Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Merkez Yürütme Kurulu, bu sabah TSK’nın ABD öncülüğündeki koalisyonun da desteğiyle Suriye’nin Cerablus kasabasına başlattığı harekât hakkında bir açıklama yaptı. Açıklamada, ”IŞİD, Cerablus’a askeri müdahalenin nedeni değil, örtüsüdür! Örtüyü kaldırıyoruz” denildi.
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Merkez Yürütme Kurulu, bu sabah TSK'nın ABD öncülüğündeki koalisyonun da desteğiyle Suriye'nin Cerablus kasabasına başlattığı harekât hakkında bir açıklama yaptı. Açıklamada, ''IŞİD, Cerablus’a askeri müdahalenin nedeni değil, örtüsüdür! Örtüyü kaldırıyoruz'' denildi.
SYKP'nin yaptığı açıklama şöyle:
''IŞİD, CERABLUS’A ASKERİ MÜDAHALENİN NEDENİ DEĞİL, ÖRTÜSÜDÜR! ÖRTÜYÜ KALDIRIYORUZ!
IŞİD’in kontrolünde bulunan Cerablus’a TSK Müşterek Özel Kuvvetleri, ABD’nin bilgisi ve koalisyon hava kuvvetlerinin desteğiyle operasyon başlattı. Hava bombardımanıyla başlayıp kara operasyonuyla devam eden operasyona ‘Fırat Kalkanı’ adı verildi. Saray-AKP iktidarı tarafından günlerdir hazırlıkları yapılan ve Antep’te en az 57 kişinin yaşamını yitirdiği katliamın gerekçe olarak gösterildiği Cerablus Operasyonu bugün sabaha karşı başladı.
İktidar cephesi ve egemen medya tarafından, operasyonda yer alan unsurlara ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) kılıfıyla ‘ılımlı muhalefet’ görüntüsü verilmek isteniyor. Somut varlığından söz edilemeyecek olan ÖSO ismini kullanma amacı, operasyonda yer alan Ahrar’uş Şam, Şam Cephesi, Sultan Murat Tugayı, Nureddin Zengi Tugayı, Feylak’uş Şam gibi cihatçı çeteleri kamufle etmektir. Zira Suriye savaşında MİT güdümünde hareket eden bu örgütler, Fetih Ordusu’nda Nusra Cephesi ile omuz omuza vermiş, Halep-İdlib-Lazkiye bölgelerinde büyük katliamlara imza atmıştı. Nureddin Zengi Tugayı, son olarak temmuz ayında 12 yaşındaki bir çocuğun başını kesip görüntülerini paylaşmıştı
Biliniyor ki, Cerablus IŞİD’in dünyaya açılan son ve tek geçiş kapısı konumunda. Ancak buraya yapılan operasyonun amacı IŞİD’in varlığından ziyade Suriye’de ortaya çıkan yeni gelişmeler ve Cerablus’un kontrolünün stratejik önemidir. Antep’in Karkamış ilçesinin hemen karşısında yer alan, batısında El Rai ve Azez, doğusunda Kobanê, güneyinde Minbiç bulunan Cerablus’un cihatçı çeteler tarafından alınması durumunda Azez-El Rai-Cerablus hattı, Afrin ve Kobanê arasında bir tampon işlevi görecek. Böylece hem Saray iktidarının Suriye’deki cihatçı çetelerle doğrudan teması sağlanmış hem de Kürt kantonlarının cihatçı çetelerin açık hedefi haline gelmesi kalıcılaştırılmış olacaktır.
Bu gerçekler gösteriyor ki, operasyonun asıl hedefi, İŞİD’den boşaltılacak Cerablus’a kontrol altındaki diğer cihatçı çetelerin yerleştirilmesi ve SDG’nin kazanımlarının yok edilmesidir. Bilinmelidir ki, uluslararası hukuku hiçe sayan ve halkların kendi geleceklerini belirleme hakkını yok etmeye yönelen bu operasyonun Türkiye halklarına da hiçbir yararı olmayacaktır.
Bir kez daha belirtiyoruz; İktidar, Cerablus operasyonunun asıl hedefinin İŞİD olduğu söyleminde samimi değildir. Eğer öyle olsaydı, yargıya yansıyan belgelerde görüldüğü üzere polis, İŞİD militanlarının takibini bırakmazdı. İŞİD’in Türkiye’de örgütlenme aracı olarak Dergi basmasına izin vermeye hala devam edemezdi…
Nitekim Erdoğan’ın bu sabah başlayan Cerablus operasyonuna ilişkin açıklamasındaki “Bırakalım da Suriye'nin yönetilmesine Suriye halkı karar versin. Dışarıdan birileri değil.” İfadesi samimiyetsizliğin doruğudur. Zira bu sözler dışarıdan Suriye’ye müdahale edenin ağzından çıkıyor. Bu sözlerin gereği Suriye’ye askeri müdahale değil, Suriye halklarından oluşan ve İŞİD ile başarılı bir mücadele veren SDG (Suriye Demokratik Güçleri) ile olumlu ilişkiler geliştirmektir
Nihayet Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, “911 km’lik sınırın bir tek örgütün eline PYD’nin eline geçmesi Türkiye’nin kabul edebileceği bir şey değildir” açıklamasıyla, operasyonun Suriye halklarından oluşan SDG’nin Suriye’nin geleceğinde söz sahibi olmaması için yapıldığını açık etmiştir.
Saray/AKP iktidarının, Suriye savaşının ortaya çıktığı andan itibaren hem bölge halklarının hem de Türkiye halklarının ödediği ağır fatura yetmezmiş gibi saldırgan politikalarına devam etmesi kabul edilemez. Saray/AKP iktidarı küresel güçlerden aldığı icazetle ülkeyi bir ateş topunun ortasına sürüklemektedir. Suriye iç savaşını kendi silah tüccarları için bir fırsata dönüştüren ABD-Rusya ekseninin Saray/AKP iktidarı eliyle savaş ve gerilim sahasını daha da genişletmesini kabul etmeyeceğiz. Bölge halklarının içerisine sürüklenmeye çalıştığı mezhepçi-ırkçı savaş, başta çocuklar olmak üzere, kadınlar ve milyonlarca masum sivilin hayatına mal oldu. SYKP olarak, Saray/AKP iktidarının başta Kürt halkı olmak üzere bölge halklarına karşı sergilediği saldırgan politikalarını kınıyoruz. TSK operasyona derhal son vermelidir. Başta Türkiye olmak üzere tüm yerel ve bölgesel güçlerin Suriye halklarının kendi kaderlerini tayin etme hakkına saygı duymaları çağrısını yineliyoruz.
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Merkez Yürütme Kurulu''