TTB Covid-19 İzleme Grubu, 8. Ay raporunu paylaştı. Sadece 23 ildeki günlük vaka sayısının 20 binin üzerinde olduğuna dikkat çekildi. Şimdiye kadar 152 sağlık emekçisinin yaşamını yitirdiği hatırlatılarak, koronanın “meslek hastalığı” ve “iş kazası” olarak tanımlanması istendi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Covid-19 İzleme Grubu, "Covid-19 Pandemisi 8. Ay Değerlendirmesi" raporunu, online basın toplantısında açıkladı.
Toplantıda konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, salgının hızla arttığını ve zor zamanlardan geçildiğini söyledi. Fincancı, bir yandan pandemiye dair aşı çalışmalarıyla ilgili umut verici gelişmelerin olduğu söylenirken bir yandan da o aşılara sınırlı erişimin söz konusu olacağının tartışıldığını hatırlattı.
“Önlemler alınırsa 28 günde yüzde 52 azalma olur”
Salgınla baş etmenin tedavi edici hekimlikle sınırlandırıldığına dikkat çeken Fincancı, "İzleme kurulumuzda bugün yapılmış bir çalışmaya dair veriler vardı. Özellikle toplulukların bir araya gelmesi, zorunlu çalışması gerekenler haricindeki iş yerlerinin kapanması ve toplumsal hareketliliğinin azaltılması ve en son olarak da okulların kapanması haline 28 gün içerisinde yüzde 52 oranında bir azalmanın gerçekleşeceği, 14 günde bu rakamın ancak yüzde 42 olabileceği belirtildi. Dolayısıyla önlemler alınırken bu boyutuyla yapılacak önlemleri sosyal devlet ilkesiyle birlikte değerlendirmek gerektiğini, bir kez daha hatırlatmak istiyorum" dedi.
“Sert bir döneme giriyoruz, faturasını toplum çekiyor”
Ardından TTB Merkez Konseyi Üyesi Prof. Dr. İbrahim Akkurt, "Kovid-19 8. Ay Değerlendirme Raporu"nu açıkladı. Pandemiyi iyi yönetmiş olan ülkelerin, salgınla baş edip tekrarlanmaması için önlemler aldığına dikkati çeken Akkurt, "Bizim gibi ülkelerde ise sert bir döneme girmekteyiz. Bunun faturasını maalesef toplumun emekçileri çekiyor. Birileri kapalı ortamlarda bulunmasın, kalabalıklara karışmasın diye onlar canları pahasına ekonominin çarklarının dönmesine mahkum oluyorlar. Bu nedenle bu ayki raporumuzun ana teması çalışma yaşamında Kovid-19 olacaktır" şeklinde konuştu.
“Dünyada 14 milyon vaka bunun yüzde1’i ağır vaka”
Koronanın dünyadaki 10 aylık gelişimine bakıldığında, yaşananların kaygı verici olduğuna işaret eden Akkurt, "Bu sabah itibariyle tüm dünyadaki hasta sayısı 51 milyon 805 bin 339 kişidir. Bu kadar sayının içinde şuan dünyada 14 milyon civarında vaka var. Bunun yüzde 1'i ağır ciddi vaka. Biz de maalesef bunun 4-5 katı civarında. Ölümler yüzde 3 civarındadır" bilgilerini verdi.
“Ağır hasta sayısında kat artış”
Türkiye'de kontrol altına alınmayan birinci dalganın hızlı açılma dönemiyle birlikte yeniden yükselişe geçtiğini hatırlatan Akkurt, şunları söyledi: "Ülkemizdeki gerçek durumu hala resmi verilerle bilemiyoruz. Açıklanan resmi veriler gerçek manzaranın bir kısmını gösterse de bu bile Türkiye'de salgın açısından alarm çanlarının çaldığını işaret ediyor. Ağır hasta sayısı ilk olarak 29 Temmuz'da 542 olarak açıklamaya başlanmış 7 Kasım itibariyle beş katına çıkarak 2 bin 730 olmuştur. Yine aynı şekilde ölüm sayıları ve entübe edilen sayılarda da çok ciddi şekilde tırmanış olduğunu bizzat sahada olan arkadaşlarımız ve bizler görüyoruz. Bu dramatik artışın bakanlığın tabloya yansımasıyla saha ciddi bir şekilde çeliyoruz."
“Açıklanan veriler belirsiz”
Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan tabloda birtakım belirsizliklerin olduğuna vurgu yapan Akkurt, "İfade edilen günlük test sayısının kaç kişiye yapıldığını bilmiyoruz. Her gün, gün aşırı aynı kişilere yapılan testler de mi kapsıyor bilmiyoruz. Yine hasta sayısı neyi ifade ediyor bilmiyoruz. O gün için hastanede yatanların sayısı mı, test pozitif çıkanların sayısı mı? Diğer bir sıkıntı tabloda zatürre olanların sayısı yüzde 3-5 arasında gözüküyor. Mart'tan beri saha da çalışan hekim ve 35 yıllık göğüs hastalıkları uzmanıyım. Kovid tanısı konulmuş bir kişi eğer akciğer etkilenmemişse yani zatürre olmamışsa o kişi hastaneye yatmaz. Acaba hasta sayısı diye ifade edilen sayı bizim o gün yatırdığımız zatürre sayısı mı? Çok kuşku var. Tek kuşku olmayan o güne ait tarih" şeklinde konuştu.
