Renault işçileri içinde bulundukları kaostan kurtulmanın ve birliklerini bir sendikal örgüte çevirmenin yollarını arıyor. Çelik-İş’i bir tercih olarak görmeyen işçiler patronun ve Türk Metal’in baskısının arttığını belirterek, “Geriye Birleşik Metal-İş kalıyor. Eksiklerine karşın daha demokratik bir işleyişinin olması nedeniyle tek şansımız bu” diyor. Sözcülerin, kendilerinin de onayıyla, Birleşik Metal-İş ile toplantı yaptığını aktaran işçiler, vakit geçirmeden en aşağıdan yukarıya kadar sendikal ilkelerin tartışılması ve örgütlenme için çalışma başlatılması gerektiğini dile getirdiler. “Şimdiye kadar ne hak kazandıysak, işten atmaları engelleyebildiysek biz işçilerin birliği ve örgütlülüğü sayesinde oldu” diyen Renault işçileri, metal işçilerine şu uyarıda bulundu: “Bir sendikanın gelip işçilerin tüm hakkını koruyacağı ve alacağı fikri bizi uçuruma götürür. Biz örgütlü olmazsak, haklarımız için mücadele etmezsek ne hak alabiliriz ne gelecek saldırıları püskürtebiliriz.”
Birleşik Metal – İş’le görüşme yapıldı
Geçtiğimiz pazar günü 8 sözcüden 6’sının, Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu ve Genel Sekreteri Selçuk Göktaş’la görüştüğü bilgisini veren bir Renault işçisi, şunları aktardı: “Katılan arkadaşlarımızın anlattığına göre toplantı olumlu geçmiş. Türk Metal’in propagandası olan ‘terörist sendika’ suçlamasına yanıt verilmiş, böyle bir şey olmadığı anlatılmış. Sendika başkanının bordrosu gösterilmiş, 4 bin 600 lira ücret alıyormuş. İşçiler özellikle buna çok şaşırdı. Ama sözcülerle konuşulması yetmez. Başta ÜET sözcüleri olmak üzere öne çıkan sözü geçen işçilerin de bu sürece katılması gerekir.”
Toplantıda Bosch sürecine ilişkin de konuşulduğunu aktaran işçi, şöyle devam etti: “Bosch ve Ford’da işçilerin bölünmesi nedeniyle bunların yaşandığını söylemiş sendikacılar. Bu nedenle de Renault’da bir örgütlenme olacaksa bunun işçilerin birliği ve kendi örgütlülükleriyle olacağı söylenmiş. Bence bu çok doğru. Biz dağılırsak patron da Türk Metal de bizimle oyuncak gibi oynar. Bunun için her şey işçiler içinde tartışarak ortak bir kararla yapılmalı, tepeden karar alınmamalı.”
Revizyon dönemine dikkat
Birleşik Metal-İş’i destekleyenlerin sayısının gün geçtikçe arttığını belirten işçi, “Kimileri de dile getiremiyor ama içinden destek veriyor. Çünkü bu iş dayanışmayla gitmez. Sendika lazım. Yeni sendika da kurulmadı. Eee kim var? Temsilcilerin seçilebildiği, kararların kurullarla alınabildiği hangi sendika var? Ama bu hakkı kullanabilmek için de bizim örgütlü olmamız lazım. Ancak o zaman şubemizi kendi ilkelerimizle yönetebiliriz. Bak 8 sözcümüz var. En zor zamanda öne çıktılar, herkes arkasında durdu. Ama işçiden koptukça, işçiye danışmadan hareket etmeye başladıkça güven kaybettiler. Artık buna izin vermememiz gerekir” diye konuştu.
Ağustos ayında iki hafta sürecek revizyon döneminde fabrikada üretimin duracağını hatırlatan işçiler, özellikle bu dönem yaşanabilecek işten atmalara karşı hazırlıklı olmak gerektiğinin farkında. En çok da bu nedenle iç örgütlülüklerinin yeniden güçlendirilmesi gerektiğini dile getiriyorlar.
Renault’nun farkı birliği
“Bir sendika gelsin bizim hakkımızı alsın” anlayışını eleştiren bir işçi, şunları söyledi: “Renault’nun diğer fabrikalardan farkı işçilerin birliği. Patron iki kez işten atma girişiminde bulundu. Biz hep birlikte karşı durduğumuz için atılan işçileri geri almak zorunda kaldı. Birlik olmadığında neler olduğunu TOFAŞ’ta, Ford’da, Mako’da ve diğer fabrikalarda gördük. Önce sözcüleri ve öncü işçileri işten attılar. İşçiye korku salınca da patron tüm kontrolü eline geçirdi. Eğer birliğimizi koruyamazsak bizim de başımıza bu, belki de daha kötüsü gelecek.”
