Marmara Gölü’nün kurumasından kamu idarelerinin sorumlu olduğunun tespiti için Türkiye’nin ilk iklim davası açıldı.
Manisa’nın Gölmarmara ilçesine ismini veren Marmara Gölü, 2011 yılından 2021 yılına kadar geçen 10 yıllık süreçte, devlet kurumlarının hatalı su politikaları ve ataleti sonucunda, yüzey alanının yüzde 98’lik bir kısmını kaybetti ve neredeyse tamamen kurudu. Kamu idaresinin, ayrıca kuruttuğu göl sebebiyle balıkçı kooperatifinden kira bedeli talep etti ve kooperatife ödeme emri gönderdi.
Balıkçıların avukatlığını üstlenen Altıparmak Hukuk Bürosu, Marmara Gölü’nün, Türkiye’nin BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nden ve Paris İklim Anlaşması’ndan kaynaklı taahhütlerine tamamen aykırı politikaları sonucunda kuruduğunun ve bu kurumadan kamu idarelerinin sorumlu olduğunun tespiti için, Manisa İdare Mahkemesinde Türkiye’nin ilk iklim davasını açtı.
‘Karbon yutak alanları korunmalı’
Altıparmak Hukuk Bürosu tarafından yapılan açıklamada, iklim davalarının, hükümetleri ve şirketleri iklim değişikliğiyle mücadeleye aykırı politikaları, kararları ve ataletleri nedeniyle sorumlu tutmak ve hesap vermelerini sağlamak üzere açıldığı belirtildi.
Ekim 2021’de onaylanan Paris İklim Anlaşması’yla birlikte, iklim değişikliği ile mücadelede 2053 yılında sıfır karbon taahhüdünde bulunan Türkiye’nin, karbon yutak alanlarını koruması gerektiği vurgulanan açıklamada, “Karbon yutak alanları olarak kabul edilen alanların başında sulak alanlar geliyor. Marmara Gölü, 2017 yılında ulusal öneme haiz sulak alan ilan edilmiştir ve bu özelliği ile korunması gereken bir karbon yutak alanıdır. Ancak kamu idaresinin iklim değişikliği ile mücadele taahhütlerine aykırı politikaları, Marmara Gölü’nde tahribata yol açmış ve bir sulak alanı yok etmiştir” denildi.
‘İdarenin sorumlu olduğunu ispatlayacağız’
Davacı balıkçı kooperatifinin avukatlarından Cem Altıparmak, “Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadeledeki sorumluluklarını görünür kılmak ve bu sorumluluklara aykırı davrandığını tespit ettirmek için, bu davayı bir iklim davası olarak açtık. Bu davada, devletin hatalı ve plansız su politikalarının gölün kurumasına yol açtığını, sorumluluğun tamamen idarede olduğunu ve bunun sonucunda ortaya çıkan zararlardan da idarenin sorumlu olduğunu ispatlayacağız” dedi.
‘İklim davalarının devamı mutlaka gelecektir’
Av. Özlem Altıparmak da “Bu dava, iklim davası olarak bir ilk niteliğinde. Ancak Türkiye, iklim değişikliği ile mücadele için etkin bir strateji ve eylem planı oluşturup uygulamadığı sürece, bu iklim davalarının devamı mutlaka gelecektir” dedi.