HDP, DTK ve DBP tarafından yapılan ortak basın açıklamasında Gültan Kışanak, Fırat Anlı ve Ayla Akat’ın tutuklanmasına tepki gösterildi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Leyla Güven, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkan Vekili Çağlar Demirel, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Kamuran Yüksek ve Sebahat Tuncel, DBP genel merkezinde yaptıkları ortak basın açıklamasında Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanları Gültan Kışanak, Fırat Anlı ve KJA Dönem Sözcüsü Ayla Akat’ın tutuklanmasına tepki gösterdi. Açıklamada, üç isim şahsında Kürtlerin cezalandırılmak istendiğine vurgu yapılarak, “Eğer Kürtler özgür değilse, Türkler de özgür değildir” denildi.
Kamuran Yüksek, Kürtçe yaptığı konuşmada AKP iktidarının Kürt halkına darbe uyguladığını söyledi. Kışanak, Anlı ve Akat’ın hukuksuzca tutuklandıklarını anlatan Yüksek, 7 Haziran’dan beridir AKP’nin sivil darbe uyguladığını söyledi. Bununla da tek başına iktidar ve diktatoryal rejimin kurulmak istendiğine dikkat çeken Yüksek, “Buna karşı kim muhalefet ediyor ona karşı saldırı düzenleniyor” dedi.
1700 DBP yöneticisi tutuklu
Şimdiye kadar 1700 DBP yöneticisinin ve 27 belediye eş başkanının tutuklandığını hatırlatan Yüksek, Türkiye’de Kürtlere karşı uygulanan şovenist politikaya kimsenin ses çıkarmadığı eleştirisini getirdi. Yüksek şunları ifade etti; “Ses çıkaran da sindirilmek, bastırılmak isteniyor. Bugün de Cumhuriyet gazetesinin yazarları gözaltına alındı. Özgür basını kapattı. Sosyal medyayı kapattı. Kimsenin gerçeğe ulaşmasını istemiyorlar. Birkaç gazete kalmıştı. Onlardan biri de Cumhuriyet’ti şimdi ona da saldırıyor. Bu darbeyi kabul etmeyeceğiz. Bu günleri hep beraber direnerek kazanacağız. Bugün de herkesin yarınları da düşünerek bugün bir şeyler yapmalıdır. Yarın geç olmadan, bugün direnmek önemlidir. Kürt sorununun çözümü, halkların kazanımı için belediye eş başkanlarımız, yöneticilerimiz halkımız direniyor.” Tutuklanan, Kışanak, Akat ve Anlı’nın yaptıkları açıklamalardan dolayı tutuklandığına dikkat çeken Yüksek, “Türkiye’nin de bunu bilmesi gerekir. Halkımızın da bunun farkında olması gerekir. Bu darbeye karşı direnişimizi yükselteceğiz Arkadaşlarımızın tutuklanmasını kabul etmeyeceğiz” dedi.
‘Zorla darbe anayasası hazırlamak istiyorlar’
Sebahat Tuncel, ise AKP Hükümetinin darbe hükümeti olduğunu ifade ederek, “15 Temmuz gecesi darbe girişimini bahane ederek, var olan durumu Türkiye toplumuna karşı bir darbe olarak kullanıyor. Tüm toplumu esir almak istiyor. Darbeye karşı direnmek, karşı durmak meşrudur” dedi. Tuncel de Kışanak, Anlı ve Akat’ın AKP tarafından rehin alındıklarına uyduruk gerekçelerle tutuklandıklarına vurgu yaptı. Kışanak, Anlı ve Akat şahsında Kürt halkının cezalandırılmak istendiğini söyleyen Tuncel, “Gerekçe onlar değil. Mesele Kürt halkıdır. Halkımızı cezalandırmak istiyorlar. Devlet AKP şahsında Kürtlerle bağını koparmıştır. AKP devlet kurumlarında etnik temizlik yaparken, Kürt halkının dişiyle tırnağıyla kazandıklarına zorla el koymak istiyor” diye konuştu.
Kürt halkının bedeller vermesine karşın mücadelesinden vazgeçmediğini hatırlatan Tuncel, son dönemlerde, basına, akademiye, kamu emekçilerine yönelen baskılara dikkat çekerek, “Devletin Kürtlere karşı uyguladığı bu politikalar Türkiye’nin geleceği hapis edilmek istenmesi anlamı taşıyor” dedi. Türkiye kamuoyunun, Bölge’de yaşananlara dönmesi gerektiğini belirten Tuncel, “12 Eylül’de Kenan Evren darbe anayasası yaptı. AKP ve Erdoğan’da içinde başkanlığın da olduğu darbe bir anayasa yapmak istiyor. Türkiye zorla yeni bir darbe anayasasına hazırlanıyor. Topluma kendi sistemini dayatıyor” diye konuştu.
‘Sokaklarda olacağız’
“Kaç gündür halk iradesine sahip çıkmasın diye internetler kesiliyor” diyen Tuncel, “AKP’nin rehin alma politikalarına karşı biz sokaktayız” dedi. AKP’nin Kürt halkına ve siyasetçilerine diz çöktürmek istediğini belirten Tuncel, geçmiş mücadele deneyimlerinden örnekler vererek, diz çökmeyeceklerini söyleyerek, “Halkımızı bulunduğu her alanda direnmeye, darbeye hayır demeye çağırıyoruz” dedi. Tuncel, “Türkiye halklarına da çağrımız ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz.’ Bu sadece bir slogan değil, bir gerçekliktir. Eğer bugün Kürtler özgür değilse Türkler de özgür değildir” diye konuştu.
Kaynak: Evrensel