Siyasi HaberSiyasi Haber

    Güncel Kalın

    Türkiye ve dünyada neler olup bitiyor ilk siz bilgi sahibi olun

    Göz attınız mı?

    Amin Maalouf’un yeni kitabı: Empedokles’in Dostları

    15 Şubat 2021

    Kurtlarla dans

    14 Eylül 2015

    Ben bu manşeti tanıyorum

    3 Ağustos 2016

    2 Temmuzların bir daha yaşanmamasının yegane teminatı: Laiklik

    1 Temmuz 2016
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Haberler
      • Gündem
        • Ekonomi
        • Politika
        • Ortadoğu
        • Spor
        • Sağlık
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Haklar ve Özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen Hakları
        • Çocuk Hakları
      • Bilim Teknoloji
      • Kültür Sanat
    • Yazılar

      Gayrimeşru Cumhurbaşkanı – I

      31 Mayıs 2023

      Erdoğan Yurt dışında geriledi, ülkede yıkılacak

      26 Mayıs 2023

      İnsanlar, kentler ve çeşitli görüşmelerden Çin izlenimleri

      17 Mayıs 2023

      İkinci Tur’da nasıl kazanırız?

      17 Mayıs 2023

      100. Yılda Red ve İnkar Devam Ediyor!

      13 Mayıs 2023
    • Yazarlar
    • Seçtiklerimiz
    • Söyleşiler
    • Dosyalar
    • Çeviriler
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Unuttuğumuz için yaşıyoruz

    Unuttuğumuz için yaşıyoruz

    Korkut Akın- Korkut Akın18 Nisan 20224 dk. okuma süresi
    Paylaş
    Facebook Twitter Telegram WhatsApp Email
    Korkut AKIN yazdı: “Necla Akdeniz’in romanı, kendince yaşamını anlatan kahramanın öyküsü… Bildiğinizi var sayıyorum: ölümlerde, “tereddüt çizgisi” vakanın intihar olup olmadığını ayıran belirteçtir. Bu kadar spoiler yeter.”

    “Bir zamanlar masal masal içinde, zaman zaman içinde, evren evren içindeyken, bu evrenlerin birinde mavi mavi gülümseyen utangaç bir gezegen varmış” diye başlamış Necla Akdeniz, yeni romanı “Tereddüt Çizgisi”ne. Bizi, bize kendi dilince anlatırken, aslında bir de birbiri ardına soru işaretleri serpiştirmiş aralara. Okur, kendi yaşam(ından kesit) öyküsünü okurken kendi düşünü kursun istemiş. Merak, heyecan, arzu ile deviriyorsunuz sayfaları… Yazar, ayna tutmuş diyecektim, ama okur kendi öyküsünü kendisi kurduğu için aynanın bir tarafı var, oradan ne görüyorsanız artık.

    Edebiyatın yol ayrımı üç seçeneklidir: Romantik, trajik ve traji-romantik. Kızla oğlan, oğlanla oğlan, kızla kız karşılaşırlar bir zamanda, bir mekânda. Elleri ayakları karışır birbirine, ne yapacaklarını bilemez halde, hem birbirlerinin peşine düşer hem dağları, nehirleri, ormanları aşarlar. Yazar, bir yerde, bir şekilde birbirlerinden de birbirlerinin yollarından da ayrıldıklarını, edebiyatın da tam da burada, bu anda başladığını kabul ediyor. Yazarın düş(ünce)lerini kendisine bırakalım, biz romanın akışına kaptıralım kendimizi…

    İçiniz nasıl…

    …barışık mısınız içinizle? Dünyaya, yaşadıklarınıza, beklentilerinize, umutlarınıza, sosyal, siyasal, kültürel ya da aklınıza gelen diğer tüm olgularla karşı karşıya; yaşadıklarınızı nasıl yorumluyorsunuz? Olanlar ve/veya yaşananlar sizi ne denli etkiliyor veya belirliyor? Sizi size anlatan bir romanda düş(ünce)lerinizle karşılaştığınızda, “acaba yazar beni mi göz(et)liyor” düşünmeden duramıyorsanız, iyi bir roman, gerçekçi bir öykü okuyorsunuz demektir. İyi bir betimlemeyle, “kulakları soru işaretine dönüşürdü beni dinlerken” (s. 7) cümlesiyle bunu, daha baştan belirliyor Necla Akdeniz. Kadın ve/veya erkek diye ayırmaksızın okudum romanın kahramanını; belki kadındı, ama en az benim kadar bendi; belki erkekti, sahiden de en az benim kadar bendi yine. Cinsiyeti önemli mi sizce? Sahi, cinsiyet mi belirleyici gündelik yaşamda veya gelecek yaşamınızda? Beni belirlemiyor, umarım sizi de belirlemiyordur da, sizi size anlatan romanın içinde kendinizce oluşturduğunuz soru işaretlerini kaldırırsınız aradan; güneş açar yeniden.

    Sesler sahipsiz midir?

    Müthiş betimlemeler var romanda okuru sarıp sarmalayan, alıp götüren. Seslerin önemini ve gerekliliğini fark ediyorsunuz, her ne kadar sessizliği isteseniz de… Çünkü “Sessizlik her yerdedir ama kimse erişemez ona; dokunamaz, duyamaz, göremez…” (s. 125) Doğaldır ki, bildiğimiz ve tanıdığımız sessizlik asla sonsuza dek bizimle beraber olamaz. İşte, en tam da buradan yola çıkarsak, hakikat üretilendir, anbean yaratılandır ve biz (inanın buna) kendi dünyamızda kendi gerçeğimizi kendimiz yaratıyoruz, yani rüya içindeyiz, düşler kuruyoruz ardı ardına. 