23 İlde günlük vaka sayısı 20 binin üzerinde
TTB Genel Yürütme Kurulu'nun 24 Ekim'de yaptığı toplantıya dair de bilgi veren Akkurt, şunları söyledi: "Toplantıya Türkiye'nin değişik illerinden tabip odası ve sekreterleri katıldı. Onlardan bölgelerinde olan sayıları istedik. Getiren 23 il. Bu 23 ilden Ankara, hiçbir zaman günlük vaka sayısının 4 binin altına inmediğini, Maraş günlük vaka sayısının bin 200 olduğunu, İzmir binin altına hiç inmediğini ifade ettiler. İstanbul'da günlük vaka sayısı zaten 10 binlerin üzerinde. Buradan doğru baktığımız zaman sadece 23 ilde bile 24 Ekim itibariyle günlük vaka sayısı 20 binin üzerinde. Bu sayı şuanda ikiye mi üçe mi katladı diye endişeliyiz. Onun da belirsizliği içerisindeyiz,"
Akkurt'un sunumunda yer alan diğer 19 ile ait günlük vaka sayıları şöyle: "Adana 300-400, Adıyaman 100, Ağrı 100-150, Antalya 250, Balıkkesir 225, Batman 200-250, Bitlis 150-170, Bolu 150, Denizli 525-600, Diyarbakır 600, Eskişehir 400, Antep 200-300, Kastamonu 125, Kilis 20-23, Manisa 400, Mersin 200-300, Urfa 200-300 Tekirdağ 200."
Kişisel koruyucu donanımlar son çare
Çalışanların ciddi sıkıntılar yaşadığına değinen Akkurt, "İşyerlerinde Covid-19 kümeleşmelerinin önü alınmazsa dünya çalışan sağlığı ciddi bir şekilde bununla başa çıkması mümkün değildir. Bu kümelenmeleri azaltmanın birinci adımı bazı vazgeçilmez olmayan iş yerlerini kapatmak ama kişilerin özlük haklarından da herhangi bir kayıp olmadan ücretli izne çıkarma, teması azaltma, idari önlemlerin her alanda sosyal izolasyonu sağlayacak şekilde yapılması lazım. Çalışma ortamında, her akşam duyduğumuz kişisel koruyucu donanımlar en son çaredir etkisi en az olduğu durumdur. Ama biz Mart'tan beri her gün bunu duyuyoruz" diye belirtti.
Covid-19 meslek hastalığı ve iş kazası olarak tanımlansın
Covid-19'un sağlık meslek örgütleri için bir meslek hastalığı, diğer hizmet sektöründeki iş kolları için iş kazası olarak tanımlanmasını isteyen Akkurt, "Tüm alanlarda iş sağlığı önlemleri alınmalı. İşten atmalar kesinlikle yasaklanmalı. İşçilere ücretsiz yaygın test yapılmalı. Eşitsizlikle makası her yönüyle yoksul emekçiler aleyhine açılmakta" dedi.
152 Sağlık çalışanı Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti
İlk günden bu yana 1 milyon 60 bin sağlık çalışanının pandemiyle mücadele ettiğini aktaran Akkurt, 10 Kasım itibariyle Covid-19 nedeniyle 66'sı hekim olmak üzere toplam 152 sağlık emekçisinin yaşamını yitirdiğini söyledi. Akkurt, Covid-19'un sağlık çalışanları için meslek hastalığı olması için TTB olarak yasa tasarısı hazırladıklarını bildirdi.
“Virüsün bulaşma şekli değişiyor”
Ardından söz alan TTB Covid-19 İzleme Grubu Üyesi Prof. Dr. Özlem Kurt Azap, çalışma yaşamındaki sıkıntıların havaların soğumasıyla birlikte artacağına dikkat çekti. Azap, "Bu kapalı ortamda virüsün neredeyse bulaş şekli değişiyor. Sadece damlacıkla değil artık. Havada çok uzun sürede kaldığı ve havalandırma olmadığı için de normale bulaşmadığı halde kapalı ortamda bulaşma riskini getiriyor. Okullar da ayrı bir risk oluşturuyor" ifadelerin kullandı.
TTB Covid-19 İzleme Grubu Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala da, Türkiye'de hala salgına dair bilgi sahibi olma noktasında yaşanan sıkıntıların devam ettiğine dikkati çekti. Pala, "Bir kişi hastalandığında ne kadar zaman içerisinde hayatını kaybediyor diye sorulduğunda, bunu bilimsel literatüre dayalı olarak ama Türkiye örneği olmaksızın yanıtlayabiliyoruz" dedi.
“Ölüm sayıları 100’ün üzerine çıkabilir”
Son olarak da TTB Covid-19 İzleme Grubu Üyesi Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz ise şunları ifade etti: "Salgının Mart -Nisan aylarından farklı bir dinamikle tekrar yükselişe geçtiğini ve paylayıcı tarzda yayılımının aslında Türkiye'ye de yerleştiğini ifade edebiliriz. Dün itibariyle 87 insanımız kaybettik. Biz bu rakamı 8 Nisan günü görmüştük. Ondan 10 gün sonra günlük en yüksek kaybımızı verdik. Günlük ölüm sayılarına bakarsak önümüzdeki 10 gün içerisinde günlük ölüm sayıları 100'un üzerine çıkabilir. Önümüzdeki dönemde etkin bir salgın yönetimi ve toplumsal hareketliliğin kısıtlanması yönünde çok ciddi önlemlerin alınması gerekiyor."