Tutuklandığı davanın ilk duruşmasına katılan DBP’li Siirt Belediyesi Eş Başkanı Tuncer Bakırhan, “Kayyum atamak için bir gerekçe arıyorlardı. Bulamayınca da bizi bunlarla suçluyorlar” diye konuştu. Bakırhan’ın tahliye talepleri reddedildi
Gözaltına alındıktan sonra 16 Kasım 2016'da tutuklanan ve görevden uzaklaştırılan Siirt Belediyesi Eş Başkanı Tuncer Bakırhan'ın ilk duruşması Siirt 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
"Örgüt propagandası yapmak", "Örgüte üye olmak", "Kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemek veya yönetmek" iddialarıyla yargılanan Bakırhan, duruşmaya tutuklu bulunduğu Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan SEGBİS ile katıldı.
Avukatların hazır bulunduğu duruşmayı, HDP Batman Milletvekili Saadet Becerikli, Siirt Baro Başkanı Nizam Dilek, Barış Anneleri Meclisi, HDP ve DBP yöneticileri, belediye çalışanları da izledi.
"En ufak bir delil bulunamamıştır"
Bakırhan, tutuklamanın politik olduğunu belirterek şunları söyledi:
Öncelikle bir algı operasyonu gerçekleştirildi. Belediyemizin PKK'ye finansman sağladığı yönünde. Fakat 2 yıldır bakanlığın gönderdiği müfettişler gelip belediyede inceleme yaptılar. DBP'li bütün belediyelerde yaptılar bu incelemeyi. Ve başta Siirt Belediyesi olmak üzere hiçbir belediyede en ufak bir delil bulunmamıştır. Eğer bir şey bulsalardı biz bugün bunlarla suçlanmazdık. Bir şey bulamadıkları için bunlarla suçlanıyoruz. Çünkü kayyum atamak için bir gerekçe arıyorlardı. Bulamayınca da bizi bunlarla suçluyorlar. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bizim belediyelerimizle ilgili 'Günlerini görecekler' demişti.
"Cenazelere gitmek benim ahlaki sorumluluğumdu"
Yöneltilen suçlamalara ilişkin savunma yapan Bakırhan, "Cenazelerle ilgili araçların tahsis edilmesinde benim özel bir talimatım yoktur. Belediye Cenaze Müdürlüğü'ne başvuran kim olursa olsun ilgili müdürlük kim olursa olsun cenaze aracı vermiştir. Cenaze arabası tahsisinde benim haberim olmaz, ilgili müdürlüğün görevindedir. Ben belediye başkanı sıfatıyla Siirt ilinde binlerce cenazeye katıldım. Cenazesine katıldığım şahısların Kürt, Arap, Türk veya başka milletten olup olmamasına, siyasi görüşünün ne olduğuna bakmaksızın cenaze araçları kullanıldı. Ben de bu cenazelere ayrım gözetmeksizin katılmaya çalıştım. Katıldığım cenazelerde sloganlar atılmış olabilir. Ama bu beni ilgilendirmez, benim sorumluluğum altında değildir. Ben atmadım.
Cenaze araçlarına asılan bayrak veya fotoğraflarla benim veya belediyenin bir ilgisi yoktur. Bunlar ölenlerin yakınları tarafından asılmıştır. Çünkü ölenlerin yakınları belediyede çalışıyordu. Belediye başkanı olarak ailelerin acılarını paylaşmak için katıldım. İnsani, ahlaki ve vicdani sorumluluğumu yerine getirdim. Bu cenazelere araç tahsis edilmesi belediyenin yasal asli görevlerindendir. Aksi olsaydı zaten mevzuatta suç sayılıyor.
Katıldığım bu cenazeler ve etkinliklerde şiddeti teşvik eden herhangi bir eylemde bulunmadım. HDP ve DBP'li yöneticileri belediyeye götürmem suç teşkil etmez çünkü bunlar yasal parti yöneticileridir. Söz konusu Kasaplar Deresi anma etkinliği köklü bir tarihi geçmişe sahip olup bu kapsamda etkinlikler yapılıyordu ve Valiliğin izniyle düzenlenen bir etkinlik. Bu etkinlikte yaptığım konuşma barış ve demokrasi içeriklidir.
Cenaze dışındaki diğer etkinliklerde sarf ettiğim sözler düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında, barışa, çözüme, Kürt sorununun demokratik yollarla çözümüne ilişkin açıklamalardır." dedi. Bakırhan, iddiaları kabul etmeyerek tahliyesini talep etti.
Meral Danış: Torba dosya kabul edilemez
Bakırhan'ın savunmasının ardından söz alan avukatı Mesut Beştaş ise 20 olayın tek dosyada toplanmasını "torba dosya" olarak değerlendirerek kabul edilemez olduğunu belirtti. Beştaş, "Belediyeye yönelik gerçekleştirilen bir operasyondur. Kayyum atama operasyonudur. Öncesinde bir algı oluşturuldu ve sonra bir kayyum atamak için bir operasyon başlatıldı. Tüm bunlar suçsa neden işlendiği zaman soruşturma açılmadı? Bekletilerek lazım olduğunda ortaya çıkarıldı. Kayyum atanması için bir gerekçe gerekiyordu ve sakladıkları samanı şimdi çıkardılar" diyerek tahliye talebinde bulundu.
Ardından söz alan avukat Şakir Demir ise AK Parti Milletvekili Galip Ensarioğlu'nun da Kobane'de yaşamını yitiren bir yakınının cenazesine katıldığını hatırlatarak, diğer avukatlarla birlikte iddianamede somut gösterilecek bir suçun olmadığını belirterek tahliye talebinde bulundu.
Duruşma 11 Nisan 2017'ye ertelendi
Mahkeme, adli kontrol şartının yetersiz kalacağı gerekçesiyle Bakırhan'ın tutukluluğunun devamına karar vererek bir sonraki duruşmayı 11 Nisan'a erteledi.
(DİHABER)