    Ahmed Arif’in dizelerinden Fikret Kızılok’un yorumuyla kulaklarımızın pasını silen “Rüya, bütün çektiğimiz. / Rüya kahrım, rüya zindan. / Nasıl da yılları buldu, / Bir mısra boyu maceram… / Bilmezler nasıl aradık birbirimizi, / Bilmezler nasıl sevdik, / İki yitik hasret, / İki parça can.“ şarkıyı burada anmamak olmaz. Ahmed Arif kadar Fikret Kızılok da ve en az onlar kadar Necla Akdeniz de haklı… tabii, biz okurlar da. Düşlerimizde kuruyoruz geleceği ve o düş(ünce) dünyası belirliyor yaşamımızı.

    Akdeniz, kahramanına (ne kadar kendisi acaba, sorsak mı, ne dersiniz?), “Kurdun kuşun balığın, ağacın denizin dağın, taşın toprağın suyun, kısaca katledilen her canlının günahını boynunda taşıyanlarla aynı gezegende yaşamak istemiyorum. Kimse farkında değil ama görüyorum onları” dedirtiyor. Ben de öyle, eminim siz de görüyorsunuzdur muhakkak, “bir kelebeğin çıt eden kanadını, göç yollarını şaşıran kuşları, şehirlerde kaybolan hayvanları, bir avuç toprağa muhtaç çiçekleri, çöp tenekelerinden beslenen insanları…” (s.84)

    Ey okur, sen de diğer herkes gibi kendini ayırıyor, ayrı bir yere oturtuyor ve yaşama, dünyaya, uçana kaçana, taşa toprağa, ses çıkarana sessiz kalana farklı baktığını -içinden de olsa- yineliyorsun. Haklısın kendince, ama sorunun tam sırası: Kim haksız ki? “Hangi yaratıcı cezalandırabilir kendi doğurduğunu?” (insanın dışında)

    Hayatın gerçeğine inmek…

    Necla Akdeniz’in romanı, kendince yaşamını anlatan kahramanın öyküsü… Bildiğinizi var sayıyorum: ölümlerde, “tereddüt çizgisi” vakanın intihar olup olmadığını ayıran belirteçtir. Bu kadar spoiler yeter.

    İlkin “Gök Kuşaksız”, ardından “Kaotika” ve şimdi de yeni bir dil geliştirdiği “Tereddüt Çizgisi” ile bizlere gelen Necla Akdeniz, kendisini de aşıyor. Okuru etkilemek değil çabası, okurun düşünmesini sağlamak ve kendi yaşamını kendisinin görmesini sağlamak. Etkisi uzun sürecek bir roman.

    Tereddüt Çizgisi, 
    Necla Akdeniz
    Roman
    Agora Kitaplığı, Nisan 2022, 170 s. 

    Agora Kitaplığı Necla Akdeniz Tereddüt Çizgisi
    Paylaş. Facebook Twitter Telegram WhatsApp Email
    Önceki Yazı“Bir daha asla!” diyebilmek için… Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevi yıkılmasın! İnsan Hakları Müzesi olsun!
    Sonraki Yazı Tarım ve Orman Bakanı Kirişci: Ukrayna, yüzde 25 ucuza ayçiçek yağı vermeyi taahhüt ediyor
    Destek Ol
    Yazılar

    Gayrimeşru Cumhurbaşkanı – I

    - Tuncay Yılmaz

    Erdoğan Yurt dışında geriledi, ülkede yıkılacak

    - Tuncay Yılmaz

    İnsanlar, kentler ve çeşitli görüşmelerden Çin izlenimleri

    - Mehmet Yücel

    İkinci Tur’da nasıl kazanırız?

    - Tuncay Yılmaz

    100. Yılda Red ve İnkar Devam Ediyor!

    - Kadir Akın

    Fareler, muktedirler ve seçim

    - Mehmet Özgen
    Tarihten

    Vietnam Savaşı’nın ikonik fotoğrafının öyküsü

    1 Şubat 1968’de Lem infaz edildi… ABD emperyalistlerinin önce işbirlikçi Güney’e askeri destek verip sonra işgal ettiği Vietnam’da süren savaşta…

    Seçtiklerimiz

    Bir komün deneyimi: Longo Maï

    - Siyasi Haber

    29 Mayıs: ‘Vaziyet ve manzara-i umumiye’

    - Ertuğrul Kürkçü

    “Arsızlık” mı dediniz?

    - Ertuğrul Kürkçü

    Irmakların yönünü çevirme zamanı

    - Ertuğrul Kürkçü

    İnternet kısıtlamaları olursa nasıl aşarız?

    - Füsun Nebil

    Seçim gecesi

    - Ertuğrul Kürkçü

    Güncel Kalın

    Son felişmelerden haberdar olmak için E-Bültenimize üye olun

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook Twitter YouTube
    Emek

    Fransa’da emeklilik yasasına karşı direniş sürüyor!

    6 Haziran 2023

    Antalya’da fahiş kiralara karşı eylem

    6 Haziran 2023

    İngiltere’de grev: 12 bin makinist iş bıraktı

    3 Haziran 2023
    Kadın

    18 yaşındaki Zuhal Ebrar Yıldız’ı öldüren polis tahliye edildi

    7 Haziran 2023

    Sanatçı Melek Mosso ödülünü katledilen kadınlara ithaf etti

    6 Haziran 2023

    HDK Kadın Meclisi’nden Pervin Buldan açıklaması

    5 Haziran 2023
    © 2023 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Siyasi Haber / Künye
    • İletişim
    • Gizlilik Politikamız

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.