Diyarbakır’ın Sur ilçesi Alipaşa ve Lalebey mahallelerinde “Kentsel dönüşüm” adı altında 23 Mayıs’ta iş makineleriyle polis eşliğinde başlatılan yıkım devam ediyor. Ramazan’da yapılan elektrik ve su kesintisine rağmen mahalleliler evlerini terk etmedi.
Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesinin Alipaşa ve Lalebey mahallerinde “Kentsel dönüşüm” adı altında başlatılan yıkım 6 günü geride bıraktı. Mahallelerini, evlerini terk etmeyen yurttaşlar ise aylardır yoğun baskılara maruz kalıyor. En son başlayan yıkımla birlikte evlerini terk etmeleri için elektrik ve suları kesilen mahalle sakinleri, her şeye rağmen mahallelerini bırakmıyor. Bunun üzerine kentteki sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, milletvekilleri, kanaat önderleri ve ekolojistler bir araya geldi.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Diyarbakır İl Örgütü’nde bulunan Vedat Aydın Konferans Salonu’nda yapılan toplantıda, Sur’daki durum tartışıldı. Yıkıma karşı yürütülecek tartışmalar sonucu bir dizi eylem ve etkinlik için yol haritası çıkarıldı. Yine hem evleri yıkılanlarla hem de Sur halkıyla dayanışmak için bazı kampanyaların startı verildi. Acil olarak suyu ve elektriği kesilen mahalleliler için “Surlulara su” kampanyası başlatıldı.
Aylardır süren tüm baskılara rağmen evlerini terk etmeyen aileler, susuzluğa ve elektriksizliğe de direniyor. Ramazan’ı da elektriksiz ve susuz karşılayan Surlular, bunu bir cezalandırma olduğunu söylüyor. Nazife Tanrıkulu, gün boyu su taşımak zorunda olduklarını belirterek, “Ben Müslümanım deyip her gün çıkıp bağıranlar, bu Ramazan’da, bu sıcakta başımıza getirilenleri görsün” dedi.
“Kimse sesimizi duymuyor” diyen Mahmut İsimli bir diğer mahalle sakini ise “Susuzluktan ölsem dahi buradan bir adım dışarı atmayacağım” diye konuştu.
Surlular, duvarlara yaptıkları yazılamalarla da yıkıma tepki gösterdi. Surlular, Ramazan ayının başlaması ve günlerdir suların kesilmesine ilişkin birçok duvara, “Oruç geldi, su yok, nerede Müslümanlık” diye yazdı.
İlk iftar karanlıkta
Mahalleliler, elektrik ve sular olmadığı için sahur yapamadı. Sahur yapmadan oruca başlayan mahalle sakinleri, kısıtlı imkanlarla evlerinin bahçelerinde yaktıkları ateş üzerinde yaptıkları iftar yemeğini ise karanlıkta yedi.
Neden Sur, ne yapılmak isteniyor?
Sur’daki direnişi kıramayınca yıkıp yakmaya başlayan AKP iktidarı, bununla da yetinmeyip ‘acele kamulaştırma’ adı altında el koyma kararı aldı. Şimdi de bu karar gereği Alipaşa ve Lalebey mahallelerini yıkmak istiyor. Halk, evine, sokağına, mahallesine sahip çıkınca da elektriksiz ve susuz bırakıyor.
Dört bir çevresi devasa surlarla kaplı, 5 kapıdan girilen Sur ilçesi her dönem zorla köylerinden göç ettirilenlere, yoksullara, zorda kalanlara barınak ve korunak oldu. 1990’lı yıllarda devletin zorla koruculaştırma ve göç ettirme politikasına karşı çıkan onbinlerce kişi, Diyarbakır’ın Lice, Silvan, Kulp, Hani, Dicle, Hazro ilçeleri ile Bingöl ve Mardin illerinden Diyarbakır’a sığındı. Diyarbakır’ın nüfusu birkaç yılda iki katına çıktı. Köyleri boşaltılıp yakılanlar ancak kaçarak canlarını kurtarabildiler. Diyarbakır’a gelenlerin ilk sığındığı yerlerin başında ise Sur ilçesi geliyordu. İki yıl öncesine kadar Sur ilçesinde yer alan 16 mahallede kalan nüfusun çoğunluğu, çevre ilçe ve illerden göç etmek zorunda kalanlardan oluşuyordu.