Sözcüler tehdit mi edildi ?
Renault’dan deneyimli bir işçiyle görüşüyoruz. Açıktan olmasa da fabrikada Türk Metal propagandasının yapıldığını söylüyor. Bölümlerde sözü geçen kimi işçilere “ÜET şefi olabilirsiniz, 3-5 yıllık işçilerin peşinden gidip eylem mi yapacaksınız” gibi sözler verildiğini aktaran işçi, patronun kendi mekanizmasını yeniden inşa etmeye çalıştığını kaydetti. Türk Metal’in de alttan alta “Biz olmazsak işçi kıyımı olur. Fabrikaya yeni projeleri biz getiriyoruz bu sayede çalışıyorsunuz. Başka sendika gelirse bu projelerin hepsi iptal olur. Herkese 157 lira dağıtacağız. Otellerimizden yararlanabilirsiniz” söylemlerini yaydığını aktardı.
Kimi işçi sözcülerinin de en azından yaptıklarıyla bu propagandanın aleti olduğunu ifade eden işçi, şunları söyledi: “Duyuyoruz bir sözcü gelip demiş ki Türk Metal herkese 10 bin lira versin geçelim. Bir işçi arkadaş da hemen cevabı yapıştırmış, ‘Benim 10 bin liramı da sen al sen geç, ben geçmem.’ Herkes Türk Metal’den nefret ediyor. Ama alttan alta sarf edilen bu sözler can sıkıyor. Çelik-İş’i istemiyorsun. Birleşik Metal-İş’i istemiyorsun. Yeni bir sendika kuramıyorsun. Dayanışmada kalınamayacağını biliyorsun. Daha neyi bekliyorsun? Sözcüler çıksın işçinin karşısına Türk Metal’ci mi değil mi açıklasın. Eğer Türk Metal’ci değillerse bunun gereğini yapsınlar.”
Sözcülerin Türk Metal ile sadece bir görüşme yapıldığını söylediğini, ama ikisi Yalova’da biri Ankara’da olmak üzere 3 görüşme yapıldığını öğrendiklerini dile getiren bir başka işçi, bu görüşmeleri kimin sağladığının ve neler görüşüldüğünün açıklanmasını istedi. Kimi sözcülerin Ankara’da yapılan görüşmeye giderken helalleşerek gittiğine dikkat çeken işçi, “Sözcülerin tehdit edildikleri de söyleniyor. Eğer böyle şeyler varsa bunlar da açıklansın. Ne sözcü arkadaşlarımız böyle tehditler karşısında yalnız kalsın, ne de bu tehditler nedeniyle 5 bin işçinin kaderiyle oynansın” dedi.
Görüşmelerinin içeriğinin tam olarak aktarılmaması nedeniyle sözcülere güvenin sarsıldığını söyleyen işçi, bir an önce seçim yapılmasını ve sözcülerin yenilenmesi gerektiğini ekledi.
Yeni sendika olanağı heba edildi
Direnişin başından bu yana yeni bir sendika kurulması gerektiğini savunan bir Renault işçisi, “Herkes bize bakıyordu. Ama bekleye bekleye kimi fabrikalar dağıldı gitti” diyerek sözcüleri ağır davranmakla eleştirdi. “Halen diğer fabrikalardan arkadaşlar arıyor. Sizi bekliyoruz diye. Daha baştan kurallarını ve işleyişini kendi belirlediğimiz bir sendika korsaydık şimdi bu durumda olmazlardı. Diğer fabrikalarda olanların sorumlusu biraz da biziz” dedi. Geç kalındığını ama yine de her şeyin bitmediğini düşünüyor. Mevcut sendikalar içinden en iyisinin seçilmesi gerektiğini söyleyen işçiye göre en uygun tercih Birleşik Metal-İş. “Diyorlar ki terörist sendika. Direnişe çıktığımızda bize de aynısını söylediler. Bunlar hep Türk Metal’in ve fabrikaya Türk Metal’i getirmek isteyenlerin kışkırtması” diyen işçi, Renault’daki Birleşik Metal-İş şubesinin, kendilerinin belirleyeceği ilkelerle, en aşağıdan başlayarak komiteler üzerinden örgütlenmesi gerektiğini ifade ediyor.