Sinop Nükleer Karşıtı Platform (NKP), 4. Olağan Genel Kurulunu, Sinop Barosu Konferans Salonunda, 21 Ocak günü gerçekleştirildi. Kurula katılanlar, ‘‘Ne Sinop’ta ne Akkkuyu’da ne de Türkiye’nin başka bir yerinde nükleer santral istemiyoruz’’ dedi.
22 yıldır, kurulması planlanan Sinop Nükleer Enerji Santrali’ne karşı mücadelesini sürdüren Sinop NKP; siyasi parti, dernek, sendika gibi bileşenleri de bünyesinde barındırıyor.
Sinop NKP’ye genel kurul vesilesiyle birkaç soru yönettik.
Neden nükleer santrallere karşıyız?
Nükleer santraller, “nükleer kafaların” iddia ettiği gibi çevreci, temiz, risksiz, ucuz, sorunsuz, tehlikesiz değildir. ABD'de 1978, Almanya'da 1982, Kanada'da 1975 yılından bu yana yeni bir nükleer santral siparişi yok. Nükleer santrallerin yapımcı firmaları kendi ülkelerinde nükleer güç santrali (NGS) üretmezlerken neden bizim ülkemizde nükleer santral olsun?
Sanayi atıkları ile evsel atıksu (kanalizasyon) ve evsel katı atıklarının (çöp) çağdaş mühendislik normlarına göre yönetilemediği Türkiye’de, nükleer atıkların nasıl yönetileceği zaten ayrı bir sorundur.
Bu sorunun en bariz örneği, 8 Ocak 1999 günü İkitelli’de radyoaktif hastane atıklarının “yönetilememesi” nedeniyle meydana gelen ve son dönemde dünyada yaşanan büyük nükleer kazalardan biri olarak Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nca tescil edilen İkitelli radyoaktif kazasıdır.
Sonuç olarak; hem Akkuyu, hem de Sinop’ta meydana gelecek bir radyoaktif sızıntı ya da nükleer kazanın Türkiye`nin hemen hemen tamamını etkileyeceği görülmesine rağmen; birileri hâlâ nükleer felaketleri uçak kazalarıyla mukayese edebiliyor.
Öte yandan, nükleer enerji anlaşması pahalı bir seçenek olarak Türkiye`nin geleceğini ipotek altına almıştır. Türkiye; Akkuyu Nükleer Santrali’nden ortalama 12,35 sent gibi çok yüksek bir tarifeden, 15 yıl boyunca elektrik satın almayı garanti etmiş durumdadır. Türkiye ortalama fiyat üzerinden, Rusya’ya 15 yılda satın alacağı 415 milyar kilovat saatlik elektrik karşılığında 51 milyar dolar ödeyecektir. Bu hesaplamayı bugünkü dolar kurundan TL’ye dönüştürdüğümüzde maliyet katlanarak artmaktadır.
Sinop’ta nükleer karşıtı mücadele nasıl gelişti?
Sinop’ta nükleer karşıtı hareket 1994 yılında “Ölüler Elektrik Kullanmazlar” şiarıyla başlatılan kampanyayla ilk adımını attı. Tepki ve eylemlilikler bu güne kadar kesintisiz biçimde devam etti. Özellikle Akkuyu ve Sinop’ta gelişen tepki eylemlilikleri, karşı duruşumuzu da Türkiye geneline yaymış durumdadır. Son üç yıl içerisinde Sinop’ta gerçekleştirilen mitingler bunun göstergesidir.
Gelinen süreçte mücadele nasıl sürdürülmelidir?
Nükleer santral kurulması gibi kritik bir kararda, bilimsel gerçekleri dikkate almadan çok aceleci davranan, bu konuda yıllardır görüş üreten bilim insanları, sivil toplum örgütleri ve meslek odaları ile iletişime geçmeyen siyasi iktidar; Sinop ve Akkuyu halklarının görüşlerini de dikkate almadan; insanların geleceğini tehlikeye atıyor. Yaşanacak tüm olumsuzluklardan AKP iktidarı sorumlu olacaktır.
Bu anlamda, ülkemizi siyasi iktidarların bilim dışı kararlarına terk etmeyeceğimizi, önceki dönemlerde olduğu gibi, kirli enerji politikalarını uygulamaya koymayı hedefleyen iktidarların yarattığı bilgi kirliliğine karşı, kamuoyunu bilimsel bilginin ve emeğin ışığında bilgilendirmeye ve ne Sinop’ta, ne Akkuyu’da ne de Türkiye’nin bir başka yerinde nükleer santral yaptırmayacağımızı biz kez daha belirtiyoruz.