Sur ilçesinin doğusunda yer alan Hasırlı, Fatihpaşa, Dabanoğlu, Cevatpaşa, Savaş ve Cemal Yılmaz mahallelerinin, devlet güçleri tarafından yıkılması ardından buradan göç edenlerin bir kısmı da yine güvenli buldukları ilçenin batısında yer alan İskenderpaşa, Lalebey, Alipaşa, Melikahmet, Ziya Gökalp ve Cami Kebir mahallelerine sığınmak zorunda kaldı.
2007’den itibaren hedefte
Sur ilçesinde özellikle surlara paralel olarak uzanan Alipaşa ve Lalebey mahalleri, ‘gecekondulaşma’ gerekçe gösterilerek TOKİ’nin insafına bırakıldı. 4 Eylül 2007’de Büyükşehir Belediyesi ile ‘Diyarbakır Tarihi Sur Koruma Bandı Kentsel Yenileme Projesine İlişkin Ön Protokol’ imzalandı, ardından da 31 Mart 2008’de Diyarbakır Valiliği ile ‘Alipaşa ve Lalebey Mahallesi Kentsel Yenileme Projesine İlişkin Protokol’ düzenlendi. Amaç, iki mahallenin de boşaltılarak TOKİ tarafından konut yapımına başlanılmasıydı. Projede, boşaltılan bu bölgelere TOKİ tarafından evler, kafeteryalar, parklar yapılması planlanıyordu. Ancak TOKİ’nin Büyükşehir Belediyesi ile yaptığı protokole uymaması ve evleri boşaltılmak istenen hak sahiplerine verdiği sözleri yerine getirmemesi üzerine protokol fiilen geçersiz kaldı. Proje, bir anlamda rafa kaldırılmış oldu.
Bakanlar Kurulu karar aldı
Bakanlar Kurulu’nun 26 Ocak 2013’te 28540 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan kararında ise Alipaşa, Lalebey ve Cevatpaşa mahallelerinde “gecekondu dönüşüm projesi” kapsamında kamulaştırmalar yapıldı. Bakanlar Kurulu kararının altında dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakanı Erdoğan’ın imzası vardı. Bakanlar Kurulu kararında, Alipaşa ve Lalebey mahallelerinde yıkılması planlanan konut sayısı bin 596 olarak gösteriliyordu.
El koymanın adı ‘acele kamulaştırma’
Bakanlar Kurulu’nun 25 Mart 2016 tarihli kararı ile Sur’un yüzde 90’ı ‘acele kamulaştırma’ adı altında bir nevi gasp kapsamına alındı. 8 bini konut ve işyerini ilgilendiren bu karar, yerle bir edilen mahallelerin yanı sıra Alipaşa ve Lalebey mahallelerine de uzandı.
Bakanlar Kurulu’nun ‘acele kamulaştırma’ kararı ve hiçbir zaman yürürlüğe girmeyen protokol gerekçe gösterilerek Alipaşa ve Lalebey mahallelerinde geçen hafta yıkım çalışmalarına başlanacağı tebliğ edilerek halkın evlerini boşaltması istendi. Ancak halkın direnişi karşısında zorla yıkım gerçekleştirilmedi. Bazı boş binalarla yıkıma başlandı.
Yıkım kararı alınan iki mahallede yaşayan halkın çoğunluğu göç mağduru aileler. Burayı terk etmemekle kararlı olan mahalle sakinleri, sonuna kadar direneceklerini söylüyor. Halk, iki mahallede yapılacak yıkımların, ayakta kalan Sur’un diğer mahallelerine de sıçrayacağının farkında.
DİHABER-ANF