Rektörlerin öğretim elemanları tarafından seçilmesini düzenleyen kanun teklifi Meclis Genel Kurulu gündemine geliyor.
Rektörlerin öğretim elemanları tarafından seçilmesini düzenleyen kanun teklifi Meclis Genel Kurulu gündemine geliyor. CHP İstanbul Sibel Özdemir’in imzasını taşıyan kanun teklifi ile devlet üniversitelerinin kendi rektörlerini seçmeleri ve seçimde en yüksek oyu alan adayın doğrudan göreve başlaması amaçlanıyor.
Meclis Genel Kurulu gündeminde görüşülecek olan kanun teklifinde, “Üniversitelerin özerk ve demokratik yapısı söz konusu olduğunda öne çıkan en önemli göstergelerin başında üniversite öğretim elemanlarının kendi yöneticilerini belirleme özgürlüğü gelmektedir. Ancak bugünkü uygulamada rektörler zaman zaman esnetilen üç yıl profesör olma dışında hiçbir kriter belirlenmeden Cumhurbaşkanı tarafından siyasete dayalı olarak atanmaktadır” deniliyor.
Bugünkü rektör atama düzenlemesinin 12 Eylül 1980 askeri darbesi dönemindeki rektör belirleme düzenlemesinin de gerisinde olduğu kaydedilen teklifte, “20 Temmuz 2016 tarihinde ilan edilen OHAL döneminde yapılan düzenlemeyle rektör seçimlerine son verildi. 12 Eylül darbesi ve üniversiteleri de hedef alan 20 Temmuz sivil darbesi sonrasında yapılan ve bugün uygulamada olan düzenleme arasında amaç olarak fark yoktur” değerlendirmesi yapılıyor.
“Üniversitelerin kalite ve nitelik bakımından gelişmeleri zarar gördü”
Üniversitelerin kalite ve nitelik bakımından gelişmelerinin ve ihtisaslaşmalarının zarar gördüğü belirtilen teklifte, “Rektör atama uygulamasının arkasındaki temel gaye; siyasi iktidara yakın kişileri üniversitelere rektör atamak, bilimsel özgürlüğü, bilimi ve bilim insanlarını baskı ve kontrol altına almak ve kadrolaşmak olmuştur. Bu uygulamaların neticesinde üniversiteler bilim üretememekte, dünya sıralamalarında geriye düşmekte ve nitelikli insan yetiştirememekte. Üniversitelerin kendi rektörlerini uzlaşıyla karar verdikleri usullere göre belirleyebilmesinin sağlanmasıyla ülkemizin bilimsel araştırma ve eğitimde önü açacaktır” ifadelerine yer verildi.
“Atanan rektörler kendilerini atayanların siyasi önceliklerini ön plana alıyor”
Rektör belirlenmesi konusunda demokratik ve bilimsel özgürlüğü önceleyen yeni bir düzenlemeye acil olarak ihtiyaç bulunduğu belirtilen teklifin gerekçesinde, “YÖK’ün kendisine yapılan rektör adayı başvurularını hiçbir ön değerlendirme yapmadan, başvurusu sırasına göre dosyalayarak Cumhurbaşkanlığına göndermesinin ardından bir gece yarısı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile rektör atanması bilimsel özgürlük ve akademik özerklikle bağdaşmamaktadır. Atama yerine demokratik seçim yapılması üniversitelerin temel talep ve ihtiyacıdır.
Çünkü atamayla göreve gelen rektörler maalesef yönetmeye talip oldukları üniversitelerin ve ülkemizin öncelikleri yerine kendilerini o makama atayanların siyasi önceliklerini ön plana almaktadır. Siyasi otoritenin tercihiyle kurum dışından yapılan bütün atamalar, Boğaziçi Üniversitesi’ne yapılan son atamada da görüldüğü üzere kurumsal tahribatlara yol açmaktadır” denildi.
Meclis Genel Kurulunda bu hafta salı günü görüşülecek olan kanun teklifiyle 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 13. maddesinin (a) fıkrasının birinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmekte:
“Devlet üniversitelerine rektör, öğretim elemanları tarafından seçilir. Vakıf üniversitelerinde rektör, mütevelli heyeti tarafından seçilir ve mütevelli heyetinin Yükseköğretim Kurulu’na teklifi ve Yükseköğretim Kurulu’nun onayıyla atanır. Rektörün görev süresi 4 yıldır. Süresi sona erenler aynı yöntemle yeniden atanabilirler. Ancak aynı Devlet üniversitesinde iki dönemden fazla rektörlük yapılamaz. Rektör, üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü tüzel kişiliğini temsil eder.”