Bugünlerde kitapçıların “Yeni Çıkanlar” raflarında yerini alan “Yaşını Gösteren Kadınlar – Yaşlanmanın Feminist Deneyimi” adlı kitap, birçok yönden feministler ve kadın çalışmaları yapanlar içinde ve daha geniş çerçevede “kadınlar” arasında epeyce okunacak ve tartışılacak gibi görünüyor. Çünkü kitap, bir yandan belirli bir yaşa ulaşan tüm kadınların, o yaşa kadarki kadınlık deneyimlerinin yaşlılık dönemlerini nasıl etkilediğini feminist bir bakış açısıyla ele almasıyla sınıfsal, ideolojik, etnik vbfarklılıklarıyla her kesimden kadına değerken; diğer yandan sadece Türkiye’de değil, dünyada da üzerinde çokça çalışılmamış “feminist gerontoloji” alanına mütevazı ama hatırı sayılır bir katkıda bulunuyor. Yaşlılığın feminist bir mesele olduğunu tartışmasız biçimde ortaya koyuyor.
Kitap, esas olarak farklı yaş kuşaklarından (40+ olmak üzere), farklı feminist deneyimleri bulunan, farklı illerden 33 kadının yazdığı mektuplardan oluşuyor. Mektup formunun özgürlüğü içinde kadınlar kâh kendi yaşlılık ve yaşlanma deneyimlerini, yaşlılıkla ilgili duygularını aktarıyor, kâh bu deneyim ve duygularından yararlanarak feminist bakış açısıyla “kadın yaşlılığı” ve bununla ilgili kavramlar üzerine düşünceler üretiyor. Yalnızca mektuplar bile feminist gerontoloji çalışmaları için önemli tanıklıklar ve düşünce üretimlerini içerse de, kitap mektuplardan ibaret değil!
Kitabın başında yer alan “Kitabın Hikayesi” bölümünde bu eserin Hülya Üstün, Hatice Erbay, Gülsen Ülker, Dilek Alıcıoğlu Cömert, Bilgen Tümen, Aynur Demirdirek tarafından nasıl önce bir fikir olarak ortaya atılıp geliştirildiği, sonra nasıl hassas bir düşünsel/teorik hazırlık aşamasından geçtiği, daha sonra kadınlardan gelen mektuplarla ete kemiğe büründüğü ayrıntılı olarak anlatılıyor. Mektup yazması istenen kadınlara gönderilen çağrı mektubu da bu hikayenin bir parçası olarak kitapta yerini alıyor.
Kitabı hazırlayan kadın grubu tarafından kaleme alınan “Giriş – Yaşlılığın Feminizmi” bölümünde ise, feminist gerontolojinin feminist hareket içindeki gelişimi ve kavramsal çerçeveye dair tartışmalar/öneriler sergileniyor. Aynı bölümde yazdıklarıyla editörler, kitabı hazırlamaktan muratlarının salt tanıklıkları belgelemek ya da akademik bir katkıda bulunmak değil, aynı zamanda feminist politikaya ilişkin pratik çıkarımlar yapmak olduğunu da ortaya koyuyor:
“Sonuçta diyebiliriz ki, her yaştan feministler olarak yaşlanmayı korkulan, kaçınılmaya çalışılan bir durum ve dönem olmaktan çıkarmayı, her yaşımızı bize kattığı güvenle, güçle karşılamayı istiyoruz.
Biz kadınları yaş konusunda mutsuz eden önyargılara, dayatmalara karşı çıkarak, yaşlanırken ve yaşlılıkta güçlenmek için feminist politikalar geliştirme peşindeyiz.
Patriyarkal kapitalizme buradan da karşı durarak, yaşlılıktaki hayatımızı gençliğimizden itibaren vereceğimiz mücadeleyle oluşturacağımızı hatırlatıp, bu konudaki kadın dayanışmasının yollarını aramaktayız.”
Kitapta; Zeynep Esmeray, Zekiye Karaca Boz, Zehra Çınar, Yasemin Özgün, Ülkü Özakın, Şöhret Baltaş, Şener, Sebahat Tuncel, Özgür Can sunata, Nilüfer Yılmaz, Necla Akgökçe, Nazlı Azapçı, Mehtap Doğan, Latife Demirci Kahya, İmge Meral Yaman, İdil Soyseçkin, Hülya Üstün, Hatice Erbay, Handan Koç, Gülseren Pusatlıoğlu, Gülsen Ülker, Fatma Nevin Vargün, Fatma Bayram, Evun Sevgi Okumuş, Evren Paydak, Esra Koç, Dilek Alıcıoğlu Cömert, Cevahir Özgüler, Bilgen Tümen, Beril Eyüboğlu, Aysel Kılıç, Aynur Demirdirek, Aksu Bora’nın mektupları bulunuyor.
“Yaşını Gösteren Kadınlar – Yaşlanmanın Feminist Deneyimi” adlı kitap, editörlerinin feminist yöntemlere bağlı kalma konusundaki duyarlılıklarıyla, ince eleyip sık dokuyan tarzlarıyla feminist yazında müstesna bir yer kazanacak, ufuk açacak bir eser.
Yaşını Gösteren Kadınlar – Yaşlanmanın Feminist Deneyim (Dipnot Yayınları)