Suriye’de 27 Kasım’da başlayan saldırılar karşında Baas Rejimi’nin 54 yıllık iktidarı sona erdi. Rejimin geride bıraktığı yer altı zindanlarındaki insanlık suçları teşhir edilirken, bir yandan da Türkiye ve ona bağlı silahlı paramiliter grupların Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırıları devam ediyor.
Türkiye’nin yıllardır hedefinde olan ve zaman zaman hava saldırıları düzenlediği Kuzey ve Doğu Suriye’ye de yaşanan son saldırılarda birçok sivil yaşamını yitirdi. Kuzey ve Doğu Suriye halklarına dönük bu saldırılara son verilmesi çağrıları ise devam ediyor. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ise yaşanan savaşa karşı diyalog çağrısı yaparken, Kuzey ve Doğu Suriye halkları için de dayanışma kampanyası başlattı.
Tarih tekerrür ediyor
Dün yapılan basın toplantısıyla duyurulan dayanışma kampanyasına dair gazetemize konuşan DBP Amed İl Eşbaşkanı Mehmet Şirin Gürbüz, “Tarih bir kez daha tekerrür ediyor ve bir diktatörlüğün sonuna geliniyor. Suriye’de Baas rejimi yıllardır halkların iradesini kendi şirketi görüp yönetme gayesindeydi ve bazı güçler tarafından son buldu” diyerek yaşanan tabloyu değerlendirdi.
Toprakları pay etme savaşı
Baas rejiminin yıkılmasıyla ortaya çıkan durumu da değerlendiren Mehmet Şirin Gürbüz, “Rejim yıkılırken bazı devletler de bir toprak bütünlüğünden kendisine bir nemalanma çabasına girdiler. Suriye topraklarının kendilerine pay etme için faşizan girişimlerini de artmıştır” dedi.
IŞİD gibi yenilecekler
Bu süreci 2014-2015 sürecine benzeten Mehmet Şirin Gürbüz şunları dedi: “Nasıl ki 2014-15 yılları arasında barbar IŞİD saldırıları Kürt halkı üzerinden özellikle Kobane süreci ile saldırılarını taçlandırmak istedilerse ancak özgürlük mücadelesi tarafından yenilgiye uğratılıp onlar açısından sonun başlangıcı olduğu bir sürece evrildiyse şimdi de ÖSO, AKP-MHP destekli orduları ile tekrar Minbic’te, Tel Abyad’da, Halep’te Kürt halkına saldırılar söz konusu.
Senaryo başa sarıldı
Hastane basıp yaralıların Kürt olup olmadıklarını teyit edip, infaz etme görüntüleri tüm dünya ya ibretlik bir şekilde gösterildi ve senaryo tekrar başa sarıldı.”
Çağrımız tüm Kürdistan’a
Bu saldırılara karşısında başlattıkları dayanışma kampanyasına değinen Gürbüz, “Çağrımız tüm Kürdistan halkınadır. Bu saldırılar Amed halkınadır, Kürdistan halkınadır. Savaşlar da elbette kayıplar olur ama sivil halka verilen zarar geri dönülemez ve önü alınamaz tahribatlar yaratır. Ancak şu da bilinmeli bu barbarlık bu topraklarda mücadeleye inananlar tarafından yeniden yenilgiye uğratılacaktır” dedi.
Amed dayanışmayı gösterecektir
Kürt halkının özgür bir yaşam isterken sadece kendine değil bütün halklara ortak bir yaşam temelinde istediğini belirten Mehmet Şirin Gürbüz şunları dile getirdi: “Herkesin söyleminde ortak yaşam vardır, tek bir yaşam sözü kurmaz Kürtler. Savaş mağduru olan herkese Kürdistan kapılarını açmıştır bugün ve biz de bu amaçla dayanışma başlattık. Onlara destek olmak için. Kürdistan halkı bulunduğu her yerde ortak yaşam için mücadele diyorsa Amed halkı da üstüne düşeni yapmalı ve kendine yapılmış saldırıyı dayanışma ile bertaraf etmeli.”
Seferberlik başlatmak istedik
Çağrının şimdilik Amed ile sınırlı tutulduğunu, ihtiyaç halinde tüm Kürdistan ve Türkiye’de yapılabileceğini belirten Gürbüz, “Biz öncelikle bu seferberliği Amed’den başlatmak istedik. Amaç bir battaniyeden çok öte amaç kendine yapılan bir saldırıya karşı bir dayanışma büyütmek ve orda mücadele eden halkların inancını en üst seviye çıkarmak, onlarla ortaklaşmak” ifadelerini kullandı.
Amed’de bütün kurumlara gidilebilir
“Rojava’ya yapılan saldırı Amed’e yapılmıştır. Amed halkı da bu çağrıya bu düzeyde cevap verecektir” diyen Mehmet Şirin Gürbüz dayanışma için ise Amed’in 17 ilçesinde DBP, DEM Parti ve diğer kurum yerlerine başvurulabileceğini belirtti. Mehmet Şirin Gürbüz, sonrasında ise toplanan malzemenin Kuzey ve Doğu Suriye halklarına ulaştırılması için çalışacaklarını belirtti.
Kaynak: Yeni Yaşam Gazetesi