“Yayın kurulundaki arkadaşlarımızı ve yazarlarımızı Suruç katliamında kaybettik” diyen sosyalist gençler, Özgür Gençlik dergisinin Ağustos sayısını birlikte hazırlama çağrısı yaptı.
Suruç Katliamı’nda arkadaşlarını kaybeden sosyalist gençler, 20 yıldır çıkardıkları Özgür Gençlik dergisinin Ağustos sayısını birlikte çıkarma çağrısı yaptı.
“Yüreğimizin sol yanını Kobané’nin karşı kıyısında Suruç’ta bıraktık” diyen Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF), Özgür Genç Kadın (ÖGK) ve Özgür Gençlik Dergisi, bir çağrı metni yayınladı.
Ağustos sayısının dosya konusunu “Bir kenti savunmak ve Suruç katliamı” olarak belirleyen SGDF, ÖGK ve Özgür Gençlik, öykü, düz yazı ve her türlü katkının 5 Ağustos’a kadar [email protected] adresine ulaştırılmasını istedi.
‘Yayın kurulundaki arkadaşlarımızı katliamda kaybettik’
20 yıldır çıkartılan Özgür Gençlik Dergisi’nin Ağustos sayısını birlikte çıkartma çağrısında bulunan sosyalist gençler, “Yayın kurulumuzun ve yazarlarımız içerisinden Cebrail, Büşra, Polen ve Ezgi yoldaşlarımızı Suruç Katliamı’nda yitirdik. Geriye kalanların birçoğu da yaralı durumda, çeşitli hastanelerde iyileşeceği günleri bekliyor” dedi.
Katliamın ardından tüm halklardan dayanışma mesajlarının geldiğine dikkat çeken sosyalist gençler, kitlesel uğurlama törenlerini de hatırlatarak, Suruç’un acısını yüreğinde hisseden herkese teşekkür etti.
Çağrı metninde şöyle denildi:
‘Bizleri tanırsınız’
“20 yıldır bu topraklarda gençliğin yükselttiği her seste, her eylemde, her direnişte en önde omuz omuza mücadele ettik. Üniversite işgallerinde, grevlerde, kadınların ve LGBTİ’lerin sarsıcı direnişlerinde, ölüm oruçlarında, savaş karşıtı mücadelede ve Rojava Devrimi’nin savunulması ve yükseltilmesi mücadelesinde yan yana yürüdük.”
Özgür Gençlik dergisi
Yayın hayatına 1995 yılında başlayan Özgür Gençlik Dergisi, “Anlatılan senin hikayendir” diyerek yoluna devam ediyor.
ozgurgenclik.org websitesinden de yayın yapan derginin yayın kadrosunu ağırlıklı olarak Suruç’ta bombalı saldırıya uğrayan SGDF üyeleri oluşturuyor. Dergi künyesinde kendisini şöyle tanıtıyor:
“Bir kıyamdır başladı gidiyor. Bir ses duyuyoruz sokakta, daha biz pencereyi aralamadan ekranda bir görüntü “Unut” diyor.
“Bir şey gördük geçen gün kör bir kayıkçı ile, “Kapayın gözlerinizi!”.
“Ama biz böyle yaşamak istemiyoruz” diyor birileri, “Gazetelerdeki mutlu insanlar neredesiniz?”
“Yanımızda olmadıkları kesin kardeşlerim. Ama ekranlardaki onlar, gördüğümüz, dinlediğimiz onlar. Bize nasıl yaşayacağımızı anlatan da onlar üstelik.
“Nazımca söyleriz söyleyeceğimizi:
“Antenler yalan söylüyorsa, yalan söylüyorsa rotatifler, kitaplar yalan söylüyorsa”…
“O halde kendi hikayemizi kendimiz yazarız biz de, dedik ve başladık anlatmaya.
“Anlatılan senin hikayendir…
“Senin de anlatacakların vardır muhakkak.”