Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Cizre ve Silopi’de görev yapan öğretmenlere gönderilen ve ‘hizmet içi eğitim’ gerekçesiyle ilçeyi terketmelerini söyleyen mesajlar ve ardından yapılan katliam hazırlıkları üzerine zaman geçirmeden savaşçıl gidişata karşı ses yükseltmeye AKP’ye karşı Sur’un, Cizre’nin, Silopi’nin yanında olmaya çağırdı
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Cizre ve Silopi'de görev yapan öğretmenlere gönderilen ve 'hizmet içi eğitim’ gerekçesiyle ilçeyi terketmelerini söyleyen mesajlar ve ardından yapılan katliam hazırlıkları üzerine tüm halkları zaman geçirmeden savaşçıl gidişata karşı ses yükseltmeye, katil, savaşçı AKP’ye karşı barışın, eşitliğin, kardeşliğin, Sur’un, Cizre’nin, Silopi’nin yanında olmaya çağırdı.
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi'nin açıklamasının tamamı:
AKP Nusaybin, Sur, Cizre’yle birlikte Türkiye’yi de yakmaya devam ediyor. Tayyip Erdoğan’ın başkanlık, sermayenin kâr hırsı açık açık, gözümüze soka soka hepimizi bir iç ve bölgesel savaşa sürüklüyor.
Her sabah yeni bir savaş hamlesiyle uyanıyor, halklarımızın özgür, eşit ve bir arada yaşam iradelerine yeni bir saldırıyla yüz yüze kalıyoruz. Ajanslardan, sosyal medyadan akan tüm haberler iç ve bölgesel savaşa sürüklendiğimize dair işaretleri veriyor.
Erdoğan Cumhurbaşkanı, AKP Hükümet ve TC devlet olarak kendi halkını bombalamaktan, halkın binlerce yıllık tarihsel, kültürel miraslarını yok etmeye, göçe zorlamaktan katliama kadar her türlü savaş suçunu işlemeye tam hız devam ediyor.
Bunlar yetmezmiş gibi devlet, memurlarını “işgal bölgesinden” çekme kararını açıkladı. Açık bir katliam hazırlığı olarak Cizre ve Silopi’de öğretmenler memleketlerine gönderildi. Velilerden de çocuklarını okula göndermemeleri ve hatta ilçeyi terk etmeleri istendi. Sağlık bakanlığı doktorlara ve acil servis ünitelerine, nöbetlerin 24 saatten bir haftaya çıkarıldığını iletti. Üç ilçeye de batıdaki illerden asker ve polis sevkiyatı yapıldı.
Uluslararası tekeller, emperyalist güçler, ülke ve bölge diktatörleri ülkemiz ve bölgemizin üzerinde yükselen dumanlarda kendi kârlarını ve çıkarlarını görürken, bombaların, kurşunların, yıkımların, yangınların alevinde yanan halklarımız oluyor. Libya’da, Suriye’de, Irak’ta yakın tarihte yaşananlar eğer Erdoğan ve AKP’nin bu gidişatına dur demezsek bizleri nasıl bir geleceğin beklediğini açıkça ortaya koyuyor.
Belli ki Erdoğan “Yeni Anayasa”nın arasına sıkıştırılmış başkanlığa geçiş referandumuna kadar gözü dönmüş saldırganlığını sürdürecek. Ele geçirdiği devlet mekanizması, medya imkanları ve arkasına aldığı sermaye desteğiyle yaptığı her insanlık/savaş suçunu gizleyebileceğini düşünen Erdoğan ve AKP yaptıklarının hesabını er geç halklarımıza verecektir.
Ancak biz ne kadar hızlı müdahale eder ve yükselmekte olan savaşı durduracak girişimlerimizi güçlendirirsek zararın o kadarından geri dönmüş olacağız.
Gerçekleri yazan gazetecilere gösterdiği cezaevi yoluyla basını tam kontrol altına almaya çalışan Erdoğan ve AKP 7 Haziran öncesi müzakere masasını devirerek başlattığı kirli savaşın gerekçesi olarak açılan “hendekleri” göstermeye çalışmakta ve ne yazık ki kimi çevreler de bilerek ya da bilmeyerek bu psikolojik savaş propagandasına alet olmaktalar. Oysa gerçek tüm basitliğiyle karşımızda durmakta; Kürt sorununun demokratik çözümünün önü açıldığı an hendeklerin hepsi barış ve kardeşlik bahçelerine dönecektir. Bu yüzden savaşı durdurmak için yüklenilecek taraf kendini savaş baronlarına karşı savunmaya çalışan Kürt Halkı değil, iç ve bölgesel savaş politikalarını devreye sokan güçlerdir.
Soma’daki madenci, Giresun’daki fındık üreticisi, Ankara’daki memur, Antalya’daki narenciyeci, Afyon’daki öğretmen, Türkiye’nin batısındaki üniversiteliler, liseliler, kadınlar bu ateşin kendilerine ulaşmayacağını, savaşın kendilerini ilgilendirmediğini düşünürlerse en büyük yanlışı yapmış olacaklardır.
Sur, Cizre, Nusaybin yanarsa İstanbul, Samsun, Mersin de yanar. Musul’a işgalci güç olarak asker gönderilirse bu Ankara’ya da yansır. Cihatçı çeteler korunmaya devam eder ve onlarla mücadele edenlere saldırılırsa bu tüm emekçileri işinden, aşından, ekmeğinden, barışından eder.
Bugün her türlü imkanı kullanarak Erdoğan ve AKP’nin savaşçı politikalarına dur demezsek, Silvan’ın, Sur’un Cizre’nin yanında durmazsak yarın kendimizi daha büyük bir savaşın içerisinde bulacağımızdan kimsenin şüphesi olmamalı.
Tüm halkımızı zaman geçirmeden savaşçıl gidişata karşı sesini yükseltmeye, katil, savaşçı AKP’ye karşı barışın, eşitliğin, kardeşliğin, Sur’un, Cizre’nin, Silopi’nin yanında olmaya çağırıyoruz.
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi
Merkez Yürütme Kurulu