SİİRT’te bombalı saldırıda yaşamını yitiren jandarma er Bahadır Aydın’ın Bursa’daki cenaze törenine katılan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na tepki gösterdikten sonra bazı gazete ve televizyonlarda ‘terör örgütü DHKP-C üyesi’ olmakla suçlanan emekli öğretmen Mehmet Şenol, suç duyurusunda bulunacağını açıkladı. Bahadır Aydın’ın damadı ile amca çocuğu olduğunu ve askere uğurlama törenine de katıldığını anlatan Şenol, “Ben bu ülkede 27 yıl öğretmenlik yaptım, bu ülkenin polisi, istihbaratı var. Madem öyle bana neden bunca zaman öğretmenlik yaptırdılar? Tepkim insani bir vatandaş tepkisidir. Askerin ailesi de bana teşekkür etti” diye konuştu.
Trakya Üniversitesi Gümrük İşletme Bölümü’nü bitiren ve 4 ay önce kısa dönem olarak askere giden 26 yaşındaki Bahadır Aydın, Siirt’te bombalı tuzaklamada yaşamını yitirdi. Bahadır Aydın için geçen perşembe Bursa Ulucami’de cenaze töreni düzenlendi. Cenaze törenine, yakınları ve 5 bin kişinin yanı sıra Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da katıldı. Cenaze namazının kılınmasının ardından yaşamını yitiren askerin yakını Mehmet Şenol, Bakan Müezzinoğlu’na “Başkanlık olmadığı için kaos yaşıyoruz” sözlerini hatırlatıp, tepki gösterdi. Bunun üzerine cenaze törenine katılan bir grup da Bakan Müezzinoğlu’na tepki gösterdi. Tepkiler üzerine Bakan Müezzinoğlu ayrılmak zorunda kaldı.
Yaşananların ardından bazı gazete ve televizyonlarda yapılan haberlerde, Şenol’un askerin yakını olmadığı ve terör örgütü DHKP-C üyesi olduğu ileri sürüldü. İzmir’de yaşayan ve emekli öğretmen olan Mehmet Şenol, kente döndükten sonra yaşadıklarıyla ilgili avukat Cemal Doğan’ın bürosunda basın açıklaması yaptı. Bir dönem Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) İzmir Buca İlçe Başkanlığı yapan Mehmet Şenol, 27 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra emekli olduğunu dile getirip, Bursa’da yaşadıklarını anlattı. Şenol, şunları söyledi:
27 YIL ÖĞRETMENLİK YAPTIM
“Bursa’da kızım ve damadım var, asker, damadımın amcasının çocuğu, ama biz onu kardeşi olarak görüyoruz. Çünkü damadımla aynı evde büyümüşler. Çocuğu da çok iyi tanıyordum, çünkü askere gitmeden önce ailece gidip uğurlama töreni yapmıştık. Sonra onun ölüm haberini alınca, bir insan, bir akraba olarak ailemle cenaze törenine katılmak istedim ve ailemle Bursa’ya gittim. Camide yoğun bir kalabalık vardı, cenaze namazı kılındıktan sonra Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nu en ön safta gördüm. Bir sürü korumasıyla orada yer almıştı. İnsan olarak, bir vatandaş olarak bu benim onuruma dokundu. Bu ölümlerin, özellikle son günlerde yaşadığımız kaosun sorumlusu olarak hissettiğim ve bildiğim ki ben öyle değerlendiriyorum, siyasi iktidarın sözcüsünün orada pişkin pişkin olması beni üzdü. Söyleyecek bir çok şey vardı, fakat bu bakanın çıkıp, ‘Başkan seçseydik Türkiye bu kaosu yaşamayacaktı’ sözü tam hatırlatılacak yerdi. Bu sözü söyleyeceksiniz, sonra da gelip ön safta yer bulacaksınız. Başka hiçbir şey söyleme ihtiyacı duymadan, ‘Sayın Bakan, eğer Başkan seçseydik ülke kaosa gitmeyecekti, bu ölümler olmayacaktı, bunu siz söylediniz değil mi? Başkan seçinceye kadar daha ne kadar ölüm göreceğiz. Daha kaç cenaze gelecek’ diye tepki gösterdim. Bu tepkim daha bitmeden halk yoğun bir şekilde Bakan’a tepki gösterdi. Sonradan gördüğüm kadarıyla kullanılmayan bir belediye binasına götürmüşler. Bazı kanallarda ‘vatandaş tepkisi’ olarak çıktı. Bu benim için sorun değildi. Çünkü vatandaşım, ama sonra baktım ki bazı medya gruplarında ‘Vatandaş denen kişinin DHKP-C militanı ortaya çıktı’ diye beni hedef alan bir haber çıkıyor. Bu beni üzdü tabi. Benim sosyal paylaşım sayfamdaki bir yazının bir kısmını cımbızlayıp almışlar. Onu da belge diye kullanmışlar. Ben DHKP-C militanı denmesini kabul etmiyorum. Ben bu ülkede 27 yıl öğretmenlik yaptım, bu ülkenin polisi, istihbaratı var. Madem öyle bana neden bunca zaman öğretmenlik yaptırdılar? Ben gizli bir örgüt üyesi değilim, ben halkın içinde olan biriyim. Benim tepkim insani bir vatandaş tepkisidir.”
Aile teşekkür etti
Yaşananlardan sonra asker ailesinin kendisine teşekkür ettiğini de söyledi. Şenol, “Bu malum medya, ‘Halkın iktidarla sorunu yok, bir takım iç ve dış bağlantılı güçler hükümeti yıpratmak için yapıyor, birisi Ergenekoncu, birisi paralelci, birisi PKK’lı çıkıyor’ diye lanse etmeye çalışıyor. Eğer halk onların dediği gibi düşünseydi bana saldırırdı, oysa ki halk Bakan’a saldırdı. Demek ki halkın tepkisi bu. Ben de halkın tepkisini dile getirdim. Böyle bir şey yaptığım için insanlar beni arayıp ‘Duygularımızı dile getirdiğiniz, teşekkür ederiz’ diyor, şimdiye kadar bir olumsuz tepki almadım ama bu almayacağım anlamına da gelmez. Bir kişiyi bu kadar açıktan lanse edersen yarın ne olacağı belli olmaz, hepimizin ailesi var.’’ dedi.