17+ Alevi Kadınlar, HTŞ’nin Şam’ı ele geçirmesiyle birlikte Suriye’de Alevilerin, LGBTİ+ bireylerin, muhaliflerin ve farklı inanç ve etnisitelerden olanların yaşamlarının ve varlıklarının tehdit altında olduğunu vurgulayarak, cihatçı çetelerin vahşetine karşı herkesi ve ve uluslararası toplumu yaşamı desteklemeye çağırdı.
HTŞ ve ona destek verenlerin, Suriye’de kurmayı hedefledikleri rejimin kadınların hayatlarını kabusa dönüştüreceğine işaret eden 17+Alevi Kadınlar, kamuoyunu Suriye’de Alevilere karşı yaşatılan vahşete karşı tavır almaya, susmamaya ve katillere karşı tutum almaya çağırdı.
“Kadınlar, LGBTİ+ bireyler, muhalifler ve farklı inançlar tehlikede”
17+Alevi Kadınlar açıklaması şöyle:
“Suriye’de emperyalistlerin ve bölgedeki sömürgeci güçlerin desteğiyle selefi cihatçı çetelerin oluşturduğu Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) iktidarı alması; Suriye’deki kadınlar, farklı halklar ve inançlar ile seküler kesimler için yaşam hakkının tehlikeye düşmesi, zulüm, işkence ve talan anlamına geliyor.
Afganistan’a kadın kuaförleri açarak “demokrasi” götüren emperyalistler, orayı kadınların mevcut haklarını gasp eden Taliban’a bıraktı. Suriye’ye aynı “demokrasiyi” cihatçı HTŞ çetesinin şefine kravat takıp saç sakal tıraşı yaptırarak götürmeye çalışanlar, sadece kadınların haklarını ve yaşam tarzını yok etmekle kalmıyor, aynı zamanda eli kanlı çeteleri aklamış oluyor.
Bu çabaların, Suriye’de siyasal İslamcı bir rejim kurmak için yapıldığının farkındayız. Emperyalistlerle uyum içinde olan cihatçı çetelere Suriye’nin devlet gücü altın tepside sunuldu. Böylece, sınırsız ve meşru şiddetin sahibi olan cihatçı çetelerin önünde istediklerini yapmayı engelleyecek hiçbir şey kalmamış oldu. Bu durum, Suriye’de yaşayan kadınlar, LGBTİ+ bireyler, muhalifler ve farklı inanç ile etnisitelerden olanlar için büyük bir tehdit oluşturuyor.
“Kadınların hayatını kabusa dönüştürecekleri sır değil”
HTŞ’nin hedef kadrajına ilk giren Aleviler ve Hristiyanlar oldu. HTŞ’nin Şam’a yönelik 7 Aralık’ta başlattığı saldırının ilk anından itibaren yaşanan vahşetin, son günlerde medyaya yansımasıyla birlikte tehlikenin boyutunu tüm dünya görmüş oldu. HTŞ üyelerinin işlediği toplu cinayetler, işkenceler ve Alevilerin inanç kurumlarına yönelik saldırılar artarak sürerken, bu saldırıları protesto edenler de HTŞ güçlerinin silahlı saldırılarına ve işkencelerine maruz kalıyor.
Alevilerin tarihi katliamlarla dolu ve bizler bu tarihe bir katliam daha eklensin istemiyoruz. Bu kez Suriye’deki Alevi katliamına sessiz kalmayalım ve sürecin daha kötü sonuçlar yaratmasını engelleyelim!
Sınırlarımızın hemen ötesinde yaşanan bu vahşetin, sınırın bu tarafı için de tehlike potansiyeli taşıdığının farkındayız. Kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesini kabul etmeyen; erkekleri kadınlara üstün gören, kadınların yaşam hakkı dahil kimliğini, bedenini ve yaşam tarzını erkeklerin kontrolüne bırakan kadın düşmanı HTŞ ve ona destek verenlerin, Suriye’de kurmayı hedefledikleri rejimin kadınların hayatlarını kabusa dönüştüreceği sır değil.
Kamuoyuna duyarlılık çağrısı
Bizler, öncelikle Suriye’deki Alevi, Hristiyan ve seküler kadınların ve toplumların hayatlarına, inançlarına yönelik saldırılara son verilmesini talep ediyoruz. Uluslararası toplumu, HTŞ çetelerinin Suriye’de yeni katliamlar gerçekleştirmesini engellemek ve demokratik bir Suriye’nin kurulmasına destek vermek için harekete geçmeye çağırıyoruz.
Dünyanın her yerinde feministlerin, kadınların, eşitlik ve özgürlük için, insan hakları için mücadele edenlerin, devrimci ve demokratların bu sessizliği bozacak kadar güçlü olduklarını biliyoruz. Herkesi, Suriye’de Alevilere karşı yaşatılan vahşete karşı tavır almaya, susmamaya ve katillere karşı yaşamı desteklemeye çağırıyoruz.”