Kürt illerinde çıkan yerel yayınlarda, LGBTİ bireylere yönelik hakaret, aşağılama, düşmanlık, hedef gösterme, ötekileştirme biçimindeki söylemlerde dikkate değer bir artış gözlenmekte.
Kürt illerinde çıkan yerel yayınlarda, LGBTİ bireylere yönelik hakaret, aşağılama, düşmanlık, hedef gösterme, ötekileştirme biçimindeki söylemlerde dikkate değer bir artış gözlenmekte. Haber ve köşe yazılarında söz konusu kişiler “sapık”, “sapkın”, “ahlaksız” gibi sıfatlarla tanımlanmakta, açık hedef gösterilmekte, yaşam hakları tehdit edilmektedir.
Eğitim-Sen’in Batman Şubesi, Batman Belediyesi ve Kaos GL ortaklığıyla düzenlenen “Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Yaşayan Öğrenciler” başlıklı panel ile Mardin Artuklu Üniversitesi’nde “Hastalıktan Hak Talebine -Eşcinselliğin Adlandırılışının Anlamlandırılışının Seyri” konulu paneller LGBTİ bireylere yönelik nefret söyleminin yeniden üretilmesinin aracı olurken, gelişen tepkiler sonucunda Mardin Artuklu Üniversitesi’ndeki panel iptal edildi.
“Müslüman Kürt halkını felakete sürüklüyorlar”
Eğitim-Sen’in Batman Şubesi, Kaos GL ortaklığıyla düzenlenen “Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Yaşayan Öğrenciler” başlıklı paneline, Mustazaflar Cemiyeti ve Hak ve Özgürlükler Platformu ortak olarak yaptıkları yazılı basın açıklamasıyla tepki gösterdi. “Müslüman Kürt halkının felakete sürüklendiği” iddiasının yer aldığı açıklamada, “Bu vesileyle, masumane bir kılıfla yapılmaya çalışıldığı halde bu paneli düzenleyenlerin çirkef düşüncelerini köşelerine ve gazetelerine taşıyarak yerden yere vuran basınımızı duyarlılıklarından ötürü tebrik ediyoruz. Ancak bu sinsi ve hain panelin yeterince konuşulmadığı ve gözler önüne serilmediği, hatta sümen altına itildiği izlenimi üzerine bizler de hassasiyetlerimize binaen görüşlerimizi değerli halkımızla paylaşmak istedik” denilerek LGBTİ bireyler tehdit unsuru olarak gösterildi.
Kürtlere hakarettir… Tehlikelidir…
Aynı şekilde, Batman gazetesi yazarlarından Halit Biliz, 14 Ocak 2014 tarihli “Kürt Davası ve “EŞCİNSELLİK” başlıklı köşe yazısında paneli, “bilgilendirme amacından ziyade sinsi bir planın habercisi gibiydi” diye tanımlıyor, eşcinselliği bir hastalık olarak görüyor. “Evet olabilir..! Eşcinsellik bir hormonal bir hastalık ya da psikolojik durumlardan kaynaklı rahatsızlıklar da olabilir. Ama bunların tıbbi, psikoloji ya da farklı yöntem ve metotlarla çözümü mümkün olabilir. Ama Eşcinselliği zevk veya bir tercih meselesi olarak göstermek, bir toplumu yok etmek anlamına gelir” diyerek LGBTİ bireyleri “hastalıklı bireyler” olarak tanımlıyor. Halit Biliz, eşcinselliği Kürt davası açısından da “tehlikeli” ve “şeytani plan” olarak görüyor. “Dediğimiz gibi hak ve meşru olan Kürt Davasına; Kürtlerin dinine, örf ve geleneklerine, yaşam biçimlerine aykırı ve düşmanca olan bu tür seküler anlayış biçimini yerleştirmek Kürtlere hakarettir. Eşcinselliği ve değer bilmez anlayışları bölge halkına dayatmak, anlatmak ve bu tehlikeli akımı Kürt meselesi ile yoğurmak oldukça tehlikelidir… Kürtlerin siyasi hareketine dahil olmak art niyettir ve şeytani bir plandır” diyerek LGBTİ bireyleri tehdit unsuru olarak hedef gösteriyor.
