp, ekmek teknelerini göz göre göre ellerinden aldılar. Ben bunun adını koyamadım gasp mıdır, talan mıdır, haydutluk mudur, varın adını siz koyun. Ne derseniz deyin ama unutmayın, tanıyın bunları!
Soma’nın Yırca Köyü’nde altı bin zeytin ağacına kıydılar. Katlettiler. Bütün dünyanın gözünün içine bakarak yaptılar. Şimdi ellerini kollarını sallayarak dolaşıyorlar. Sırça köşklerinde yaşıyorlar. Ankara’dan ülke yönetenler birer birer kürsüye çıkarak, ekranlarda arz-ı endam edip, zeytinlikleri katlettiren katillerini çeşitli gerekçelerle savundular. Bu savunularıyla aslında sırtlarını sıvazladılar. Zengin babanın şımarık çocuğunu koruması, misali…
Danıştay yürütmeyi durdurma kararı vermiş. Karar Resmi Gazete’de yayınlanmadan oldu bittiye getirdiler, Yırca Köyü’nün zeytinliklerini. Kolin şirketi bir gecede altı bin zeytini katlettirdi.
Hükümetin bir Tarım Bakanlığı var. Bilindiği üzere Tarım Bakanlığı tarım topraklarını korumakla görevli bir bakanlıktır. İzlediğiniz üzere televizyonlarda halkı bilinçlendirmek için reklamlar vermektedir. Fakat her nedense zeytinliklerin talanına ses çıkarmadı. Sadece izledi.
Anlayacağınız, oldu bitti bir ülkede yaşıyoruz. Danıştay yürütmeyi durdurduktan ve şirket zeytin ağaçlarını katlettikten sonra Tarım Bakanı çıkıp konuştu. “Tarım alanlarına, tarım dışı ruhsat verilmeyecek” dedi. Meydan boş değil demeye getirdi. Binlerce zeytin ağacı boğazlandıktan sonra verdi bu beyanatı. İnandınız mı?
Ah bir de dervişin fikri ile zikri bir olsa. İnandıysanız buyurun size Zeytinlik Kanunu’nda yapılacak değişiklik için Tarım Bakanlığı’nın görüşü:
Bakın, şirketler çıkarına Zeytincilik Kanunu ile ilgili değişiklik tartışmasının yapıldığı Meclis komisyonunda, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mehmet Hadi Tunç, “Kanun Enerji Bakanlığı’mızın Kanunu. Şu anda biz burada destek vermek üzere bulunuyoruz. Bu konunun geneli üzerinde fikrimizi beyan etmek istiyorum: Hükûmet tasarısına aynen katılıyoruz “
Buyurun, bakanın demeçle verdiği fikir yukarıda, Müsteşar yardımcısının zikri aşağıda. İnanmakta herkes özgür…
(Özgür Gündem – 21 Kasım 2014 – Abdullah Aysu)