Rojava Devrimi’nin 3’üncü yıldönümünde Suruç’taki kutlamalarda konuşan DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna, 19 Temmuz’un Kürtlerin tarihinde en önemli günlerden birisi olduğunu belirtirken, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ise, 19 Temmuz devrimiyle Ortadoğu’da yepyeni bir sayfanın açıldığını söyledi. Rojava sınırında tankların değil barışın sesinin yükselmesi gerektiğini söyleyen ve Rojava halklarının Türkiye halklarının öz kardeşi olduğunu belirten Yüksekdağ, “Halkların, büyük insanlığın sınırı yoktur. Rojava Devrimi’nin yıldönümünde de bu sınırları kaldırmaya davet ediyoruz” dedi.
Rojava Devrimi’ni 3’üncü yılının kutlandığı Urfa’nın Suruç ilçesindeki mitinge onbinlerce kişi katıldı. Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan mitingde kurulan sahnenin ön bölümüne “19 Temmuz Rojava Devrimini Selamlıyoruz” ve arka bölümüne ise “Önder Apo’nun özgürlüğü bütün halkların özgürlüğüdür”, “Güneşin ve ateşin çocuklarına bin selam olsun”, “Jin heqîqeta jiyanê ye”, “Ji Kobanê heta İmraliyê sonda azadî”, “İmralı kayalarından atılan tohum Kobanê’de filizleniyor” pankartları asıldı.
Mitinge, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna, HDP Urfa milletvekilleri Dilek Öcalan ve Ziya Çalışkan, bölge belediye eşbaşkanları ve onbinlerce yurttaşın yanı sıra Suruç’taki Arîn Mirkan, Şehit Gelhat ve AFAD kamplarında kalan Kobanêliler katıldı.
’19 Temmuz özgürlük bayramıdır’
Coşkulu alkışlar eşliğinde söz alan DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna, güneşi arkasına alan bir halkın sırtının yere gelmeyeceğini belirterek, “Biz güneşi arkamıza almışız. 19 Temmuz bizler için Kürt halkının gelecekte yazılacak tarihi için en önemli günlerden biridir. 19 Temmuz bizim özgürlük bayramlarımızdan biridir. Özgürlük bayramımız kutlu olsun” dedi. Dünya egemenlerinin egemenliklerini devam ettirebilmek için ordu kurup türlü türlü işgal projeleri çizdiğini söyleyen Ayna, “Bu egemenlere karşı direnen halklar da, kendi savunma güçlerini oluştururlar. Egemenlerin işgalini kırmak için kendi savunma birliklerini kurarlar. Buradan YPG/YPJ güçlerine bin selam olsun” dedi.
‘Rojava halkların iradesi ve özgür kimliğidir’
Herkesin kendilerine “Rojava’nın sizin için anlamı nedir” diye sorduğunu söyleyen Emine Ayna, kendileri için Rojava’nın özgürlüğün, kadının renginin, insan emeğinin özgürleşmesi ve en önemlisinin Rojava Devrimi’nin dünyada bir ilki yaratarak ezilen tüm sınıfları bir araya getirdiği noktası olduğunu dile getirdi. Emine, “Ülkelerde savaş çıkar sınırının yanındaki diğer köyler, ilçeleri, kentler boşaltılır. Rojava Devrimi başladığından bugüne bırakalım terk etmeyi Türkiye halklarının ve Kürdistan halklarının sınıra akın ederek devrime katıldı. Tüm dünya halkları kendi projesinin ilk adımını Rojava’da attı. Rojava halkların iradesi ve özgür kimliğidir” dedi.
‘Yeni yaşam kapısından daha kararlı geçeceğiz’
Rojava Devrimi ile halkların en çok sevindiren durumun “yeni yaşam”a bir kapının aralanması olduğunu söyleyen Figen Yüksekdağ ise, “Bizler bugün bu yeni yaşam kapısından daha kararlı adımlarla yürüyecek ve geçeceğiz. O topraklar bütün Türkiye halkları ve dünya halklarının herkesin öz vatanı ve yurdudur. Bu zamana kadar birbirinden ayrılan ve çatıştırılan halkların hayallerinin gerçekleştireceği alandır. Gelin birlikte bu özgürlük yurdunu hep beraber sahiplenelim, savunalım, inşa edelim. Rojava Devrimi’nde yeşeren yeni yaşama karşı iktidarlar ciddi tahammülsüzlük gösteriyor. Dört bir tarafımızı savaşın sardığı bu koşullarda direnişi ve sınırı sahiplenmek hayati önem taşımaktadır” dedi.
‘Sınırda tank değil, barış sesleri yükselmelidir’
Sınırların egemenler tarafından halkların ayırmak için kurulduğunu dile getiren Yüksekdağ, şunları kaydetti: “Sınırın arkasında gördükleriniz, Türkiye halklarının öz kardeşidir. Bu halkların buluştuğu yeni bir siyasi anlayışın önünü açmalıyız. Oradaki halk iradesini tanımak Türkiye siyasetinin en baş görevi ve sorumluluğudur. Oluşacak koalisyonun ilk görevi Rojava’daki demokratik halk iradesiyle demokratik bir diyalog oluşturmaktır. Bugün siyasi iktidarın yapması gereken şey, Rojava sınırına askeri yığınak yapmak değildir. Savaş borazanlığı yapmak değildir. Yapması gereken en önemli şey Rojava halklarına elini uzatmaktır. Halklarımız bu elle birleşmeye, bütünleşmeye açıktır. Siyasi iktidarın Rojava karşısında edindiği savaş politikasını hızla terk etme çağrısı yapıyoruz. Artık bu sınırlarda tanklar, askeri birlikler değil, barış sesleri yükselmelidir. Siz bu barış çağrısına kulaklarınızı tıkarsanız savaş karanlığı sizleri yutacaktır.”
‘Halklara sınırları kaldırma çağrısı yapıyoruz’
Türkiye’nin Rojava gibi olmasını istediklerini söyleyen Yüksekdağ, “İstiyoruz ki bütün Türkiye’de Rojava gibi olsun. Alevi’si, Kürt’ü, Türk’ü ile bütün farklılığıyla kendini ifade edebilsin. Bütün Türkiye halklarının da Rojava’da inşa edilen bu yeni yaşamı birlikte kucaklama iradesinin olduğunu biliyoruz. Egemen devletlerin halklar arasına koyduğu suni sınırların kaldırılmasını bilir bu halk. Halkların büyük insanlığın sınırı yoktur. Rojava Devrimi’nin yıldönümünde de bu sınırları kaldırmaya davet ediyoruz” diye konuştu.