“Sapıklığı savundular”
Diyarbakır’da çıkan Doğru Haber adlı gazetenin 17 Ocak tarihli sayısında, M. Fatih Akgül imzalı “BDP’li Belediye ve Eğitim Sen resmen sapıklığı savundu/ BDP ve Eğitim Sen sapıklığı savundu” başlıklı haberde söz konusu panel, “BDP’li Batman Belediyesi yine bölge halkının inanç ve geleneklerine hakaret edercesine sapkın bir panele ev sahipliği yaptı… konuşmacılar sapıklığı savundular” şeklinde veriliyor. Çeşitli kurum ve kişilerin görüşlerine de yer verilen haberde, “İnsanlarımızın mukaddesatlarıyla savaşmayı kendilerine meslek edinen, dini değerlerine alenen saldıran, toplumun örf ve dini hassasiyetlerini hiçe sayan tüm kişi ve kurumları ve onlara destek veren herkesi şiddetle ve nefretle kınıyoruz…“,“Kürdistan halkını ahlaksızlaştırmak ve namussuzlaştırmak isteyen müfsitlere karşı, Kürt halkının izzetini koruyacağından hiçbir şekilde şüphe etmiyoruz” gibi görüşlerin yanı sıra “Bu sapık programı düzenleyenlerin çirkin yüzlerini ifşa etmeye ve karşılarında durarak tepkilerini en üst düzeyde göstermeye davet etti”, “Kürt halkının, ar, namus ve haya duygularını yok etmek için gayret ve çalışma içerisinde bulunan kişilerin olduğuna dikkat çekti” şeklinde ifadelerle LGBTİ bireylerin yaşam hakları tehdit ediliyor, açık hedef gösteriliyor.
Aynı gazetenin aynı tarihli sayısında, imzasız olarak “YAZIKLAR OLSUN!” başlığıyla yer alan yazıda “Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Yaşayan Öğrenciler” başlıklı panelin halk arasında tepki ile karşılandığı iddia ediliyor. “Yörenin inanç ve kültür değerlerine tümüyle yabancı bir sapkınlığın belediye desteğiyle yapılması halk arasında tepkiyle karşılandı” denilirken, paneli belediye işbirliği ile düzenleyen Eğitim-Sen için ise, “Eğitim işiyle uğraşanların sapkınlığa öncü olması, sapkınlığı normalleştirmeye çalışması toplumun köklerine dinamit koymak gibi bir şey… Toplumun inanç ve kültür değerlerine bu kadar mı zarar verilir? Dertleri nedir bunların? Sapkın toplumun ideolojilerine daha yakın duracağını mı düşünüyorlar?” ifadeleriyle LGBTİ bireyler tehdit unsuru olarak gösteriliyor, hakarete ve aşağılamaya maruz kalıyor.
“Lut kavmine özenen yeni bir tür türedi”
Doğru Haber gazetesinin 24 Ocak 2014 tarihli sayısında ve 27 Ocak Van Olay gazetesinde Mustafa Canan imzalı “Çıplaklık ne kadar medeniyetse” başlıklı yazıda örtünmeyen kadınlar eleştiriliyor ardından da LGBTİ bireyleri hedef alan ifadeler yer alıyor. “Lut kavmine özenen yeni bir tür türedi, LGBT’li diyorlar kendilerine. Lezbiyen, homo bir sürü yaratık. Toplumdaki en ahlaksız lakaplarla lakaplanmaya yemin etmişler adeta” denilerek söz konusu bireylere hakaret ediliyor, aşağılanıyor.
Aynı gazetenin 21 Mart 2014 tarihli sayısında, M. İkbal Atak, “Ey Kürt! Oy senin… karar senin… vebal de senin…” başlıklı yazısında Kürtlere sesleniyor. Atak köşesinde, “Ey Kürt” alt başlıklarıyla yerel seçimlerle ilgili bir yazıdan söz ediyor, ardından “Bütün bunların yanı sıra, “Lez, gay bilmem ne idüğü belirsiz tiplemeleri sana model olarak sunarken, eşinin, kızının eline “Hepimiz ibneyiz” pankartını tutuştururken için rahat mı?” ifadeleriyle LGBTİ bireylere hakaret ediliyor, tehdit unsuru olarak gösteriliyor.
Diyarbakır Özgür Haber gazetesi 24 Ocak 2014 tarihinde Eyüphan Kaya imzalı “LGBT sorunu bir hak değil, edepsizliktir” başlıklı yazıda Kaya, evlilik dışı ilişki, “serbest sevişme”, flört, “hele hele LGBT mensuplarını” normal kabul etmediğini ifade ediyor ve toplumun bir ahlakı, “sabrının sınırı” olduğunu belirtiyor. “İcap ederse yüzlerine tükürmeli, herhalde bundan daha hafif bir cezalandırma tarzı düşünülemez” diyor, eşcinselliği ve tüm LGBTİ bireyleri cezalandırılması gereken bir yerde konumlandırıyor. Bununla da yetinmeyen yazar, “Yarın öbür gün bir saldırıya maruz kalırlarsa biz insan hakları aktivistlerinden şikayet etmesinler” cümlesiyle de LGBTİ’lere yönelik her türlü şiddet eylemini meşrulaştırıyor ve onaylıyor.
