TEOG’un kaldırılmasında iki neden olduğunu belirten Prof. Dr. Nejla Kurul, “Birincisi yoksullara politik vaat, ikincisi iktidar yenilikçi bir parti izlenimi vermek istiyor olabilir. Yeni dönemin hedefi, zihinsel inşa” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından açıklanan yeni müfredat tartışmaların odağındayken, şimdi de AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "TEOG'un kaldırılması lazım" sözleri yeni tartışmaları beraberinde getirdi. Erdoğan'ın açıklamasının hemen ardından MEB, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavını kaldırarak yerine "sınav odaklı olmayan" bir yapılanmanın getirilmesini gündemine aldı.
Altıncı değişikliğe doğru
AKP'nin iktidarda olduğu 15 yıl boyunca liseye geçiş sınavlarında 5 kez değişiklik yapılırken, Erdoğan'ın açıklamasıyla 6’ncı değişikliğe gidiliyor. 2003 yılında Liselere Giriş Sınavı (LGS) kaldırılarak yerine 2004 yılında Ortaöğretim Kurumları Sınavı (OKS) getirildi. Bu sınav, önceki yıllarda olduğu gibi öğrencilerin 3 yıllık ortaöğrenim sonunda tek bir sınava girmelerini düzenledi. MEB, 2007 yılında tek sınavın kaldırılmasına karar verildiğini açıkladı. Bunun yerine 3 ayrı sınav yapılması kararlaştırıldı. Ortaokulda, 6, 7, 8'inci sınıflarda Seviye Belirleme Sınavı (SBS) yapılmaya başlandı. 2010 yılında ise ortaöğretimde üç aşamalı sınav kaldırılarak yeniden tek sınav getirildi. Bu sistemle beraber SBS'ye sadece 8'inci sınıflar girdi. Son olarak ise 2014 yılından itibaren SBS kaldırılarak yerine TEOG getirildi. TEOG ile birlikte her yıl merkezden yapılacak 6 temel dersten 6 sınav getirildi.
Son olarak TEOG'un da kaldırılarak yap-boza dönüşen liseye geçiş sınavları ve eğitim sisteminin içinde bulunduğu duruma dair, 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nden Prof. Dr. Nejla Kurul değerlendirmelerde bulundu.
Mezopotamya Ajansı’ndan Diren Yurtsever’e konuşan Kurul, "TEOG, gerekçeleri olmadan üstün körü bir değerlendirme ile kaldırılıyor" dedi.
'Eskiden TEOG ve evrim mi vardı?'
Kurul, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Eskiden TEOG mu vardı" sorusunun son müfredat değişikliklerini anımsattığını belirtti. Kurul, "Tarih algısı kendi okuduğu döneme, zaman zaman da Osmanlı'ya dek uzayabiliyor. 'Osmanlı’da kadın erkek eşitliği mi vardı', 'Evin reisi erkektir, kadın ve erkeğin fıtratı ayrıdır veya Evrim kuramı mı vardı' diyordu. Bu biçimde bir yaklaşımla eğitimde değişiklik yapmak, 100’e yakın eğitim fakültesine saygı duymamaktır" şeklinde konuştu.
'TEOG AKP iktidarında getirildi ve kaldırıldı'
TEOG'un kaldırılmasında görünür ikna edici bir gerekçenin olmadığını savunan Kurul, merkezi sınav sistemlerine pek çok eleştirinin yapıldığını belirtti. Kurul, "Bu eleştiriler 14 yıldır iktidarda bulunan AK Parti’yi ya da iktidarı, sınav sistemini yeniden gözden geçirmesi konusunda tartışmaya ve uzun vadeli bir değişim planlamasına çağırmaktaydı. Ancak bu eleştirilere hiç itibar edilmedi aksine AK Parti döneminde TEOG geldi, hatta sınav sayıları çoğaltıldı. Şimdi ise TEOG kaldırıldı" değerlendirmesinde bulundu.
'TEOG'un kaldırılması politik bir vaat olabilir'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın TEOG'u kaldırmalarının iki nedeninin olabileceğini aktaran Kurul, şöyle dedi: "Birincisi AK Parti’nin yoksul tabanının, imam hatip ortaokullarından, kır ve kent yoksullarından gelen öğrencilerin ayrıcalıklı devlet okullarına girişi çok güçtür. Bu karar, yoksul tabana verilmiş bir politik vaat olarak değerlendirilebilir. İkincisi, iktidarın vaat edebileceği bir gelecek yoktur; şu an kültürel alan, üst yapısal konulara ilişkin reformlarla, yenilikçi bir parti izlenimi verilmek isteniyor olabilir. Yeni dönemin hedefi, 'zihinsel inşa'!"
'Sınavsız geçiş çözüm değil'
Bugün Türkiye'de hem eğitimde rekabetin kışkırtıldığını hem de kayırma, torpil, ihraç, sürgün ve benzeri uygulamaların yaygın olduğunu belirten Kurul, "Bütüncül olarak sınav sistemini ortadan kaldırmadan sınavsız bir okul iklimi yaratmak mümkün değildir. Öte yandan sınavı kaldırdığınız koşulda, yerine kayırma ve torpili koyduğunuzda sistem daha mı adil olacaktır? Bu da mümkün değil" diye konuştu.
'İslamcı ve Türk milliyetçisi bir rejim hedefleniyor'
Kurul, şunları ifade etti: "Siyasal iktidar, İslamcı ve Türk milliyetçisi bir rejimi hedefliyor, bunu kısmen başarsa da karşısında yine de toplumun yarısı, hatta biraz daha fazlası duruyor. Kararların yüzeysel, bütünlükten uzak ve çözüm üretici olmamasına rağmen hızlı adım atma konusunda bir cesaretleri var. Buna pragmatizm diyebiliriz. Ne var ki hatalı kararların sonuçlarını çocuklar ve gençler çekiyor."