“Affedersiniz geyleştirmek, lezbiyenleştirmek…”
Gaziantep Günebakış gazetesinin 16 Nisan 2014 tarihli sayısında Müfit Yaray köşesinde, ‘Nymphomaniac’ filminin yasaklanması üzerine soru önergesi veren Sırrı Süreyya Önder’i ve onun üzerinden LGBTİ bireyleri aşağılıyor, ötekileştiriyor. Yaray, “BDP/HDP’NİN CİNSEL SAPIKLAR SEVDASI BU NE İŞ SÜREYYA 2” başlıklı yazısında “Her fırsatta cinsel sapıklara sahip çıkmasıyla ve onları Kürdistan coğrafyasında meşrulaştırma çalışmalarıyla kendinden söz ettiren HDP/BDP’liler… Allah aşkına, Kürt halkı bu oyları sapıkların Kürt gençlerini affedersiniz geyleştirmek, lezbiyenleştirmek ve sırtlarından para kazanmak için çevirdikleri çirkin film yapımcılarının haklarını savunasınız diye mi verdi size?” diyerek LGBTİ bireyleri aşağılıyor.
Aynı gazetenin 18 Nisan 2014 tarihli sayısında ise aynı yazar bu sefer Mardin Artuklu Üniversitesi’nde “Hastalıktan Hak Talebine -Eşcinselliğin Adlandırılışının Anlamlandırılışının Seyri” konulu panelin iptali üzerine yazıyor. Müfit Yaray “İptal Yetmez, Bu Ahlaksızlar Mardin’den Gitmeli!” başlıklı yazısında paneli düzenleyen öğretim üyesini “sapık eşcinsel dergilerde yayınlanan yazılarıyla tanınan” biri olarak tanımlıyor. “sapık görüşlerini öğrencilere aktarmak konusundaki çabaları”, “unvanını eşcinselliği meşrulaştırma ile ilgili faaliyetlerinde kullanıyor”, “eşcinsel olup olmadığını (…) öğrencilerine ve kamuoyuna açıklaması gerekir” gibi ifadelerle, çeşitli ilişkilere yönelik imalarıyla söz konusu öğretim üyesini hedef göstermiş oluyor. Öğretim üyesinin düzenlemek istediği paneli “insanları tahrik edercesine” bir eylem olarak nitelerken hemen ardından kurduğu “Hatırlanacağı gibi daha önce de Aziz Nesin ve beraberindekiler Sivas’ta halkı dini duyguları açısından tahrik etmiş ve bunun sonu çok korkunç olmuştu” şeklindeki cümlesiyle gerek ilgili kişiye gerek tüm LGBTİ bireylere ve LGBTİ hakları destekçilerine yönelik şiddet eylemlerini teşvik etmiş ve kışkırtmış oluyor.
Diyarbakır’da transların evlerine saldırı
Seks işçisi trans kadınlara dönük ahlakçı ve transfobik saldırılara bir yenisi daha eklendi. 8 Agustos’u 9 Ağustos’a bağlayan gece Diyarbakır’da trans kadınlar linç edilmek istendi. 20-30 kişilik bir grup zorla trans kadınların evlerine girmek istedi. Translar linç edilmekten kıl payı kurtuldu.
http://www.kaosgl.com/sayfa.php?id=17277
Nefret saldırıları Diyarbakır ve İstanbul’da transları hedef aldı
“Diyarbakır Yenişehir’de kar maskeli kişiler 2 transın evine pompalı tüfekle saldırı düzenledi. 30 Ağustos akşamında gerçekleşen saldırıda translardan biri pompalı tüfekten çıkan saçmaların yüzüne isabet etmesi sonucu yaralandı.”
http://www.kaosgl.com/sayfa.php?id=17474
Müfit Yaray Gaziantep Günebakış gazetesinin 25 Nisan 2014 tarihli “Sapıklıklar hücumda, Öğretim görevlileri savunmada” başlıklı köşe yazısında LGBTİ bireyleri “iğrenç bir hastalık ve sapıklık”, LGBTİ bireylerin örgütlendiği KAOSGL derneğini de “her yerde eşcinsellikle ilgili konularda fitne ve kaos çıkarmaya kendini adamış bir dernek” şeklinde tanımlıyor. Yaray, bütün yazısı boyunca LGBTİ bireyleri tehdit unsuru olarak gösteriyor, ötekileştiriyor.
***Yazı içinde geçen haberler www.nefretsoylemi.org sitesinden derlenmiştir.